Geçen gün “Suç Meşale’nin değil Öznur Çalık’ındır” başlıklı bir yazı yazdım.
Yazının altına sayısız yorum aldım.
Onlarca mail ve telefon aldım.
Bu geri dönüşlerin büyük çoğunluğu Meşale derneğini savunmaları…
Yazımdan sonra öyle bir tablo çizildi ki sanki Meşale dediğimiz “oluşum” çok masum!
Geçmişte hiçbir şey yaşanılmamış gibi veya 5-10 yıl önce sanki Malatya’da yaşamıyormuşuz gibi bir tablo çiziliyor.
Hayatımda en çok korktuğum şey iftiradır.
O yüzden kimseye iftara atmamak için yazı yazmadan önce farklı kanallar ile konuşurum.
Bir gazetecinin her kurumda kaynakları vardır.
Yazdıklarımın vurgusu sert olabilir ama hiçbir yazımda hariçten gazel okumam!
Bazen Selahattin Gürkan’ı eleştirip Meşalecileri sevindiririm!
Bazen Çınar’ı eleştirip Gürkan’cıları sevindiririm.
Bazen AK Partili yöneticileri eleştirip hiç tahmin edemeyeceğiniz AK Partili veya AKP’lileri sevindiririm!
Meşale’yi eleştirip Gürkan’cıları sevindirdiğim gibi…
Bazen Gürkan’cılar kızar bana…
Bazen Meşaleciler…
Bazen “belediyeciler”…
Bazen STK’lar kızar bana…
Bana bir bilgi verdikten sonra farklı kaynaklar ile konuştuktan sonra yazdığım yazıdan rahatsız olan “ilk kaynağım” dahi bana kızar bazen…
Gelen ilk bilgiyi olduğu gibi yazmadığım için…
Ben ne Selahattin Gürkan’ın düşmanıyım ne Meşale’nin düşmanıyım.
Ne Gürkan’ın dostuyum ne de her hangi bir derneğin koşulsuz savunucusuyum!
Birilerinin kızması veya sevinmesi beni çok enterese etmez!
Ben işime bakarım sadece…
O gün yazdığım konu ile ilgili bir farkındalık oluşturabiliyor muyum, diye kafa yorarım.
Yazdığım yazıda Malatya menfaati var mı, diye düşünürüm.
Ayrıca bana Meşale’yi “kimsenin işine karışmayan” karınca misali gibi gösterenlere bir hatırlatma yapayım.
Bu memlekette “Meşaleci” belediye başkanı var mıydı?
Milletvekili var mıydı?
Meşale’nin televizyonu, gazetesi var mıydı?
“Belediyeye girmek için Meşale’den onay alman lazım” lafını ben mi uydurdum!
Zamanında VUSLAT TV’ye hangi belediyeler ne kadar para aktarıyordu?
Meşalecilerin anlattığı gibi Meşale çok güçlü değilse niye her kurumda bir Meşaleci yöneticiydi?
Bu memlekette Meşaleci televizyon patronu Yeşilyurt Belediyesi’nin çalışanı gözükmüyor muydu?
Kim kimi kandırıyor çok değerli Meşaleci okurlarım!
Dün övüne övüne “Ben Meşaleci’yim” diyenlerin bugünkü halleri neden?
Malatya AK Parti’sinde Meşalecilerin etkisini unutmadık!
Meşale derneğini gastronomi derneği gibi “etkisiz” gösterenlere sesleniyorum:
Biz o zamanlarda da bu memlekette gazetecilik yapıyorduk.
Burada yaşıyorduk…
Meşaleci arkadaşlarım var, dostlarım var.
Kimse kimseyi kandırmasın.
Dün sizin elinizdeki güç AK Parti’de yoktu Malatya’da!
Bu kadar açık yazıyorum çünkü bunu sizler bize empoze ettiniz!
Merak etmeyin “Gürkan’cı” olmadım.
Her hangi bir siyasetçi ile “dost-düşman” ilişkisine girmem.
Yarın belediye otobüs biletlerine yapılan zammı da yine eleştireceğim başka konularda yapılan hatayı da görevimiz gereği yazacağım.
Meşale’nin düşmanı değilim.
Dün eleştiriyordum bugün yine eleştirdim.
Dün STK’ların Malatya’da işlevsizliğini eleştiriyordum.
ESOB Başkanı Şevket Keskin Meşaleciler ile savaşa girdiği sırada dahi hem Meşale’yi eleştirip hem Şevket Keskin’e “metal yorgunu” diyordum.
Benim yönüm yok!
Ayrıca Milli Eğitim Müdürlüğünde dönen filmleri iyi biliyorum.
Sözde eğitim ayağına dönen filmleri ise daha iyi biliyorum.
Battal Kanbay muhtemelen yarın gidecektir ama bizler bu dönen filmleri yazmadığımız zaman bu devran aynen devam edecektir.
Beni okuyan sadece 10 kişi de kalsa bu tavrımdan vazgeçmeyeceğim!