Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, özellikle Murat Kurum’un gelmesiyle birlikte yıldızı parlayan bir bakanlık oldu. Murat Kurum, 2020 yılında yaşadığımız Elazığ merkezli deprem, sonrasında karşılaştığımız afetlerde önemli sınavlar verdi.
Yapı stoklarımızın yenilenmesine hız verildi Murat Kurum döneminde.
Belki de Ak Parti iktidarının yüz akıyla yürüttüğü işlerden birini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı üstlendi.
Ömür boyu ev sahibi olma ümidini yitirenlerin umutlarını yeşertti.
Her ne kadar Malatya’da Malatya Valiliği bir konteyner işyerini esnafa teslim edemiyor olsa da 6 ayda bile vatandaşına konut teslim edebilen bir sistem kuruldu.
6 Şubat’ta yaşadığımız yıkıcı depremler sonrası bile ilgili bakanlık vatandaşlarımızın tutunabileceği bir dal olmaya devam etti.
28 Mayıs’ta ikinci turu yapılarak sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonrası Ak Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Eski Belediye Başkanı olan Mehmet Özhaseki, Murat Kurum’dan boşalan koltuğa oturdu. Mehmet Özhaseki de şehirleşmede bilgi birikimi yüksek, tecrübeli bir isim.
Özhaseki, o kadar önemli bir teşkilatın başına geldi ki, memleketi Kayseri’de yerel basın mensupları ile bir araya geldiğinde bile ulusal kanallar canlı yayına geçiyor.
Ankara’da girdiği belediye başkanlığı seçimini kaybetmiş olsa da, Türkiye’nin gözü kulağı Özhaseki’de.
Ankara’nın yerelini yönetmeye onay verilmeyen bir isim şimdi Türkiye’nin, özellikle de 11 deprem hasarlı ilin en önemli ismi haline getirildi.
Mehmet Özhaseki, tecrübesinden istifade edilebilecek önemli bir isim. Ancak anlaşılan o ki ara renklerden hazzetmeyen bir isim. Ortası yok. Ya siyahtır ya beyaz tavrında. Bunu deprem sonrası ilgili kanunlar gereğince konutların az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı ve acil yıktırılacak kategorilerinin akıbetleri hakkındaki gelgitli açıklamalarından anlayabiliyoruz.
Devletin tanımladığı orta hasarlı bina, “Deprem nedeniyle gördüğü hasar bakımından güçlendirme gerektirecek derecede hasar gören binadır. Bu tür binaların güçlendirme yapılmadan kullanılmasına izin verilmez.” deniliyor.
Bir binaya orta hasarlı olarak değerlendirilmişse, “Orta hasarlı bina sahiplerine 7269 Sayılı Yasa kapsamında güçlendirme kredisi verilir. Afetzedelerden binalarını 1 sene içerisinde güçlendirmeleri gerekmektedir. Bu tür binalar güçlendirilmeleri halinde kullanılabilecektir ancak 1 sene içerisinde güçlendirme yapılmaması halinde ise ağır hasarlı kabul edilerek yıkılacaktır.” deniliyor. Her ne kadar Elazığ depremi sonrası kanunu uygulamada zafiyetler yaşansa da kanun böyle.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş TOKİ konutları temel atma töreninde son derece net bir tavır sergileyerek “Orta hasarlı binaları da yıkacağız. Çünkü çok yoruldular” dedi.
Aynı Özhaseki, sonrasında Adıyaman Temel Atma Töreninde ise orta hasarlı binaların dönüştürülmesini öneriyoruz, destekliyoruz ifadesini kullandı.
Ancak ilginç olan şudur ki; ilgili kanun ve yönetmeliklerde orta hasarlıların da ağır hasarlı kapsamında olacağına dair bir düzenleme yok. Ya da orta hasar tanımının lügatten çıkarılması yok.
Orta hasarlı konut sahipleri TOKİ’den hak sahipliğine başvuramıyor.
Bir binaya orta hasarlı olarak değerlendirilmişse sonrasında ne olacak? Orta hasarlı bina sahiplerine 7269 Sayılı Yasa kapsamında güçlendirme kredisi verilecektir. Afetzedelerden binalarını 1 sene içerisinde güçlendirmeleri gerekmektedir. Bu tür binalar güçlendirilmeleri halinde kullanılabilecektir ancak 1 sene içerisinde güçlendirme yapılmaması halinde ise ağır hasarlı kabul edilerek yıkılacaktır.
Ve ilgili kanunlara göre orta hasarlı konut sahipleri güçlendirme kredisine başvurabiliyor.
Eğer bu binalar Sayın Bakan’ın ifade ettiği gibi yıkılacaksa neden güçlendirme başvurusu alınıyor?
Kanun’un mu dediği olacak, Bakan’ın mı? Bekleyip göreceğiz.
Kanun mu Bakan’ın dediğine gelecek, Bakan mı kanunun dediğine?
Kanun ile Bakan’ın beyanatları çelişirken orta hasarlı bina sahipleri de belirsizliğin verdiği karamsarlıkla ağır ağır hastalanıyor.
Yoksa deprem üzerinden geçen 7 ayın 1 yıla tamamlanmasını bekleyip mi ağır hasar statüsüne alarak yıkacaksınız. Ağır hasara alıp diyelim ki yıktınız. Yıktığınız zaman konut sahipleri hak sahibi olabilecek mi?
En acı olanı ise çok sayıda orta hasarlı binada halen insanlarımızın yaşıyor olması ve hatta kiralayabiliyor olmaları.
En kötü karar kararsızlıktan iyidir derler. Artık bir karar verilmesi gerek. Güzelim memleketimizi idare edenlerin bir karar vermesi ve verilen karar doğrultusunda gereğini yapmaları gerek.
Lider dik duracak, taviz vermeyecek ki halk liderine tabi olsun. Kararsızlık, tereddüt uzun sürdüğünde adamı hasta eder. Adamı hasta etmeyin.