Farklı masa ve sandalye modelleriyle üç farklı yer hissi veren ve üzerindeki montunu çıkarmak için tereddüt ettiğin hafif soğuk bir mekânda yazıyorum bu yazıyı.
Hacı Uğur Polat’ın Malatya’ya kazandırdığı Yeşilyurt Belediyesi’nin işlettiği bir sosyal tesisteyim.
Her ne kadar çok eleştirmişsem de Yeşilyurt’ta güzel şeyler yaptı Hacı Uğur Polat.
Bu yaptığı veya devam eden güzel şeylerin farkını şu anki Başkan Mehmet Çınar’ı görünce daha iyi anlıyorsun.
Halen o yapılanların ekmeği yeniliyor!
O yüzden Hacı Uğur Polat’ın Yeşilyurt ile Büyükşehir kariyerlerini net ayırmak gerekir.
İsminin başında “sosyal tesis” olup çayı güzel olan çok az yer var. Sırf bu detaydan dolayı dahi Hacı Uğur Polat’ı övebilirim!
“Kardeşim çay eskiden kötüydü, Mehmet Çınar geldikten sonra çay düzeldi” diye Yeşilyurt Belediyesi’nden resmi bir tekzip gelmeyene kadar bu yerin de bu çayın da artısını ben Hacı Uğur Polat’a yazacağım!
Ki demin tanıdığım bi arkadaşım beni görünce “Ne işin var burada, hem eleştiriyorsun hem de Yeşilyurt Belediyesi’nin sosyal tesisine geliyorsun” deyince gülümsedim.
Birincisi burası hepimizin ikincisi buranın mimarı Hacı Uğur Polat, dedim!
Hacı Uğur Polat’ı övüp Mehmet Çınar’ı övmediğim için bu yazıyı da Yeşilyurt Belediyesi eleştirisi saymamalarını umuyorum!
Edebi cümlelerimden sonra zurnanın son deliğine gelmek istiyorum.
Hem Yeşilyurt hem de Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlarına seslenmek istiyorum.
İyisiyle-kötüsüyle sizlerden önce o koltuklarda birileri oturuyordu.
Çok mu zor selefinizin yaptıkları icraatları dillendirmek!
Mesela Yeşilyurt Belediyesi…
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın bendeki hayal kırıklıklarından bir tanesidir.
Yardımcılığını yaptığı Hacı Uğur Polat’ı ağzına dahi almadı.
Yeşilyurt Belediyesi’nin halen dahi çoğu projesi Hacı Uğur Polat döneminde başladı.
Bu kadar mı vefasız olduk.
Mesela Büyükşehir Belediyesi…
Biliyorum yine kızacaklar ama maalesef 11 aydır “proje” adı altında deklare edilen çoğu hizmet Ahmet Çakır döneminde başladı.
Allah’ın bir kulu da Büyükşehir’de çıkıp bunu dillendirmiyor!
Daha önce “sen çok yaşa Ahmet Çakır” diyenler dahi bi şeyler karalayamıyor.
Varsa yanlışlıları bunu millete anlatın tabii ki…
Ama biraz olsun yapılan hizmetin kim tarafından başlatıldığını da deklare edin!
Mesela Selahattin Gürkan alenen İnderesindeki tabiat parkını da, Orduzu’daki yeni yapılan fuar alanını da, lisanslı depoculuğu da kendisinin başlattığını söylüyor.
Ben biliyorum ki bu üç proje de Ahmet Çakır döneminde projelendi.
Belediyedeki herkes biliyor ama biri dahi bir ses çıkarmıyor.
Birilerini geçtim ama o makamlara oturan başkanların seleflerine bu şekilde davranmasını gerçekten doğru bulmuyorum.
Yaptığın bir durum mutlaka başına gelir.
Bir gün birileri gelince yerine ismini geçirmediği zaman belki anlayacaksınız.
O yüzden bu durumları çok garipsiyorum.
Hele hele Yeşilyurt diyarında Hacı Uğur Polat’ın isminin hiç dillendirilmemesini daha çok garipsiyorum.
Çok mu zor şu ifadelerin kullanılması…
“Sayın Çakır döneminde başlatılmış bir projeydi. Biz de devam ettiriyoruz. İnşallah yılsonunda hizmete girecek” gibi…
“Sayın Polat döneminde temeli atılmıştı. Çok şükür bu projeyi bitirdik ve bugün açılışını yapıyoruz” denmesi kadar doğal bir şey yok!
Ama her şey gibi burada da doğallığımızı kaybettik.
Geçen hafta sonu babam anjiyo olurken ameliyathane koridorunun uzunluğuna baktım.
Adımlayarak kaç metre olduğunu çözmeye çalıştım.
14 ya da 15 adım attım.
15 metre…
Bu yalan dünyada aslında 15 metre uzunluğunda dahi ömrümüz yok.
Bu kadar kısa bir hayatta dahi neler yaşıyoruz!
Neler görüyoruz!
Ne zaman “koltuk” sahipleri sadece “15 metre uzunluğunda” o koltuklarda kalacağını idrak ettikleri zaman belki çoğu sorunumuz hallolacaktır.
O “koltuk” hiç kaymayacak gibi tatlı gelse de “15 metre” sürüyor!
Bu Selahattin Gürkan da olsa…
Mehmet Çınar da olsa fark etmez.
Sadece “15 metre” lik ömürleri var
Bunu bilesiniz!