Malatya’da çoğu siyasetçinin derdi “milletin derdi” olmaktan çıkmış!
Milletin derdiyle dertlenen, onun sorunlarını kafaya takan, bağlı bulunduğu bölgeye “hizmet” etmek için uğraşan çok az siyasetçimiz kaldı maalesef!
Dert öncelikle koltuğunu korumak üzerine olduğu için yukarıda saydığım “dertler” kimsenin umurunda değil artık!
Koltuğu korumanın şartı da “millete hizmet etmek” değil, “birilerine” hizmet etmek olmuş!
Sadece “lobi faaliyetiyle” PİAR çalışması yapan siyasetçilerimiz “birilerine” hesap vereceğini düşündüğü için millete hesap verme, şeffaflık ve basın yoluyla sorulan soruların önemi ortadan kalkıyor maalesef!
Mesela Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar…
Adam bildiğiniz tüccar.
Kafası o şekilde çalışıyor.
Milletin vergileriyle ayakta duran bir kurumun başındaki siyasetçinin, şeffaf olma gibi bir sorumluluğu vardır ve bu sorumluluk bilinciyle “millete hesap verme” gibi çok önemli olan bu sorumluluğu unutmaması gerekir.
Yaklaşık 1 haftadır 160 işçinin işten çıkarıldığı konuşuluyor.
Geçen hafta yazdım hatta konuk olduğum BUSABAH TV’de de söyledim.
Malatya şu anda bunu konuşuyor ama Çınar, sanki sadece Çınarlar Beton Yönetim Kurulu Başkanı gibi davranıyor!
Susmak kabullenmektir ama bu “kabullenmeyi” en azından anlatın bu millete!
Millet yerine vekillere hesap verme derdiniz olabilir ama bu sıkıntılı kış aylarında 160 kişiyi işten çıkarmışsanız bi zahmet bi açıklama yapın!
Mesela Yeşilyurt Belediyesi’nde işe gelmeyip maaş alan kaç çalışanınız var?
İkisini ben söyleyeyim mi?
Biri Öznur Çalık’ın ekibinde fotoğraf çekiyor diğeri Bülent Tüfenkci’nin ekibinde fotoğraf çekiyor!
İkisi de genelde belediyeye gitmiyor ve vekillerin takip işine bakıyor!
Doğalgaz faturalarının 2 bin liraya dayandığı, 300 liranın altında elektrik faturası gelen evin olmadığı, en düşük kira fiyatlarının 2 bin liranın üzerinde olduğu bir ortamda bir kalemde 160 işçinin ocağına incir ağacı dikilip halen “ölü numarası” yapılıyorsa ben bu vekillerin fotoğrafçılarını sorarım kardeşim.
Kimisi yeni evlenmiş, kimisi annesine bakıyormuş, kimisinin evinde ekmek bekleyen 3 çocuğu varmış!
Yazıktır, günahtır…
Üzüldüğüm asıl konu ne biliyor musunuz?
Bu insanlar aylık ekmek parasının dahi hesabını yaparken “tüccar kafalı” siyasetçiler “zarar ediyoruz” bahanesiyle çok rahat işçi çıkarırken kamu malını düşündüğünü söylerler ya…
Buna çok üzülüyorum aslında…
Mesela Mehmet Çınar’ın da ortak olduğunu bildiğim Çınarlar Beton’da maaş alıp işe gelmeyen bir işçi veya yönetici var mıdır?
Yoktur kardeşim yoktur!
Öznur Çalık veya Bülent Tüfenkci’yi çok sevdiği için mi bu “danışmanların” maaşlarını Yeşilyurt Belediyesi’nden verdirtiyor Mehmet Çınar.
Çok sevseydi bu 2 arkadaşın girişini Yeşilyurt Belediyesi’nde değil, Çınarlar Beton’dan yaptırırdı!
Vekillere işi düşeceği için veya seçim zamanında “referans olmaları” için “duruş” gösteremiyorken 160 işçinin işine son verirken “kamu zararı” bahanesiyle hızlı karar verebiliyor.
PR’a veya reklama gelince “kamu zararını” düşünmeyen Çınar, işçilerin 3 kuruşluk maaşını “kamu zararı” görmesi bizi ilgilendirmiyor.
Bizi ilgilendiren en azından bu işçilerin tekrar işlerine geri dönmesini sağlayan bir karar verilmesidir.
Yok eğer bu işçiler tekrar görevlerine alınmayacaklarsa bir açıklama yapılmasını bekleriz.
Ve geçen ay yazdığım bazı işçilerin maaşlarında pat diye düşüklük yapılması konusunu da unutmadım.
Halen bir düzeltme bekliyorum.
Ve soruyorum Sayın Çınar’a…
Siz vekillerin mi yoksa Yeşilyurt’un mu belediye başkanısınız?
NOT: Adı geçen vekiller beni aramasın lütfen. Beni arayacağınıza Mehmet Çınar’ı arayın. "Neyin peşindesin Sayın Çınar" deyin. Bu kara kışta bu kadar işçi çıkarımını nasıl yaparsın, diye sorun. Seçime doğru giderken böyle bir karar nasıl alırsın, diye sorun.