İstatiksel olarak bu kadar kötü oynadığımız bir karşılaşmayı kazanmamızı zaten beklemiyordum. Genel anlamda ligde istatiksel olarak kötü bir grafik çizmemizi bir kenara bırakalım. Rakiplerimiz dediğimiz, küme düşme potasında yer alan takımlara karşı da bu kötü oyunumuzu sürdürmeye devam etmemizin bir izahı yok. Saha içerisinde yürüyerek top oynayan, bir amacı/bir hedefi olmayan futbolcularla; ancak Rizespor’un çayının yanına çerez oluruz.
Maç boyunca kanatlardan bastıran Rizespor’u durdurmakta bir hayli zorlandık. Zaten golü de bir kanat organizasyonunda buldular. Peki kanatlarda neden bu kadar açık veriyor, neden rakibi savunamıyoruz? Cevabı çok basit. Takdir edersiniz ki Yeni Malatyaspor takımı savunmaya geçtiğinde 5’li, hücuma geçtiğinde ise 3’li defans stiliyle oynuyor. İleriye daha fazla çıkarak hücuma yardımcı olmaya çalışan sözde bek oyuncuları; ekstra bir efor sarf ettiklerinden dolayı, rakibi geride karşılamakta zorlanıyorlar. Ayrıca hızlı bir takıma karşı veyahut kontra ataklarla kalemize gelmeye çalışan takımlara karşı ise tamamen savunmasız kalıyor.
Peki bu duruma nasıl müdehale edilmeli? Belki yeterli bulunmayabilir. Lakin elde olan imkanlar dahilinde, Başakşehir’den kiralık olarak getirilen; Muhammed’e sağ bekte görev verilebilir. Bununla birlikte 4’lü defans kombinasyonuna tekrardan başvurulabilir. Wallace, Sadık, Hafez ve Muhammed dörtlüsüyle bir defans hattı oluşturulduktan sonra, orta alanda; Ndong, Aabid ve Jospin isimleriyle oynanabilir. İleri hatta ise Kanatlarda Mounıur, Adem, -Mustafa iyileşene kadar- forvette ise Tetteh. Mustafa iyileştikten sonra ise Adem forvet arkasına çekilip, Mustafa kanada getirilir ve Jospin’de yedek kulübesine… Daha sonra oyunun gidişatına göre; Aabid-Mallan değişikliği, Adem-Haqi değişikliği, (bu değişiklik kesinlikle dakika 60’da yapılmalı) son olarak Tetteh-Walter değişikliği olabilir. Tabi Mustafa iyileştikten sonra değişiklik sayısını 5’e kadar bile çıkarma şansımız mümkündür.
İşte alın size çözüm. Deneyin, bir de böyle kaybedelim. Kaybedecek neyimiz kaldıysa…
Gevrek Değil Bayat!
Sayın Gevrek artık tazeliğini kaybetmiş durumda. Yapmış olduğu yanlışların, almış olduğu kararların artık Yeni Malatyaspor’a zarar verdiğini ve takıma daha fazla zarar vermeden istifa etmesi gerektiğini bir an önce anlamalı.
Olmuyor Başkan olmuyor. Durum gittikçe daha da kötü bir hal alıyor.
Yeni Malatyaspor adeta bir labirentin içerisine hapsolmuş durumda. Ellerine kelepçe vurulmuş, gözleri bağlanmış, ağzı bantlanmış bir şekilde gözümüzün önünde bir oraya bir buraya çarparak, bir meçhule doğru sürükleniyor. Göz göre göre buna sessiz kalamayız. Bir şehrin hayallerinin, bir şehrin böylesine önemli bir değerinin, markasının bu şekilde harcanmasına müsade edemeyiz/etmemeliyiz.
Bir şeyler yapmalı… Yeni Malatyaspor’u bu girdaptan kurtarmalı. Yoksa “Yep Yeni Malatyaspor” ‘un gelmesini beklemekten başka çaremiz kalmayacak. O da gelir mi?
Go Home Sumudica!
Yani bu kadar iyi olduğunu düşünüpte, bu kadar eleştirdiğim bir başka kimseyi hatırlayamıyorum. Bir inat uğruna; oyuncum yok oyuncum yok diye diye takımı ne hale getirdin. Bir vatandaşın; Eski dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e yapmış olduğu isyanı hatırlıyorum. Bağıra bağıra: “İsyan ettim yav” diyorum sana. Sumudica geliyor kazanacağız, Sumudica geliyor ligde kalacağız, Sumudica geliyor derin bir nefes alacağız… İsyan ettik ya, Sumudica’nın bir şey yapacağı yok. Sana Türkçe git demeye el vermiyor belki içim -yani senden sonra, senden başka kim gelebilir daha- ama İngilizce affetmeyeceğim “Go Home Sumudica.”
