Malatya’da utanma duygusu olmayanların şahsıma karşı attığı iftiralara alışık bir gazeteciyim.
Ama dün gece saatlerinde Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın adımı vererek alenen iftira attığı paylaşımı görünce açıkçası çok şaşırdım.
Bir belediye başkanı besleme “troller” gibi bu tweeti nasıl atar diye düşündüm.
Dünkü “Yeşilyurt Belediyesi’ni küme düşürün” başlıklı yazımın sonunda “2020 ile 2023 yılları arasında Yeşilyurt Belediyesi Japonya sınırları içerisinde olsaydı muhtemelen belediye başkanı, en az 2 belediye başkan yardımcısı, en az bir genel müdür ve 10 şube müdürü intihar etmişti” diye yazmıştım.
Dün gece Mehmet Çınar, siyasi hayatının bittiğini artık anladı bence.
Yeşilyurt Belediyesi’nin utanma duygusundan yoksun Belediye Başkanı Mehmet Çınar aynen şunları yazmış:
“Baba ocağı Malatya’da yine her zaman ki gibi ortak noktaları Terör Örgütleri sempatizanlığı olan ‘Basın’ çatısı altında kalemini ilk günden satın aldığı Mahir Temur’u dezenformasyon içeren yalan yanlış haberler yapması için besleyen ve bu haberlerle yaptığımız hizmetlere çamur atabileceği sanrısında olan kişi;”
Bu paylaşımın altına da şu fotoğrafları koymuş:
Diğer belediye başkanları veya siyasetçiler gibi kendisinin de hakkında sayısız haber ve yazı yazan bendenize “satılmış” demiş Mehmet Çınar.
Kalemimi ilk günden beri Veli Ağbaba satın almış!
Bu paylaşım dizisinin altına da şu tweeti yazmış:
“Sizin olduğunuz yerde kızışan pazarlıklar, saldırı, suikast ve kanlı eylemlere alkış tutma var.
Sizin olduğunuz yerde karanlık güçlerin besleyip, büyüttüğü, üzerimize saldığı terör örgütlerinin sempatisi var”
Malatya milletvekili Veli Ağbaba’ya PKK sempatizanı derken şahsımı da eklemiş.
Kısaca diyor ki Mahir Temur da PKK’yı destekliyor!
Mehmet Çınar önce aynaya bakmalı ve haddini bilmelidir!
Skandalların adresi Yeşilyurt Belediyesi’nin başkanı beni “besleme” gazetecilere benzetmeye çalışacağına eşi Semra Çınar’ın sınavsız nasıl memur yapıldığı ile ilgili bir tweet atsın.
Eşinin makam aracı ile işe götürülmesini açıklayan bir paylaşım yapsın!
Depremde Malatya yerle bir olmuşken ortak olduğu Çınarlar Beton’un fahiş fiyata nasıl hazır beton sattığını açıklasın!
3 yıl önce yönettiği Yeşilyurt Belediyesi’nin yaptırdığı konutların halini yazsın önce!
Gri Pasaport olayıyla insan kaçakçılığına alet olan Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, öncelikle o dönemler şahsıma verdiği röportajda tek bir lira para almadık deyip sonra mahkeme tutanaklarında açıklanan binlerce Euro’yu açıklaması gerekirdi.
Utanma duygusu olan bir belediye başkanı, tek haberi dahi yalanlanmayan bir gazeteciye iftira atacağına bu milletten özür dileyip ömür boyu geri dönmemek üzere siyasetten istifa ederdi bu skandallardan sonra.
Ama vasat bir trolün yapacağı düzeyde “FETÖ-PKK” diye saldırıp AK Parti Genel Merkezi’ne işaret vermekle nasıl bir kalitede olduğunu faş etmiştir.
Üstelik dün yazdığım yazıda, Malatya’da “besleme gazetecilerinizin” bile ulaşamadığı bilgilere ulaşıp usulsüzce satılan parsellerin direkt sizinle bir alakası olmadığını yazacak kadar mesleki ahlaka sahip biriyim.
Çünkü derdim her zaman “doğruyu yazmak” tır.
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz diyor ya eskiler…
Biraz fikri takip yapıp Mehmet Çınar’ın iftiralarına cevap vereyim.
Önce Veli Ağbaba’dan başlayalım.
Sözde kalemimi ilk günden satın aldığı Veli Ağbaba iftirasından başlayalım.
Bu şehirde hiç mütevazı olmadan açık bir şekilde şunu yazayım:
Malatya’da Veli Ağbaba’yı en fazla benim kadar eleştiren ikinci bir gazeteci yoktur.
Daimi okurlarım ne dediğimi anlamıştır ama arama motoruna “Veli Ağbaba + Mahir Temur” yazılırsa bilmeyenler de geçmişte ne yazdığımı öğrenecektir.
Kusura bakmayın ama içerisinde dibine kadar “Malatya” geçen binin üzerinde yazım var.
Sağa-sola, iktidara-muhalefete, güçlüye-güçsüze, odaya-STK’ya varıncaya kadar yazılarım ortadadır.
Hatta, Veli Ağbaba’nın Yeşilyurt Belediyesi’ni çok eleştirip Büyükşehir Belediyesi’ni az eleştirdiğini dahi söylemiş, yazmış birisiyim!
Üstelik Ağbaba ile muhabbetimiz yok denecek kadar azdır. Mehmet Çınar dahil çoğu AK Partili siyasetçi ile daha çok görüşmüşümdür. Bütün görüşmelerim ortak noktası gazetecilikti tabii.
2 yıl önce Veli Ağbaba’nın annesi vefat edince birkaç gazeteci arkadaşımızla taziye ziyareti yapmıştık. Taziye yerine vardığımız zaman CHP milletvekili Ali Mahir Başarır ve şu anki CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le Veli Ağbaba yan yana oturuyordu.
Ağbaba beni görür görmez Ali Mahir Başarır’a dönüp "Gel seni adaşınla tanıştırayım" demişti.
Hemen sonrasında ise "Sürekli bizi eleştiriyor" demişti.
Adaylığını garanti etmek için son çırpınışlarını sergileyen Mehmet Çınar, iftira atacağına “Ben bu kadar kısa bir sürede nasıl bu kadar yanlış yaptım?” demesi gerekirdi.
Şahsıma hakaret ettiği paylaşımda 4 fotoğraf paylaşmıştı.
Türkiye’de 50 yıldan fazladır gazetecilik yapan Hasan Cemal ile bir fotoğrafımı paylaşıp sonrasında Hasan Cemal’in PKK’lı Karayılan alçağıyla çektiği fotoğrafı paylaşmış Mehmet Çınar!
2013 yılında Galatasaray’ın şampiyon olduğu sene Gaziantep-Galatasaray maçını izlemek için Antep’e gitmiştik.
Stadın önünde görüp çektirdiğimiz bir fotoğraftı.
Mehmet Çınar, bu fotoğrafla Hasan Cemal’in diğer fotoğrafı arasında nasıl bir bağ kurdu acaba?
Bunu Twitter’da troller yapıyor?
Bir belediye başkanı nasıl bu kadar düşebilir?
Şu fotoğrafa lütfen bakın:
Hasan Cemal ile Recep Tayyip Erdoğan uçakta beraber oturuyorlar.
Acaba Mehmet Çınar bu fotoğrafa ne diyecek?
Bu mantıkla bakınca Erdoğan da mı PKK sempatizanı oluyor?
Bu kadar saçma bir bağdaştırma olabilir mi?
Hadi şu fotoğrafa da bakın:
Doğu Perinçek, 50 bin insanımızın katili Abdullah Öcalan’la PKK’lı teröristleri selamlarken çekilmiş bir fotoğraf.
Bu fotoğraf çok meşhurdur. Herkes bilir.
Peki şu fotoğraf nasıl:
Doğur Perinçek ile Recep Tayyip Erdoğan el sıkışıyor.
Mehmet Çınar’ın sakat mantığıyla iki fotoğrafı bağdaştırabilir miyiz?
Ben bu kadar akıldan yoksun ve “düşük” bir bağdaştırma hiçbir zaman yapmam!
O yüzden diyorum Mehmet Çınar dün geceki paylaşımları ile siyasi hayatını bitirmiştir!
Gelelim diğer fotolara…
Gezi olayları başladığı zaman İnönü Caddesi’nde bir yürüyüş yapılmıştı. O dönemler BUSABAH gazetesindeydim. Ben de katılmıştım ve mesleğim gereği birçok fotoğraf çekmiştim.
Ayrıca Gezi olayları ile ilgili birkaç yazımda var.
Ben Gezi olaylarının ilk günlerini demokratik hak olarak görüyordum. Halen aynı düşüncedeyim.
FETÖ’cü polislerin sert müdahalesi ve marjinal grupların bu masum başlayan Gezi olaylarını provake ettikten sonra olay çok değişti.
Gezi olaylarına her zaman iki boyutlu baktım.
Gezi’nin sonrası birçok devletin istihbarat örgütleri dahi devreye girdiğini okuyorduk.
Hadi onu da geçtim.
Velev ki Gezi olaylarını ikiye ayırmıyorum ve baştan sona bir demokratik hareket olarak gördüğümü varsayalım.
Yaygın medyada yüzlerce gazeteci var Gezi’yi savunan! Gezi’yi savunmak suç mu?
O kadar işsiz üniversiteli genç varken, binlerce insan konteyner kentlerde hayatta kalmaya çalışırken eşinizin sınavsız memur yapılması ile ne alakası var Gezi’yi savunmak!
Depremde bir ekmeğe muhtaç yüzlerce aile Malatya’da yaşamaya çalışırken ürettiğiniz hazır betonu 2 kat fazla paraya satmanın Gezi ile ne alakası var!
Yönettiğiniz belediyeye ait 10 adet parseli sahte belgelerle satılırken siz ne yapıyordunuz? Bu olayın Gezi ile Hasan Cemal ile ne alakası var?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi:
“Fahiş hazır beton satanlar bunun bedelini ödeyecek” demedi mi?
Bunu Veli Ağbaba’ya veya bendenize söylemiyor.
Size diyor Mehmet Çınar, size diyor!
İlk iş olarak hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım.
Bakalım iftira atmak o kadar kolay mı diye!
PKK ile adımın yan yana geçmesi dahi tansiyonumu 20’ye yükseltir. Hayatı boyunca parayı tek amaç görenlerin, depremi bile fırsata çevirecek kadar para hırsı bürümüş tiplerin iftiralarından korkacak değiliz.
Mehmet Çınar öncelikle haddini bilmeli sonra ise bu milletin parasını reklam adı altında hangi FETÖ’cü sevicilere verdiğini düşünmelidir!
Bu iftira attığın şahsın 20 yıl önce FETÖ’yü eleştiren yazıları dahi var!
Şimdilik bu kadar yazayım.