Hacı Uğur Polat döneminde çekilen yüksek faizli kredilerin Malatya Büyükşehir Meclis Üyeleri tarafından nasıl onaylandığını ve Polat’ın aday olmayacağı kesinleştikten sonra 85 milyon krediye onay veren Büyükşehir Meclisi’ni yazmak niyetiyle klavyenin başına oturmuştum.
Meclis Üyelerinin görevi nedir, sorusunu temel alıp bir yazı yazmak niyetindeyken Malatya Haber’de Yeşilyurt Meclis Üyesinin talebini okuyunca bu meclislerin ne kadar işlevsiz ve gereksiz olduğunu bir kez daha anlamış oldum maalesef!
malatyahaber.com’un haberine göre Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyesi AK Partili Murat Gümüş şu talepte bulunmuş:
“Büyükşehir Belediyesi ana caddeler üzerindeki sağlı sollu araç parklarını bir şirkete ihale etmiş. Şirkette oradan otopark ücreti alıyorlar. Ama Büyükşehir Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyelerinden otopark ücreti alınmasın diye bir talimat vermiş. Fakat Battalgazi ve Yeşilyurt Belediye Meclis üyelerinden bu ücret alınıyor. Bizde Büyükşehir Belediye Başkanından kendi büyüklüğüne yakışır şekilde bizlerden de otopark ücreti almamalarını talep ediyoruz”
Dün dedim ya “memleket isterim” diye…
Memleket isterim Murat Gümüş gibi Meclis Üyeleri olmasın!
Gerçekten dileğim bu!
3 lira otopark ücreti vermemek için Meclis’i işgal eden üyeleri gördüğüm zaman memleket adına gerçekten çok üzülüyorum.
Cebinden 3 lira çıkmaması için mücadele verenlerin “tefeci faiziyle” kredi çekenlere sorgusuz onay verildiği bir şehirde milletin parasından ziyade kendi cebini düşünenler karşısında çok sinirleniyorum.
3 lira için Büyükşehir Belediye Başkanından “büyüklük” bekleyen meclis üyeleri oldukça bu şehir kalkınamaz!
Kalkınması imkânsız!
Üstelik bu talep karşısında “Siz milleti temsilen buradasınız. Bu Meclis millet tarafından seçildi. Kişisel olaylar için lütfen söz almayanız. 3 lira gibi komik bir otopark ücretini bu salonda veremeyecek kimse yok” diye cevap verilmesi gerekirken Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, sanki Gedik’te kanalizasyon patlamış ve Büyükşehir Belediyesi ilgilenmemiş gibi şu cevabı vermiş:
“Bu konuyu mutlaka Selahattin Başkanımla paylaşacağım. Meclis üyelerimizin böyle bir beklenti içerisinde olduklarını da kendilerine ileteceğim”
3 lira için “mutlaka Selahattin Başkanımla” görüşeceğim diyor!
Yapmayın lütfen, yapmayın!
Bu Meclis salonları, Meclis üyelerinin kişisel talepleri için kurulmamıştır!
Bir belediye başkanının görevi meclis üyelerinin kişisel taleplerini Büyükşehir Belediye Başkanına iletmesi değildir.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’dan ricada bulunuyorum.
Pandemi döneminde “kısa çalışma sistemi” ayağıyla işçilerin SGK’sı kesiliyor.
Yemek parası eksik yatıyor…
Paso ücretleri kısıtlandı.
Sırf bu kısıtlamalardan işçilerin emeği üzerinden bir ton kara geçildi.
Talebim şu:
Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri de dâhil tüm meclis üyelerinden lütfen otopark ücreti alın.
Üç kuruş maaş alanlara karşı kırk farklı taktik uyguluyorsunuz bari en azından ihtiyaç sahibi olmadığı kesin olan bu zenginlere iltimas tanımayın!
Hatta meclis üyelerinden üç lira değil her oturum için 30 lira park ücreti alın!
En azından gerçekten bir hayra geçmiş olursunuz.
MESUT İNCE YİNE YANLIŞ YAPTI
Dün sabah ER TV’de Hülya Kaya’nın Güne Bakış programının konuğu Minibüsçüler Odası Başkanı Mesut İnce’ydi.
4 ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malatya ziyareti sırasında havaalanı yolu üzerinde minibüsçüler ile birlikte durduğu otobüste direkt Sayın Erdoğan’a “Ekmek bulamıyoruz” lafı ve sonrasında “keyif çayı” olayını hatırlıyorsunuzdur.
Bu olaydan sonra ilk defa bir televizyon kanalına çıkan İnce, Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz’a verdiği röportaj için “ekleme-çıkarma” yaptı dedi.
Dün ne yaptığını dahi bilmeyen Mesut İnce bugün yine bence ne yaptığını bilmiyor!
Bir olay karşısında iki seçeneğin vardır.
Ya yanlış yaptım, dersin ya söylediklerinin arkasında durursun.
Üçüncü bir seçenek yok.
Ayrıca ortada ayan beyan video kaydı var.
Dün ne yanlış yaptığını söylemişti ne de sözlerinin arkasında durmuştu.
Dün gazeteci İsmail Saymaz için “kayda aldığını bilmiyordum” diye komik bir laf etmişti…
Bugün ise İsmail Saymaz için “ekleme-çıkarma yaptı” diyor.
Mesut Başkanı tanırım ve esasında çoğu dernek başkanı gibi koltuğunda oturmadığı için takdir etmişimdir.
Fakat, bir dernek başkanı, mesleğiyle ön plana çıkmış bir gazeteci için “ekleme-çıkarma” yaptı derse bunu ispatlaması lazım.
Çünkü çok ağır bir ifade…
Ayrıca İsmail Saymaz’ın “ekleme” yapmadığını bence Başkan İnce de biliyor!
O günlerde İsmail Saymaz’ı aramıştım.
Sayın Saymaz’ın şu ifadesi dahi yeterlidir:
“İlk aradığımda birçok gazetecinin aradığını ama kimseye konuşmadığını söyledi. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Açıkçası ben de durumu sordum. Bir STK başkanın sadece ‘Kırıldık, üzüldük’ demesinden sonra açık kayıt varken yalanlama getirilmesi aslında Türkiye’nin geldiği durumu gösteriyor.”
4 ay önce kimseye konuşmadığını ama size konuşacağını söyleyen bir kişi 4 ay sonra “ekleme-çıkarma” yaptı derse dün olduğu gibi bugün de komik duruma düşer.
Gazetecilerin yaptığı röportajlarda “çıkarma” olabilir.
Yarım saatlik görüşmeyi 10 dakikaya belki 5 dakikaya indirirsin. Ama gazeteci 30 dakikalık görüşmenin en can alıcı kısımlarını alır ve genel anlamıyla görüşmenin anlam bütünlüğünü bozmadan okuruna iletir.
Ama hiçbir gerçek gazeteci “ekleme” yapmaz!
Hele İsmail Saymaz gibi fark yaratan bir gazeteci hiç yapmaz.
O dönemlerde KARAR gazetesinin manşetini buraya yapıştırmak istiyorum:
“KENDİ GÖRÜŞÜME KATILMIYORUM”
Bu manşet Mesut İnce’nin o dönemlerde aslında ne yaptığını çok iyi ifade etmişti.
4 ay geçmiş halen KARAR gazetesinin bizlere verdiği duygu geçerli!
Kısacası dün olduğu gibi bugün de Mesut İnce yanlış yapmıştır.
