6 Şubat depremlerine ister “asrın felaketi” deyin ister son 500 yılın afeti deyin fark etmez.
Bu son iki deprem bazı durumları çok net görmemizin ve yazmamızın gerektiğini ortaya çıkardı.
Sağa-sola tevil yapmadan direkt hem bizlerin hem de bu ülkeyi yönetenlerin sorgulaması gereken konular var!
Malatya’da siyaset ile ticaretin birbirine girdiği dönemler yaşadık!
Bu şehir Hacı Uğur Polat diye bir belediye başkanlığı dönemi yaşadı!
İnönü Stadını havai fişeklerle yıkarken kendisi Bostanbaşı’nda, Tecde’de ve Fahri Kayahan’da binalar dikiyordu!
Başkan yardımcısı da hazır beton satıyordu bu binalara!
Belediye başkanı müteahhit, belediye başkan yardımcısı müteahhit, diğer belediye başkan yardımcısı hazır betoncu!
Hepsi de maşallah inşaatçı!
Malatya büyükşehir statüsüne geçtikten sonra inşaat sektöründe patlama yaşanırken bu müteahhit siyasiler de “yükselme dönemini” yaşıyordu!
Malatya’da çocuğu müteahhit olmayan siyasetçi sayısı müteahhit olan siyasetçi sayısından fazlaydı bir dönem!
Düşünün biraz…
Bi nefes alın, biraz duraksayın!
Çocuğu müteahhit olan Ahmet Çakır’ın A takımında yer alan ve 2014’ten önce “Çakırtepe” olarak bilinen projede Çakır’ın ortağı olan Hacı Uğur Polat hızlı adımlarla yükseliyordu.
“Çakırtepe” projesinde, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın oğlu, AK Parti Malatya milletvekili Mustafa Şahin’in oğlu ve Hacı Uğur Polat “kurbanlık danaya” girer gibi ortak ortak inşaat sektöründe boy gösteriyorlardı.
Yeşiltepe’de kerpiç evde doğan ve büyüyen Polat’ın kaderi 2000’li yıllarda değişiyordu.
O tarihlerde Hacı Uğur Polat’a Allah “yürü kulum” diyordu!
Önce Esenlik A.Ş’nin genel müdürü oluyordu ve hemen ardından 2014 yılında Yeşilyurt Belediye Başkanı seçiliyordu.
Malatya “büyükşehir” statüsüne kavuşmuştu ve neredeyse 30 ilden daha fazla nüfusa sahip bir ilçenin başkanı olmuştu!
“Müteahhit kafalı” olunca her şey “kar-zarar” ilişkisiyle değerlendirilir!
Hayata bakışın, attığın her adım bu “kar-zarar” ilişkisi ile değerlendirilir!
Milletin vergileriyle ayakta duran bir kurumun başına geçince ve ranta müsait bir ilçenin “imarı” söz konusu olunca bakış açısı bence değişmedi!
6 Şubat günü yaşayarak öğrendik bunu!
Mesela o tarihlerde Sinerji Grup diye bir şirket ortaklığı vardır Hacı Uğur Polat’ın.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat’ın ortakları da enteresan!
Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcısı Kadircan Esen aynı zamanda Sinerji Grup’a ortak.
O dönemler Hakan Kahtalı da Sinerji Grup’a ortak olanlardan!
Ayrıca Ahmet Çakır’ın ortağı Selim Budak da Sinerji şirketinin ortaklarındaydı o zamanlar.
Kısacası siyaset ve ticaret birbirine girmiş, kamu malını gözetmek zorunda olan siyasilerin mesai saatleri içerisinde hangi “mumlarını” yaktıkları belli değildi!
Bu kadar iç içe girmiş bir durumda “biraz düşünün” dediğim yer burası.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın ortağı Selim Budak, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Kadircan Esen ve AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı aynı şirkete ortak olup inşaat dikiyorlardı Malatya’ya!
Malatya’nın sanki bu “bombalanmış” halini düşününce bunları da düşünüyorum!
Siz de düşünün diye yazıyorum!
Düşüneceğiniz bir örnek daha vereyim.
Malatya’daki Divalin Otel’in yerini bilirsiniz.
Hemen yanında ikiz kuleler dikildi!
Bu ikiz kulelerin ve Divalin Otel’in bulunduğu 11 bin metrekarelik parselin sahibi kim biliyor musunuz?
Belçika’da yaşayan ve Malatya’da mülk zengini diye bilinen Hacı Osman Kalı.
Bu zatın çarşıda birçok mülkü var ama bizi ilgilendiren bir mülkü daha var.
Malatyalılar Polat Kuyumculuk diye bilir.
Hacı Uğur Polat, Hacı Osman Kalı’nın kiracısıdır ve aynı zamanda yakın dostudur.
O ikiz kuleler nasıl yükseldi?
Bu 11 bin metrekarelik parselin kat yoğunluğu nasıl arttı?
MAŞTİ’nin arkasındaki askeri havaalanına inen helikopterleri riske atmasına rağmen bu üçüz kuleler nasıl göklere çıktı?
Bunu düşünün biraz çünkü otel de dahil o ikiz kuleler ağır hasarlıymış!
Ticaretle siyasetin bir hamur içinde yoğurulduğu yıllarda Hacı Uğur Polat’ın bir diğer yardımcısı Mehmet Çınar (Şu anki Yeşilyurt Belediye Başkanı) hazır beton satarken yapı denetim işine de giriyordu.
Aysun Demir isimli ortağıyla Mavi Yapı Denetim şirketini kuruyordu.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın ortağı Aysun Demir şu anda tutuklandı mesela.
Bilen var mı?
Yazan var mı?
Hani şu MÜSİAD’ın Malatya eski Başkanı Muharrem Poyraz’ın binalarını denetleyen yapı denetim şirketi!
Liberal bir ekonomide herkes herkese ortak olabilir!
Ama işin başındakilerin ticari hayatları bu kadar birbirine girmişse bunun sorgulanması, şeffaf bir şekilde ortaya koyulması lazım.
Bunu ben yapamam!
Siyasi olmayan üç-beş müteahhidi tutuklayıp milletin gazını almak bu şehre ihanet olur!
Üstelik bana göre yargılanması gereken Hacı Uğur Polat, kayısı fabrikasını “konteyner fabrikasına” dönüştürüp depremi fırsata çevirebiliyorsa vallahi de billahi de hepimiz yanlış yerden bakıyoruz demektir!
Bu şehirde bir kerpiç evde doğup bugün Malatya’nın sayılı zenginleri arasına girmiş Hacı Uğur Polat’ın Malatya’ya sorumluluğu vardır!
6 Şubat depremleri yaşandıktan sonra canlarımız daha enkaz altındayken Dubai’deki “Gulfood gıda fuarına” katılabilen Hacı Uğur Polat’ın bu kadar “sorumsuz” hali karşısında şehrim adına üzülüyorum!
Bu memleket bu kadar “sorumsuz” insanı nasıl belediye başkanı yapmış, vekil yapmış diye haftalardır kara kara düşünüyorum.
Ama işin içinden çıkamıyorum!
Diğer yazılarım da dahil bugünkü yazımla aslında Cumhuriyet Savcılarımıza açık ihbar yapıyoruz.
Lütfen bu şehrin 20 yılına mal olan kim varsa en azından soruşturma açın.
Her hangi bir ihmalleri, suçları yoksa bu millet karşısında en azından aklanırlar.
Ama en azından uğruna ölümü dahi göze almış bu milletin her ferdine devletimizin sorumluluğu kaçınılmazdır!
Eğer bugün “sessiz” kalınırsa yarınlarımıza umutla bakamayız!
Çocuklarımıza vatan sevgisini dahi yerleştirmede zorlanırız!
Ne olur görevinizi yapın!