Malatya’da yıllardır CHP’yi eleştiririm.
Çünkü şehirde muhalefetin önemli olduğunu, iktidarın “ben yaptım oldu” anlayışının karşısında şehrin menfaati adına yapılan her muhalif duruşun anlamlı olduğunu bilirim.
Yerel yönetimlerin her kademesini eleştirebilen, şehrin sorunlarını üst perdeden dile getirmenin önemini bildiğim için iktidar temsilcileri kadar olmasa da muhalefet temsilcilerini de bu köşede çok eleştirdim.
Ama burada CHP’nin genel başkan yardımcısı ve yılların siyasetçisi Veli Ağbaba’ya değinmem lazım.
Bi kere Malatya’da muhalif kanatta sesi çıkabilen tek vekildi. Hatta yıllara oranla baktığın zaman tek siyasetçiydi.
Bazen sert, bazen yerinde, bazen çok yumuşak söylemlerinin her birinin ortak noktası Malatya olmuştur.
Bazen seçici muhalefet yapsa da bu şehirde Veli Ağbaba faktörü her zaman önemlidir. Eleştirmemin temel amacı da bu önemli ve hayati durumun daha efektif olması için Ağbaba üzerinden tüm muhalefetin iktidarı daha “canlı” tutması için yazıyordum.
Ama 6 Şubat depremleri hayati olan bu durumu gözler önüne serdi.
Eğer Veli Ağbaba olmasaydı bu memlekette konuşan, ülkeye Malatya’nın durumunu açık bir şekilde anlatan bir siyasetçimiz dahi olmazdı!
Sosyal medyadan yaptığı canlı yayınlar ile ve ulusal kanallara bağlanıp Malatya’nın harap halini anlatmasaydı şehrimiz belki de daha kötü durumda olurdu.
Çünkü iktidara yakın tüm siyasetçiler ve gazeteciler Malatya’nın gerçek durumunu ülkeye anlatmıyordu.
Daha üç ay önce yaşanmış depremlerden hemen sonra günün 15 saatini enkaz başlarında geçirip milletin sorunlarıyla ilgilenen hatta muhtarların telefonlarına bakmayan iktidarın siyasetçileri varken hayatında CHP’ye oy vermemişlerin dahi Ağbaba’yı “çare” olarak gördüğü bir seçimde CHP niye 2 vekil dahi çıkaramadı?
İktidarın o kadar belediyesi varken gazeteciler dahi (ben hariç) Veli Ağbaba’yı arayıp konteyner isterken niye anlamlı bir oy alamadı?
İddia ediyorum, normal şehirlerde bu performansla 3 vekil çıkarmalıydı ama olmadı?
Niye olmadı biliyor musunuz?
Birkaç neden var.
Malatya’da cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu 115 bin 335 oy aldı.
CHP ise 94 bin 690 oy aldı.
İYİ Parti, 17 bin 252 rey aldı.
Kılıçdaroğlu’na kesin oy vereceği tahmin edilen Yeşil Sol Parti ise 14 bin 144 oy aldı.
CHP ile Yeşil Sol Parti’nin oyları 108 bin 834 ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun Malatya’da aldığı toplam oylardan çıkardığın zaman bu rakamı geriye 6 bin 500 oy kalıyor.
Bırakın, Saadet, Gelecek veya Deva partilerinin desteklerinin yüzdesini hesaplamayı, İYİ Parti’ye oy veren 17 bin insanın tamamı cumhurbaşkanlığında dahi Kılıçdaroğlu’na oy vermediği görülüyor.
Basit bir matematik hesabıyla yapıyorum.
Bi kere Malatya’da Gelecek, Saadet, Demokrat ve Deva partilerinin durumu iç açıcı değildi. Çok güçsüzdü ve genelde Malatya’yı seyrediyorlardı!
Üstelik İYİ Parti ise 5 yılda 4 il başkanı değiştirip kendi içerisinde sürekli kazanın kaynadığı bir parti haline gelmişti.
Depremden sonra Kılıçdaroğlu Malatya’ya geldiği zaman çoğu il başkanını görebildik!
O derece vasat bir durum vardı!
Kısacası 6’lı Masa’nın 5’i de pasifti Malatya’da.
Burada kâğıt üstünde bir birlik vardı sadece!
Bu yazdığım aslında CHP’nin niye 2 vekil çıkarmadığını tek başına ortaya koymuyor.
Asıl önemli sorun bana göre CHP’nin Malatya teşkilatıydı.
Veli Ağbaba’nın yumuşak karnı Enver Kiraz’dı.
Teşkilat her seçim dönemi oylarını düşürürken Ağbaba, CHP İl Başkanı Enver Kiraz’dan vazgeçmedi.
Teşkilatı “teşkilatsız” hale getiren, genelde siyasetten anlamayan bir il başkanı maalesef oy kazandırmayı bırak oy kaybettiriyordu.
İlçelerin durumu ise daha vahimdi. Bizler dahi iki metropol ilçesinin ilçe başkanlarını tanımaz hale gelmiştik!
İş o hale geldi ki 11 yıl il başkanlığı yapan Enver Kiraz’ı, Veli Ağbaba’ya rağmen 2. sıra milletvekili adayı yaptılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlılık noktasında muhalefeti dahi “hedefsiz” kılan bir şehirde teşkilatın çok pasifse yapacağın bir şey yoktur.
Enver Kiraz kusura bakmasın ama particilik böyle olmaz.
Mesela son bir ayda Enver Kiraz’ın seçim çalışması için basına gönderdiği bültenlerin toplamı belki de son 2 yılın bültenine eşitti!
Sadece seçim zamanı hatırlanan bir siyasetçi isen ya liderin Erdoğan gibi olacak ya da yenilgiye sürekli başka sebeplerde arayacaksın.
Dün de yazdım, il başkanlığı siyasi partilerin en önemli sivil kuruluşudur.
Teşkilatı diri tutan bir il başkanı değilsen seçim sonucuna “millete” kızarak geçirirsin.
Mesela Enver Kiraz’dan sonra il başkanlığına gelen Barış Yıldız’ı değerlendirelim.
Depremden çok kısa bir süre sonra il başkanlığı koltuğuna oturan Yıldız, sanki 10 yıllık il başkanı gibi hareket ediyordu.
Depremde hiç durmadı.
Bizler birilerinden duyarak değil, yaşayarak gördük bu durumları.
Birkaç ayda dahi Enver Kiraz’dan daha iyi bir il başkanı olduğu gösterdi bizlere.
Ama bu kadar kısa bir sürede yapacaklar sınırlıdır.
Tekrar edeyim; Veli Ağbaba iyi işler başarmıştır ama bu iyi muhalefet seçim sonucuna yansımamıştır. Çünkü Veli Ağbaba’nın arkasında en azından Ağbaba kadar çalışan, konuşan, hareket halinde olan bir teşkilat yoktu.
Yarın yine Ağbaba’yı muhtemelen eleştireceğim ama bu seçim sonucunda Ağbaba’nın suçu Enver Kiraz’dır!
Ve “hareketsiz” teşkilatıdır!
NOT: Enver Kiraz’ı çok severim. Hatta yıllardır eleştirim ama bir gün olsun yanlış bir ifadesini görmedim. Ama gördüğümü yazmam lazım. Maalesef CHP’de iyi bir dönemi olmadı.