Malatya’da her geçen gün alanında ne kadar uzman varsa bu şehri terk ediyor.
Her geçen gün nitelikli göç veriyoruz aslında.
Bundan 30 yıl önce, Türkiye sağlık sektöründe yerlerdeyken zamanın vizyonlu siyasetçileri Turgut Özal Tıp Merkezi’ni (TÖTM) kazandırdı Malatya’ya.
O dönemi bırakın bugün dahi bölgenin en nitelikli hastanesi konumunda.
Ama her geçen gün bu özelliği kayboluyor ve Malatya’da bunu düşünen bir siyasetçi dahi yok!
30 yıl önce TÖTM kurulurken o zamanın hocaları ABD’ye gidip eğitim almıştı.
Nitelikli ve alanında uzman hocalarımız Malatya’da kalsın diye o dönemde villalar yapılmıştı mesela.
Ufak bi araştırma yapıp Ahmet Kızılay’ın rektör olduktan sonra TÖTM’den ayrılan hocalara baktım.
Son 6 yılda sizce ne kadar hocamız hastaneden ayrılmış?
Prof. Dr. Ramazan Özdemir’i hepimiz hatırlıyoruz değil mi?
Malatya’da bu gidişi konuşmayan bir gazeteci, bu gidişe üzülmeyen bir Malatyalı var mıydı?
Çünkü Ramazan Hoca hem uzmanlığıyla hem de insanlığıyla önemli bir kişiydi. Yine kardiyoloji alanında Prof. Dr. Nusret Açıkgöz de gitmişti mesela.
Patoloji alanında bilinen Prof.Dr. Neşe Karadağ da ayrılmıştı. Yine aynı alanda şehit eşi Prof.Dr. Emine Şamdancı da TÖTM’den ayrılmıştı.
Mesela kalp ve damar cerrahisi alanında bölgede nam salmış Prof. Dr. Bektaş Battaloğlu niye ayrıldı?
Tek tek baktığınızda her bölümden gidişler olmuş.
Nöroloji alanında iki profesörümüz gitmiş mesela.
Prof. Cemal Özcan ile Prof. Suat Kamışlı…
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün kuruluşunda çalışan ve Enstitü Müdür Yardımcılığı görevini de yürütmüş Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp de ayrılmıştı.
Gastroenteroloji Cerrahisi alanında bilinen Doç.Dr. Fatih Sümer niye gitti?
Mesela çocuk cerrahisi…
Prof.Dr. Canan Ceran Özcan da ayrılmıştı.
Çocuk gastroenteroloji alanında Türkiye’nin ilklerinden Prof. Dr. Ayşe Selimoğlu da Malatya’dan ayrılmıştı.
Bu aralar plastik cerrahisi alanında haberlere konu olan TÖTM’de 2 plastik cerrahisi profesörü daha ayrılmıştı.
Prof.Dr. Bilge Türk Bilen ile Prof. Dr. Hıdır Kılınç…
Türkiye genelinde önde gelen hocalarımızdan Girişimsel Radyolog Prof. Dr. Kaya Saraç da aynı şekilde TÖTM’den ayrılanlardan.
Mesela Tıp Fakültesi eski Dekanı anestezi uzmanı Prof. Dr. Mahmut Durmuş…
Aynı şekilde Malatya’dan ayrılan hocalarımızdan…
Vitreoretinal cerrahi, tıbbi retina ve katarakt alanında uzman olan Prof. Dr. Turgut Yılmaz da aynı şekilde ayrılırken yine kornea naklinde efektif çalışmış Doç. Dr. Oğuzhan Genç de TÖTM’den ayrılanlardan.
Yine göz sağlığı bölümünden ayrılan bir diğer doçent ise Soner Demirel olmuş.
Turgut Özal Tıp Merkezi’nde gördüğünüz gibi hemen hemen her alanda kayıplar yaşamışız.
Nefroloji alanında yine iki profesörümüz ayrılmış.
Prof. Hülya Taçkapan ile Prof. İdris Şahin…
Mesela Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın da alanı olan Kulak Burun Boğaz (KBB) alanında ise 3 profesör gitmiş son yıllarda.
Prof.Dr. Yüksel Seçkin, Prof. Dr. Erkan Karataş ve Prof. Dr. Erol Selimoğlu da TÖTM’den ayrılmış.
Ufak bi araştırmayla son 6 yılda 20 profesör ile 3 doçentin Turgut Özal Tıp Merkezi’nden ayrıldığını yazdım.
Rektör Ahmet Kızılay’ın karnesini değerlendirmek için YÖK’ün belirlediği kriterlere veya evrensel kriterlere bakmayacağız.
Türkiye’de üniversitelerimizin ne halde olduğunu işin uzmanları yazıyor, konuşuyor.
Ama bir rektörün karnesine bakarken en azından kalifiye akademisyen yetiştirilmesi ve akademik itibara bakmamız lazım.
Maalesef Ahmet Hoca döneminde “akademik itibar” diye adlandırılan yetişmiş ve alanında iyi işlere imza atmış hocalarımızı kurumda tutamamış.
Bu saydığım hocaların çoğu TÖTM’de yetişmiş, doçentliğini burada almış, profesörlüğünü Malatya’da almış hocalarımız.
Bu gidişlerin tabii ki tek sorumlusu Ahmet Kızılay değildir ve bazılarının ailevi sebeplerden gittiğini biliyorum.
Ama bir şehirde “liyakat” esas alınmadığı zaman domino etkisi gibi her alanı yıkıyor maalesef!
Kimisi çocuklarının eğitimi için Malatya’yı terk ederken kimisi sosyal nedenlerden gidiyor kimisi de tamamen yönetimden dolayı kurumunu değiştiriyor.
Ama işin sonunda görmediğimiz nitelikli göçü tek tek sıraladığımız zaman kaybedenin Malatyalılar olduğu gerçeğidir.
Birçok etmen var ve maalesef bizim dahi görmek için zorlandığımız bir konuda daha hangi alanlarda ne cevherler kaybetmişiz farkında dahi değiliz.
Bir milletvekili bir kurumun başındaki yönetici ile fotoğraf veriyor mu?
Bitti!
Her şey çözüldü, bütün sorunlar halloldu!
Zaten siyasiler kurumlara fotoğraf vermek için veya “görüyorsunuz çalışıyoruz” algısını vermek için gidiyor.
Kurulduğu zaman Türkiye’nin önde gelen araştırma hastanelerinden biri olan Turgut Özal Tıp Merkezi’nde benim tespit ettiğim kadarıyla 20 profesör gitmiş son 6 yılda.
Bunun sorumlusu kim?
Benim dahi suçum vardır.
O dönemler göremediğim için.
Ama bu anlayışla Rektör Ahmet Kızılay dahi suçlu görülmez hatta Kızılay’ın kendisi dahi bu gidişlerin her birine bir bahane üretebilir.
Siyasilerin zaten hiç suçu yok!
Ahmet Kızılay ile veya her hangi bir başhekimle her dönem fotoğraf veriyorlar ya!
Bu anlayışla muhalefetin de suçu yok deriz!
Çünkü uzun vadede şehre zarar verecek her durumu görmezler!
Anlık siyasetlerine fayda sağlamayacağına inanırlar!
Siz yine de en azından bu konularda az yazdığım için beni suçlayın.
Kalın sağlıcakla…