Ahmet Küçükşahin

Osmanlı'da Eğitim ve Türkiye'de Öğretmenler Günü

Ahmet Küçükşahin

Sultan Abdulaziz’in (1861-1876) sadrazamlarından Keçecizade Fuad Paşa, 1869 yılında ölmeden kısa bir süre önce Padişaha yazdığı mektupta eğitimle ilgili olarak şunları ifade eder: 

“Sultanımız Efendimizin bu yüksek makamın gerektirdiği görevleri layıkıyla yerine getirebilmesini temin için, her şeyden önemlisi, İmparatorluğun büyük bir tehlike içinde olduğu acı gerçekleri dikkate alması gerekir. 

Batılı milletler, örneğin, iki yüzyıl önceki durumlarına kıyasla bugün hangi seviyede bulunmaktadırlar? Her biri, bizi ölçülemeyecek derecede geride bırakmışlardır. 

Her alanda bir reform, ülke için zorunlu bir ihtiyaçtır. 

Askeri ve sivil okullarımızın her şeyden önce ıslahı gerekmektedir. 

Ne yazık ki, şu İslamiyet’in çıkarlarını koruyor ve İslam dünyasının arkasında duruyormuş gibi görünen akıl hocalarınız, asri düşünce tarzına uygun ilerlememizin önünü kesmektedirler. Bu tür kişiler, gerçek anlamda Hz. Muhammet’in müritleri olarak görülemezler; onlar olsa olsa geri kafalı yobazlardır. 

Gerçekte, İslami ve yabancı öğrenim arasında bir fark yoktur. Çünkü bilgi tüm insanlığın malıdır ve zihinleri aydınlatmada güneş gibi parlar. 

Bu sözleri, İslam aleminin yazarlarının çalışmalarını dikkatle incelemiş olmama dayanarak söylüyorum; ve bu eserlerin hiç birisinde de batılı öğrenimin reddini cevaz veren bir belirtiye rastlamış değilim. Tam tersine, eski hükümdarlarımız ve bilim adamları, gayrimüslim yazarların eserlerinin tercüme ve uyarlamasını hep teşvik etmişlerdir. 

Padişahım, Zat-ı Alinizi tüm tevazuumla temin ederim ki, çok kısa bir sürede Cenab-ı Hakk’ın huzuruna erişmeyi beklediğim ömrümün son saatinde, Yüce Hükümdarım, ülkem ve din kardeşlerimi kandırmak niyeti içinde değilim. 

Emin olunuz ki bize Batı aracılığı ile gelen modern öğrenim, içinde kutsal dinimize uygun olmayan bir şey barındırmamaktadır. Daha da ötesi, büyük bir ciddiyetle iddia ediyorum ki bu bilgi, İmparatorluğumuz ve imanımızın sürekliliği için asli gereklilikte olup, böylesine bir bilgiye dayanmayan hiçbir Avrupalı hanedan da varlığını sürdüremez.

Genel eğitimimiz mevcut acınası durumda kalmaya devam ettiği sürece geri kalmaya mahkum olduğumuz gibi, gerçekte daha derinlere batmamız kaçınılmaz olacaktır. İmparatorluğun her köşesinde günün gereklerine uygun temeller üzerinde devlet okul ve yüksek eğitim kurumlarının açılması lazım gelmektedir. 

Kötü yönetim, eğitimin ilerlemesini geri bırakan temel nedenlerden biri olagelmiştir. 
Benden sonra gelenlerin dikkatini, bütün samimiyetimle, eğitim meselesinin her şeyden önemli bir mesele olduğuna çekmek isterim. 

Eğitim eksikliği, kişisel umarsızlık, dini bağnazlık ve ulemanın veya dini liderlerin nüfuzu, Osmanlı’nın olduğu yerde saymasına katkıda bulunmuştur.” 

Fuad Paşanın söyledikleri ancak kendisinden 55 yıl sonra 1924 yılından başlamak üzere, Mustafa Kemal tarafından Türkiye Cumhuriyetinde gerçekleştirilmiştir. 

•    Eğitim ve öğretimde birlik sağlanmış.
•    Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış.
•    Azınlık okullarının zararlı faaliyetleri durdurulmuş.
•    Yabancı okullara Türkçe dersleri konmuş.
•    Medreseler kapatılmış.
•    İlköğretim zorunlu ve parasız duruma getirilmiş.
•    Eğitimde eşitlik sağlanmış.
•    Yeni Türk Harfleri kabul edilmiş.
•    Darülfünunun yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur.

Mustafa Kemal’in 1923 yılında Kütahya’da öğretmenlere dediği gibi “Siz öğretmen hanımlar ve öğretmen beyler, sizler de bilgi ve anlayış ordusunun subaylar ve komuta heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir.” 

Bu nedenle öğretmenlik bir meslek değil bir ülkü olmalıdır. Ülkemizi çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarma ülküsü. Öğretmenlerimiz bu ülkünün mimarlarıdır.

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri'nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gündür. 1981 yılında başlamış bir uygulama olarak 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 

Tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun.  

Yazarın Diğer Yazıları