Ligde üst üste almış olduğumuz mağlubiyetler, hem takımı hem de taraftarı tam anlamıyla bitirmiş durumda. Bu saaten sonra da toparlanması çok zor gibi görünüyor. Artık küme potasına doğru yaklaşıyoruz, sonumuz hayrola.
Maça Olan Yoğun İlgi Karşılığını Bulamadı
Günlerdir Antalyaspor müsabakası için yapılan onca duyuru, onca kampanya alıcısını buldu. Fakat; maça ilgi gösteren bunca taraftarın hevesi, her zamanki gibi yine kursağında kaldı. Bir çıkış yakalayıp, tekrardan toparlanmak adına çok önemli olan bu maç, bu saaten sonra belki de bizi içinden çıkılamayacak bir durumun içerisine sürükledi. İnsanlar Malatyaspor’a sahip çıkmaya, kol kanat germeye çalıştıkça, Malatyaspor kanser etmekten vazgeçmiyor. Yaşlısı, genci, kadını demeden herkesin elini taşın altına koyduğu bu haftada, taraftar yine üstüne düşeni yaptı. Yaptı yaptı da takım niye bir türlü o çıkmaz sokaktan vazgeçemedi, bunu anlayabilmiş değilim. Şehir tam bir hava içerisine girmeye çalışıyor/giriyor, gel gör ki takım bu havayı tamamı ile yerle yeksan ediyor. Artık radikal kararlar alma, ruhsuz topçulardan biran önce kurtulma zamanıdır. Kadroda rotasyona gidilmeli, hemde çok hızlı bir şekilde. Eğer bu şekilde devam edilirse, Süper Lig maceramız burada son bulabilir.
Kemal Hoca Nasıl Bir Pencereden Bakıyor?
Çıkardığı ilk 11’e diyecek bir lafım yok, belki Umut Bulut yerine Vidar oynayabilirdi ilk 11’de ama yine de bu şekilde bir sıkıntı yok. Fakat; oyuna yapılan müdehaleler tamamıyla bir fiyasko. 10 kişi kalmış bir takıma karşı, ikinci yarının başlarında Mina’yı çıkarıp Donald’ı almak da neyin nesi? Vidar neden ikinci yarının başlarında oyuna dahil edilmedi? Bunlar oturulup görüşülmeli, tartışılmalı. Bu iş böyle yürümez. Kemal Hoca’nın, göreve başladığı andan itibaren oyun içerisine yapmış olduğu müdehaleleri hiç tasvip etmiyorum. Yani, bu müdehaleler neye göre yapılıyor, kime göre yapılıyor? Mina’ya en ihtiyacın olduğu yerde, kalkıp Mina’yı oyundan almak, Robin’i stopere çekmekle oyunun bütün düzenini alt üst etmeye ne gerek vardı. Oyun kurucu görevini Acquah’dan alıp, oyununu kurma işini Donald gibi bir kalasa bırakırsanız eğer, son dakikada yapılan hatadan golü yer, boynu bükük sahadan ayrılırsınız.
Orta Açamıyoruz
Süper Lig’de, orta açmadan maç kazanmaya çalışan, hatta Dünya’da orta açmadan maç kazanmaya çalışan tek takımız. Bir takım ceza sahası içerisine bir tane dahi orta açamaz mı arkadaş, nedir bu? Senin Umut Bulut gibi tek meziyeti, kafa toplarında etki yaratabilmek olan bir santraforun var, ama orta açabilen bir tane oyuncun yok saha içerisinde. Sergen Yalçın döneminde de bu böyleydi, Kemal Özdeş döneminde de böyle. Yok mu bu takımda orta açmayı bilen bir tek topçu? Chebake topu alıyor dikine gidiyor, Gökan alıyor dikine gidiyor, Bifouma alıyor dikine gidiyor. Gidiyor gidiyorda nereye gidiyor? Artık bu soruna bir çözüm bulunmalı, gerekirse laubali davranan topçunun kulağı da çekilmeli. Bu kadar sorumsuz, bu kadar akılsız futbol oynanmaz.
Birisi Farnolle’ye Kaleci Olduğunu Hatırlatsın!
Anlamadım ki, bu bizim Farnolle neden hiçbir topa çıkmıyor, neden topu şöyle sabit bir şekilde elinde tutmaktan çekiniyor? Korner kullanılıyor Farnolle çıkmıyor, serbest vuruş kullanılıyor Farnolle çıkmıyor, orta açılıyor bizim Farnolle yine çıkmıyor. Tek iyi yaptığı şey, karşı karşıya kalınan pozisyonlarda kaleyi iyi bir açıdan gole kapatabilmesi. Zaten onuda yapmazsa gitsin evde börek açsın. Aslanlar gibi, yıllardır yedekte olan Abdulsamed’e neden bir şans verilmiyor? Genç olduğu için mi? Biraz şu konuda Trabzonspor örnek alınsın, siz o zaman görün Malatya futbolunu. Tabi Malatya futboluna bir şeyler katmak gibi bir amacınız varsa...
