Ülkemizde uzun yıllardır muhalefet anlayışı tartışılır.
Aslında Malatya’da ise muhalefet anlayışı sıkıntılı ama biraz daha farklı bir sorun uzun yıllardır devam etmekte.
Aynı iktidar gibi muhalefet temsilcilerinin de önceliği koltuklarını korumak…
Liyakat, çalışkanlık ve konusuna hakim bir profil anlayışı çizmek yerine parti içi ilişkilerini geliştirerek, kendisine biat etmiş yeni alt tebaalar kurarak koltukta devam etme çizgisinde olan çok siyasetçimiz var.
Bunu gören iktidar temsilcileri ise genelde muhalefetin ara ara dillendirdikleri sıkıntıları pek kulak asmazlar.
Cevap dahi vermezler.
Malatya’da mevkidaşlarını dahi eleştiren muhalefet temsilcisi yok!
En son hangi il başkanı iktidarda olan il başkanlarını eleştirdi?
CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba dahi “iktidarın bir milletvekili” diyor eleştirisinde…
Sanki asayiş haberini seslendiriyor.
Bari hangi vekil olduğunu kodlasa!
Dokunulmazlığı olan bir vekilin kendi şehri ile ilgili bir sıkıntısını anlatırken iktidarda olan milletvekilinin ismini dahi vermeyecekse biz bu anlayışa demokrasi diyebilir miyiz?
Vekil dahi isim vermekten çekiniyorsa eleştiri kültürünü nasıl benimseyeceğiz?
Kimi eleştirdiğini açık açık söyleyemeyen bir muhalefet karşısında basın nasıl özgür ve tarafsız hareket edebilecek?
“Bir televizyon kanalında çıkan habere göre” veya “Bir gazetede çıkan yazıya göre” diye kodlayan güzide basınımızın kaynak vermemek için kırk takla attığı bir dönemde muhalefetin her söylemi özneli olmalı.
Basında olduğu gibi maalesef muhalefet temsilcileri de kimi eleştirdiğini aslında söylemiyor!
Kabataslak “AKP” deyip Malatya’da siyaset yapıldığı zannediliyor.
Ve üstüne “cevap verilmediği” için yapılan bir eleştiri sonrasında o sıkıntı sanki çözülmüş gibi daha da o konuya girilmiyor.
Meselinin bir tarafı da bu işte!
Sorun çözebilen muhalefet anlayışı yok, sorunları ara ara dillendirmek marifet sayılıyor!
Maalesef muhalefetin bu “koltuk, rahatlık, tembellik” ve aslında “liyakatsiz” oluşu basını da aynı Malatya’nın İnönü Caddesi gibi tek yönlü yapıyor.
Eleştirebilen gazetecilere ise iktidar “Veli Ağbaba” gözüyle bakılıyor!
Ya da marjinal bir bakış açısıyla bakılmak ve görülmek isteniyor.
“Özgür Basın” ibaresi aslında iyi bir slogan ama iş icraata geldiği zaman her şey farklılaşabiliyor.
Bu sıkıntılı ve tek yönlü Malatya’da açık açık muhalefet eleştirisi de dahil özgürce her yönü eleştirebilen basın kuruluşu çok çok azaldı.
AK Partili Belediyelerin oluşturdukları basın tebaası artık o hale geldi ki burada anlatsam inanamazsınız.
İşte bu tebaayı da beğenmedikleri için yeni yollara başvurmak üzereler!
Sürekli basın ile ilgili yeni formüller bulmak niyetindeler!
Olayın özünü kaçıran her belediye başkanı bir gün bunun bedelini ödeyecektir.
(Ayrıca bu formül mucitlerini isim isim yazma niyetim var ama şimdilik konumuzdan sapmayalım)
Memlekette muhalefet anlayışı düzelmediği müddetçe iktidar değişmez veya iktidar bildiğini okumaya devam eder.
İki örnek vereceğim…
DOĞRU VE YANLIŞ
İlk örneğim Veli Ağbaba’nın son açıklaması…
Ağbaba, yılan hikâyesine dönen ve aslında muhalefet tarafından da gerçek manada eleştirilmeyen Kuzey Çevreyolu ile ilgili açıklama yapmış.
“837 milyon liralık Kuzey Çevreyoluna 10 Milyon 370 bin lira ayırmak, Malatyalılarla dalga geçmektir. Yıllar biter, bu yol bitmez” diye açıklama yapması ve rakamları bizzat açıklaması muhalefetten beklediğimiz hareketlerdir.
AK Parti’de iki MKYK üyesi Malatya milletvekili…
Yani yönetici konumunda…
“Bir milletvekili” yerine “Bu yol ne zaman bitecek Sayın Öznur Çalık, Sayın Bülent Tüfenkci?” diye sorsa CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı, bu soru millette karşılık bulmaz mı?
Bu soru sürekli tekrarlanırsa cevap verilmez mi?
Amaç Malatya menfaati ise iktidarın yönetici konumundaki iki vekilimiz de en azından bir cevap verir.
En azından niye bu sene “10 milyon” gibi düşük bir ödenek ayrılmış, onu öğreniriz.
Mesela Malatya ise muhalefet vekili yılan hikayesine dönmüş bu çevreyolu vakasını sürekli sıcak tutmaz mı?
İşte yararlı muhalefet anlayışı budur.
Malatya’nın iktidar vekillerine sürekli ama sürekli kamuoyunun duyacağı ve anlayacağı bir şekilde sıkıntıları dile getirmek ve sormak yararlı muhalefettir.
Bugün Kuzey Çevreyolunu açıkladık, 6 ay sonra bir daha açıklarız mantığı maalesef bu memlekette muhalefet sayılıyor!
Bu kötü örnek...
Diğer örneğim Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım’ın son açıklaması…
Yıldırım, neredeyse her belediye başkanının deneme tahtası gibi gördüğü Kernek Meydanı alanının Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden düzenleme yapmasını eleştirmiş.
“Bir su indirimi yapmaktan aciz olan Büyükşehir Belediyesi ve MASKİ bugün milyon dolarlık son derece gereksiz bir projeyi nasıl uygulamak istiyor gerçekten hayret ediyoruz” diyor Malatya’da il başkanlığı yapan Bilal Yıldırım.
İşte bir il başkanı bu kadar kendini sorumlu hissetmeli…
Yapılan her hatanın, milletin parası çar-çur edilirken kendisinin de sorumluluğunun olduğunun kavrandığı bir muhalefet anlayışıdır bu çıkış.
MASKİ ve Büyükşehir Belediyesi isimleri çekinmeden kullanılmış.
Pandemi dönemi ile beraber MASKİ’nin su indirimi yapmamasını eleştirmiş.
Ülke bu kadar sıkıntılıyken deneme tahtası haline dönüşmüş bir yere milyonlar akıtmanın yanlış olduğu aktarılmış ve önerilerde bulunulmuş.
Bu iyi bir örnek ama sadece söylemde kalmamalı…
Siyasi partilerin en belirgin özelliği teşkilatlarının olmasıdır.
Eğer milletin parası bu kıtlık dönemlerinde boşa harcanacaksa o meydanın önünde demokratik haklar çerçevesinde eylemler yapılabilir.
Bir siyah çelenk dahi çoğu zaman etkili olabilir.
STK’lar ile birlikte bu yapılacak meydanın aslında israf olduğu bu süreçte canlı tutulmazsa kimse maalesef o projeden vazgeçmez.
İşte tek yönlü basını da farklı yönlere bu tür siyasetçiler çekecektir.
İşte bu millet, muhalefetiyle basınıyla yapılan bir yanlışı görecektir.
Millet tarafından seçilen başkanlar da yapılanın aslında yanlış olduğunu anlayınca o gereksiz projeden vazgeçecektir.
Biraz uzattım ama anlatabildim sanırım.
NOT: Başlığı bilerek attım. Temennim bu yönde belki ama gerçek muhalefet iktidara faydalı olur. Çünkü toplumsal hafıza “hataları” unutmaz. Bu konuda sen hatalısın, yapma diyen her fert aslında fayda sağlar. Bu Kernek Meydanı olayından da inşallah bir an önce vazgeçerler.
