6 Şubat depremlerinden sonra Malatya’da birçok sorun baş gösterirken, şehrin kaotik durumu insanların umudunu kırmaya başladığı dönemlerde Ankara’dan kötü haber alıyorduk.
6 Şubat hepimizin unutamayacağı bir gündü.
İyi veya kötü bu şehir ilk aylarda ülkede bir kamuoyu oluşturamasa da bakanların mesken tuttuğu bir vilayetti.
7 vali, 20’den fazla kaymakam, sayısız belediye, 2 koordinatör bakan ile beraber içişleri bakanı Malatya’da neredeyse kamp kurmuştu.
O günlerin ihtiyacı farklıydı ama şehir ülkede diğer deprem şehirleri gibi konuşulmasa da hatta Malatya’nın yerle bir oluşu bilinmese de Kabine’de bu durum bizim lehimizeydi ilk zamanlar.
Fakat sonradan tecrübeyle öğreneceğimiz bir gelişme yaşanıyordu.
6 Şubat depremlerinden 4 ay sonra Mehmet Özhaseki, Çevre ve Şehircilik Bakanı oluyordu.
3 Haziran 2023 tarihinden sonra zaten kör topal ilerleyen şehir sahipsizliğinin dibini yaşamaya başladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bürokratları bu şehri lego gibi dizayn etmeye, bazı güç odaklarına teslim etmeye başlamıştı.
İnanılır gibi değildi.
Koskoca bakanlık, yerle bir olmuş bir şehrin hayati müdürlüğü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü’nü bile vekaleten atarken bu şehirden ne kadar habersiz olduğunu göstermişti.
Bakan Özhaseki için Malatya depremden etkilenen şehirler arasında son sıradaydı.
Siyasilerin acemilikleri, birlik olamamaları, kendi aralarında bir lider çıkaramamaları ve hepsinin farklı egoları yüzünden Özahesiki’nin yönettiği Bakanlık şehri hep bir kenara itti.
Özhaseki şehirden o kadar kopuktu ki, kameraların önünde Söğütlü Camii’ye yer aramaya başlamıştı.
Ne çarşının projesinden haberi vardı ne de Söğütlü Camii’nin bu şehir için öneminden!
Bir müteahhit kafasıyla onu oraya alın, burayı biraz geniş yapın, gerekirse kuyumcuları başka yere gönderin tarzında konuşmalarına şahit olmuştuk depremden 1 yıl geçtikten sonra!
Şehrin her bakımdan sahipsiz olduğunu iliklerine kadar yaşattırıyordu bizlere Mehmet Özhaseki.
Hatta Söğütlü Camii’ye yer bulmak için Ankara’dan Malatya’ya lütfettiği gün bir ulusal kanal ile anlaşmış, toprak sahaya dönmüş çarşıda bir gün içerisinde film setini andıracak bir alanda canlı yayın yapmıştı.
Canlı yayın esnasında Malatya’ya 5 dakika ayırıp, dakikalarca Hatay’dan, Maraş’tan Adıyaman’dan bahsetmişti. Üstelik Hatay’ın ve Adıyaman’ın şehir projelerini faş eden Bakan Özhaseki övgüler dizerken bu şehrin belki de 100 yılını etkileyecek çarşı merkez projesinin halen tam anlamıyla olmadığını aslında itiraf ediyordu.
Malatya’nın en büyük şansızlığı bana göre Mehmet Özhaseki’ydi.
1 Temmuz akşamında haberi alır almaz “Malatya için hayırlı bir istifa” diye tweet attım.
Utanmasam Avusturya’ya attığımız gol gibi sevinecektim ama yapmadım.
Klasik bir siyasetçiydi.
İşine hakim değildi ve algılarla bakanlık yapmaya çalıştı maalesef!
Allah yolunu açık etsin ama o yol inşallah bir daha Malatya’dan geçmez!
MURAT KURUM
Açıkçası ben Murat Kurum’u genel hatlarıyla beğenen bir gazeteciyim.
Sivrice depreminde her ne kadar buradaki siyasilerin beceriksizlikleri ortaya çıkmış olsa da Murat Kurum’un bu şehre faydası tartışılmaz.
Kurum’un siyasi kimliğini değil de bürokrat kimliğini hep sevdim.
Bakan olur olmaz ilk Malatya’ya gelmesi de dağınık görünen Malatya’yı bir araya toplaması da lider bir bakan olduğunu göstermiştir.
Gördüğümüz kadarıyla Bakanlığın bürokratları Özhaseki’yi çok rahat manipüle edebiliyordu ama Murat Kurum’u manipüle edemezler.
Çünkü işi biliyor ve sayısız deprem yaşamış bakanlık döneminde.
Malatya’ya gelir gelmez ne yaptı?
Yılan hikayesine dönen Söğütlü Camii’nin yerini bir talimatla halletti.
Çıktı tüm yerel basının karşısına, yanına vekilleri belediye başkanlarını dizdi ve dedi ki Yeni Camii yerinde yapılacak Söğütlü Camii Eemekliler Parkı’na yapılacak!
Hemen kızmayın lütfen!
Olanlar olmuş, ölenler ölmüşken halen terane anlatmaya gerek var mı?
Bundan tam bir ay önce bu sütunda, Söğütlü Camii’nin yerinde yapılmayacağı kesinleşti, Yeni Camii’nin yapılmama ihtimali var ve Söğütlü Camii’yi o yüzden hemen Yeni Camii’nin dibine aldılar diye yazmıştım.
Bu ihtimali belirttikten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hazırda bir projesinin olduğunu, Emekliler Parkı’na bir Cuma camisi yapılmak istendiği ama buna karşı çıkıldığı için bu projenin rafa kaldırıldığını yazmıştım.
Ve aynen şu cümleleri kurmuştum:
“Sami Er ve Abdurrahman Babacan’a sesleniyorum.
Bazı dini gruplardan ve bazı eğitim derneklerinden çekindiğiniz aşikâr.
Söğütlü Camii’nin yerinde yapılmayacağı kesinleşti.
Üstelik az buz bir mesafeye de taşınmıyor.
Kuyumculara kurban edilen Söğütlü Camii, bu saatten sonra yerinde değil!
Bunu uzun yıllar her kuşak tartışacaktır.
O konu kapandı!
Bari bundan sonra akılcı bir yol izleyin.
Hem Söğütlü Camii’den olup hem de Yeni Camii’mizden olmayalım.
Vakıflar Bölge Müdürlüğünün hazırladığı bir cami projesi var.
Eski belediyenin yerinde olan projeden bahsediyorum.
Madem yerinde yapılmayacaksa, devasa bir camiyi niye Yeni Camii’nin 10 metre yakınına yapalım.
Aklın yolu birdir.
Sırf ecdada olan saygıya kalsa, yeni mimari ile yapılan devasa bir yapıyı Osmanlı zamanında yapılmış bir eserin yanına koyamazsınız.”
*
*
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in kesinlikle Emekliler Parkı’na cami yapılamayacak söylemi ile Abdurrahman Babacan’ın söylemleri yüzünden Murat Kurum doğru karar vermekten çekinmemiştir.
Aklın yolu birdir.
Söğütlü Camii’nin vakıf malı olduğunu hatırlatmaya da gerek yoktur, yerinde niye yapılmadığına da!
Olanlar olurken, ölenler ölürken sessiz kalanlar, kafasını kuma gömenler Söğütlü Camii niye yerinde yapılmıyor diyor.
Ne yani Yeni Camii’nin neredeyse avlusuna yapılacak projeyi görmediniz mi?
Bakan Kurum bu projeyi onaylasa daha mı iyi olurdu?
Kızacaksanız Sami Er’e kızın!
TOKİ Başkan Yardımcılığı yapmış Sami Er’e kızın!
Sözde hepsi arkadaşı!
Kızacaksanız Abdurrahman Babacan’a kızın!
Gücü meğer balonmuş!
Bir bakan yardımcısına bile söz dinletemeyen arada sırada Malatya’ya gelen bir milletvekili!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, elindeki malzemenin en akılcı kararını en hızlı şekilde vermiştir.
Nokta.
*Manşet foto: Burhan Karaduman
