Mahir Temur

İbrahim Göçmen 'boş' konuşuyor!

Mahir Temur

Yıllardır Malatya’da “gazeteci” olarak bilinen zevatları ara ara buradan eleştirdiğimi biliyorsunuz.

Gördüğümü yazıyorum ve esasında fikir paylaşımı yapıyorum.

Kendimi tanımlayacak olursam “fikir işçisi” diye tanımlarım.

Fakat bu eleştirilerimde genelde kendini yıllardır “gazeteci” diye tanımlayanlardan cevap gelmez.

Çünkü yazamazlar!

Belki en fazla Remzi Hayta gibi mahkemeye verirler!

Üç belediyenin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla hazırladığı gecede “kadük” dediğim birkaç zevat, Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı “çalışan” gazeteci Fatih Avcı’nın konuşup konuşmayacağını Avcı’ya sormadan sadece “Vahap Güner konuşsun” demişlerdi.

Üstelik gündüzden belediye tarafından aranıp konuşma listesinde varsınız, denmesine rağmen.

O gece salonu terk ettik ve ben de ertesi gün bir yazı yazdım.

“Kadük gazetecilere kapak olsun” başlıklı yazımda gece yaşanan olayı özetledim.

Çünkü Fatih Avcı’nın hareketini çok anlamlı bulmuştum.

Sonra Malatya Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı İbrahim Göçmen “Gazeteci kardeşlerim boş işlerle zaman geçirme zamanı değil” başlıklı bir yazı yazdı.

Bu “tutarsız” yazılan yazıda öğrendim ki “İbrahim amca” dediğim yılların gazetecisi de sadece Vahap Güner konuşsun, demiş.
 

Çok üzüldüm açıkçası.

Yazdığı yazıda beni kast ediyor mu, çözememiştim.

Ve açıkçası benim için konu kapanmıştı fakat Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti’nin düzenlemiş olduğu programı yazınca, yazımın altına aynen şu şekilde yorum yaptı:

 

“Mahir ben seni harbi ve ergiye ergi doğruya doğru diyen birisi olarak biliyordum ve ben seni benim gençliğim olarak görüyordum. Bu yazıyı okuduktan sonra ben sözümü geri alıyorum sana karşı duyduğum sempatimi de olan sevgimi de bir kez daha düşünmek üzere askıya alıyorum. Sana ama bir tek sana o gün olan olayı anlattım. bu anlatmamdan sonra halen sen birilerine övgüler yağdırıyor bu işleri bilmem şundan öğrenin diyorsan yazıklar olsun sana. Yazık ki o Osman Temurun yeğenisin.”

İbrahim Göçmen’in yazımın altına yaptığı yorumun son cümlesi olmasa yine yazmayacaktım.

Rahmetli Osman Temur benim amcamdır. Yeğeni olduğum için gurur duyduğum Osman Amcamı İbrahim Göçmen’in egosu kırıldı diye bu konuya dahil etmesi beni çok kırdı.

Ve ayrıca İbrahim Göçmen’in bu hadsizliği bazı sevdiğim arkadaşlarımın “dikkate alma” telkinlerine rağmen cevapsız bırakamazdım.

Açıkçası İbrahim Göçmen gözünde benim değerimin hiçbir anlamı yok!

Fakat fikirsel tartışmaya girişeceksek öncelikle bir makale nasıl yazılır, ona bakmak lazım!

Anlatım bozukluklarını geçtim ama yazılan yazının biraz tutarlı olması lazım.

Çalışan gazeteci Fatih Avcı’yı “konuşturmama” görevini kendinde bulan İbrahim Göçmen, Avcı’nın salonu terk etmesini “gazetecilerin gününü karartmaya karalamaya çalışıyorlar” diye ifade ediyor.

Aynı yazıda ve aynı günde Malatya Park AVM’nin gazetecilere verdiği yemekte plaket verilmediği için “olay” çıkartan İbrahim Göçmen kendisiyle çeliştiğini göremiyor maalesef!

Aynı yazıda aynen şunları yazdı:

Nitekim o sabah AVM nin sabah kahvaltı toplantısında bütün dernek ve cemiyetlere plaket verildi bana yani Çağdaş gazeteciler derneğine verilmedi. Ben bekledim toplantı bitti ve çok sevdiğim Mehmet Kavuğa giderek verdikleri hediyeyi iade ederek ben beni unutanların yok sayanların hediyesini almıyorum iade ediyorum dedim.”

Plaket verilmediği için AVM’nin sahibi Mehmet Kavuk’a gidip verilen hediye çekini iade ediyor.

Bu ne yaman çelişki İbrahim Göçmen!

Kusura bakmayın ama İbrahim Göçmen’i biz “olayları” ile tanıdık!

Kaç yıl önce Yeşilyurt Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu basın toplantısında yerel televizyonlar canlı yayındayken salonu terk eden İbrahim Göçmen “Gazeteci arkadaşlar boş işlerle uğraşmayın” demiyordu.

En azından ben soru sorulmasına izin verilmediği için yani “konuşturulmadığı” için salonu terk eden İbrahim Göçmen’e “boş işlerle uğraşma” dememiştim.

Peki İbrahim Göçmen bu ne yaman çelişkidir ki bugün “sevmediğin” Vahap Güner’in avukatlığını yapıyorsun!

Yıllar önce bir gazeteciyi darp ederken “gelin birlik olalım” demiyordun!

İbrahim Göçmen maalesef boş konuşuyor ve boş yazıyor!

 

*

 

Gelelim İbrahim Göçmen’in yazıma yaptığı yoruma…

MGTC’nin düzenlediği gece gerçekten çok güzel bir atmosferde geçti.

Kimle konuşmuş isem “süperdi” dediler.

O gecenin sonlarına yakın İbrahim Göçmen protokol masasından kalkarken herkesin duyacağı bir ses tonuyla “Mahir dışarı çıkar mısın? Özel bir konu var” deyince dışarı çıktım.

Hatta dışarıda yanımıza doğru gelen birini görünce İbrahim Göçmen o arkadaştan müsaade istedi. 

Özel bir konu var, diye.

Baş başayken “Fatih Avcı yanlış yaptı” dedi.

“Ben konuşurken ER TV canlı yayında değildi ama Fatih Avcı konuşurken ER TV canlı yayına geçti” dedi.

“Kendisini televizyona çıkardı ama beni ve Zeki Dağ’ı çıkartmadı televizyona” dedi.

Ve gece esnasında bir not yazıp Fatih Avcı’ya verdiğini söyledi İbrahim Göçmen.

Ben de Fatih Avcı’ya soracağımı söyledim ve ayrıldık.

Yanımıza gelen arkadaşın dahi duymamasını istediği bu özel görüşmeyi ben o geceyi anlattığım yazıya bilerek eklemedim. Çünkü özel görüşmeydi.

Fakat yorumda bahsedince şimdi yazıyorum.

MGTC’nin gecesine biz üyeler biraz erken gittik. Konuşmacıların sırası belirlenirken İbrahim Göçmen salondaki en tecrübeli gazeteci diye konuşmacı listesinin ilk başına İbrahim Göçmen yazıldı.

Yani bu kadar hassas davranıldı.

Program 19:15’te başladı ama ER TV’nin 19:30’da ana haber programı vardı. Ana haberden sonra canlı yayına geçtiler.

Bi kere Fatih Avcı ne ER TV’nin sahibi ne de ER TV’de yönetici…

İnsanları yaklaşık 40 dakika bekletmemek için konuşmalar ikiye bölündü.

Bu kadar!

MGTC, üç belediyenin yapmadığı şekilde herkese konuşma hakkı vermişken ve size duyulan saygı yüzünden ilk konuşma size verilmişken yılların gazeteci “ben canlı yayına çıkmadım” demesi gerçekten çok abes değil mi?

 

*

Yerel gündeme 1996 yılında vefat eden Osman Amcamı işin içine sokan birine aslında cevap vermemek lazım.

Rahmetli amcamın ismini görünce dayanamadım!

İbrahim Göçmen lütfen bu yazıdan sonra beni aramayınız. Çünkü cevap vermeyeceğim!

Her türlü ağır eleştiriyi getirebilirsiniz ama işin içine rahmetli olmuş amcam girince çok sinirlendim.

Bu yazıma cevap verebilirsiniz, ağır eleştiri getirebilirsiniz!

Umurumda değil ama bence gündüz yazın!

Çünkü akşam yazınca “kafanız iyi” olmuyor galiba!

Mahir Temur'u Twitter'da takip et!

Kayısı Haber

Yazarın Diğer Yazıları