Aslında Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ı Malatyalılar 2018 yılının Mayıs ayında tanımaya başlamıştı.
Ama 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra proje açıklayan tek AK Partili Belediye Başkanı olsa da uzun süre “ikinci adam” algısı üzerinde kalmıştı.
Hacı Uğur Polat’ı tarif ederken şu cümleleri genelde kurarız:
Ekibini sağlam kuran ve ekibine güvenen ve aynı zamanda çok çalışkan gözüken bir başkan profili çizmişti.
Hacı Uğur Polat’ın yardımcısı Mehmet Çınar ise o ekolden geliyor.
Hem çalışkan hem de ekibe inanıyor görüntüsü veriyordu.
Mehmet Çınar’ın handikabı ise “yardımcı başkan” algısından çıkamamış olmasıydı.
En azından ben düne kadar öyle düşünüyordum.
Hacı Uğur Polat’ın ekolünden gelme idi ama Hacı Uğur Polat gibi yeri geldiğinde masaya elini vuramadığını, bazı olaylar karşısında tavır alamadığını duyuyorduk.
Biraz da “albenisi” eksik bir profil çiziyordu.
Ayrıca sayısız kez Hacı Uğur Polat’ı eleştirmiş biri olarak örnekleme yaparken Polat’ın burada olumlu yönlerinden bahsediyorum.
Geçen gün Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile yaptığım röportajı sonlandırınca kafamdaki
Mehmet Çınar algısı değişti diyebilirim.
Bi kere çalışkan… Sürekli sahada olduğunu görüyoruz.
İkincisi ekibine çok inanıyor. Ekibi genç bir kadro ve işi bildiklerine inanıyor.
Başkan yardımcılarına güveniyor ama son yetki değişiminde görüldü ki isimleri değiştireceğine “görevleri” değiştiriyor.
Elini masaya vuruyor ama daha matematiksel düşünerek hareket ediyor.
Ayrıca soru sorulduğu takdirde lafı gediğine oturttuğunu da gördük.
Ben Ahmet Çakır’ın dahi çekinerek cevap verdiği bir ortamda, Selahattin Gürkan’a karşı bu kadar mantıklı ama sert cevap veren bir AK Partili Malatya’da görmedim.
Mehmet Çınar’ı sevmeyenler bu yazdıklarıma kızacaktır tabii ki ama benim son röportajımdan aldığım izlenimim bunlar.
Yaptığım söyleşide tek takıldığım yer ise Başkan Çınar’ın Hacı Uğur Polat’tan hiç bahsetmemesi.
Eski dönem ile ilgili soru sormama rağmen Polat’ın ismini dahi ağzına almaması dikkatimi çekti.
Sadece yaptığım röportaj değil genel olarak Mehmet Çınar’ın Hacı Uğur Polat’tan hiç söz etmemesi çok garip geliyor bana.
Kişisel bir problem olabilir ama burada mevzu kişisel değildir.
Neyse…
Genel hatlarıyla yaptığım söyleşiden zevk aldığımı belirtebilirim.
TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ
Yanılmıyorsam Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) iki yıl önce kuruldu.
İki yıldır her ne kadar zaman zaman eleştirsek de büyümeye devam ediyor.
MTÜ büyüdükçe tabii ki Malatya kazanacaktır.
En azından yılların İnönü Üniversitesi’nin “bitkin” görüntüsüne son verme ihtimalinden dolayı dahi Malatya’ya faydası dokunacaktır.
Belki bir “bilimsel yarış” içine girmeleri düşüncesi dahi iyi bir gelişmedir.
Bugün MTÜ’ den gelen habere göre Tıp Fakültesi kurulmuş.
Bu fakülte ile beraber 7. fakültelerini kurmuş oldular.
Ben buradan MTÜ Rektörü Aysun Bay Karabulut’a birkaç uyarıda bulunmak istiyorum.
Bence MTÜ’nün Battalgazi’deki yeri hem konum olarak hem de gelişime aç bir yer olarak çok güzel bir yerde.
Çevreyolu altı diye küçümseyici bir tabirle yıllardır tarif ettiğimiz bu Battalgazi Belediyesi sınırları içerisindeki yerleşim yerleri her dönem bi şeyler yapılacak vaadi ile bugüne geldi.
MTÜ’nün bu bölgede oluşu gerçekten büyük bir şans.
Bugün Tıp Fakültesi de kuruldu.
Hanımınçiftliği Belediyesi’nin yeri yüzünden Battalgazi Belediyesi ile MTÜ’nün bir tartışması olmuştu.
Bu tartışma yüzünden bazı fakültelerin Yeşilyurt bölgesine taşınacağı söyleniyordu.
Yeşilyurt gelişen ve gelişme hızına müsait olduğu için Battalgazi bölgesine göre daha hızlı gelişiyor.
Battalgazi Belediyesi ne Osman Güder’in ne de MTÜ Aysun Bay Karabulut’un.
İkisinin de bu bilinçte olduğunu düşünüyorum.
Bu sürtüşme gelişmekte direnen Battalgazi bölgesine zarar vermesin diye bunları yazıyorum.
Güzelim Fırat nehrine bakan fakülteler kuramaz mıyız?
Bu fakülteler Battalgazi’nin makûs talihini sonlandırabilir.
Fitili ateşleyebilir.
Bi şeyler duyduğum için bunları yazıyorum.
Yeşilyurt bölgesinde ikamet eden biri olarak söylüyorum ki MTÜ’nün Malatya’nın batı yakasına doğru yerleşmesi Malatya’nın zararına olur.
