Geçen yıl mayıs ayında gazeteci arkadaşım Sinan Cavlak’la Kitap Fuarı’nda yaptığımız radyo programına Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener’i konuk etmiştik.
O günlerde Malatya Valisi değişmişti.
Batman Valisi Hulusi Şahin Malatya’ya atanmıştı.
Gazetecilik refleksiyle Vali Şahin’i Google’da aratmaya başlamıştık.
Sosyal medya kullanmadığını öğrenince “Bu çağda sosyal medyası olmayan bir vali mi olur?” diye eleştirmiştim.
Tam bu sıralarda gazeteci Nedim Şener’i radyo programımıza davet etmiştik.
Biz konuyu açmadan Malatya’ya yeni atanan Vali Hulusi Şahin ile ilgili güzel cümleler kurmuştu.
Vali Şahin’i tanıdığını söylüyordu.
Hatta “Yakında ne dediğimi anlarsınız” tarzında bir cümlesi de olmuştu Şener’in.
3-5 gün sonra radyo programlarımız fuar alanında devam ederken yeni valimizi yayına almıştık.
Farklıydı.
Kendinden emin cümleler kuruyordu ve basını önemseyen bir tutumu vardı.
Malatya’ya daha birkaç gün önce gelmiş bir valinin şehrimizi bildiğini hissettirmişti.
Birkaç ay sonra Kayısı Festivali için belgesel hazırlığına girmiştim. Sayın Valimiz Hulusi Şahin’inde belgeselde olmasını istiyordum.
Bu teklifimize hemen cevap verip, kabul etmişti.
Çekimlerden önce ve sonrasında muhabbet etme fırsatım olmuştu.
Açıkçası Malatya Valiliğinden çıktığım zaman mutlu olmuştum.
Tam bir “devlet adamı” demiştim.
Olaylara bakış açısı, Malatya’nın tüm dinamikleri ile bağlantıya geçme isteği ve en önemlisi kimsenin değil "devletin valisi" olduğunu tüm Malatya’ya hissettirmişti.
Yıllarca “pasif” kalan Malatya Valiliğimiz, çoğu konuda öncü olmaya başlamıştı.
Elini taşın altına koymak için kırk takla atan bir Hükümet Konağı yerine, o taşın sahibi olduğunu hissettirdi aylarca.
Önce STK’larla istişare etti sonra tüm siyasi partilerle…
Bir siyasetçi gibi her ay basın turuna çıkmadı ama basının özgür ve tarafsız olması gerektiğini, hatta devlet kurumlarının eleştirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Bir “devlet adamı” gibi Valilik tarafından gönderilen 2 cümlelik bülteni dahi inceliyordu. Çünkü devlet dediğin yanlış cümle kuramaz şiarındaydı.
Köhnemiş ve EYT bekleyen bürokratların “hantal” halini hemen değiştirdi.
Yıllarca “Valimizden izin almadan bilgi paylaşamayız” kalıbını hemen kırdı. Bir yazıyla izin almaksızın kurumlarınız ile ilgili basına bilgi paylaşabilirsiniz diye talimat verdi.
İl müdürlerinin “hantal” halini sadece bir yazıyla halletti!
“Bahane üretmeyin iş yapın” diyordu aslında…
Gelir gelmez Valilik Basın Birimine çeki-düzen verdi.
Önceki validen midir bilmiyorum ama Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’la çok yakınlaştı algısı oluştu sadece.
Önceki Vali Aydın Baruş ile Hulusi Şahin’in tek ortak noktası bu bence.
Gürkan ile Şahin, belki de yapılan ortak programlar yüzünden çok beraber “takılıyorlar” havası oluşturdu şehirde.
Bir beis var mıdır tam olarak bilmiyorum ama “devlet adamı” Hulusi Şahin’in bilerek yaptığı bir durum olduğunu düşünmüyordum.
Hatta bu konuyu yazmadığımı hatırlıyorum.
Ara ara eleştirmişliğim de vardır Sayın Valimizi ama maalesef depremle işler bence sapa sardı.
Malatya’da milat olacak bir tarihte daha 1 yılını dahi doldurmamıştı Valimiz.
6 Şubat tarihi hepimizi nasıl etkilimmişse bence Vali Hulusi Şahin’i de çok etkiledi.
Bi kere Hükümet Konağı, kendisinden önce Sivrice depreminden sonra güçlendirilmiş.
Kendisinin bu ihmalden dahli olmamasına rağmen 6 Şubat’tan sonra Valilik binamız yok oldu.
Üstüne son 500 yılın afetini yaşarken Malatya’da son 20 yılda ne kadar siyasetçi varsa sorumluyken belki de tek “sorumlu” olmayan bürokrat Valimiz Şahin’di.
Bi kere hepimiz insanız, düştüğü durumu empati yapmanızı istiyorum.
Malatya’ya 6 Şubat’tan sonra 7 vali atanmıştı.
2 bakan Malatya’dan sorumluydu ve dönüşümlü olarak buradaydı.
Ankara’dan gelen üst düzey yetkilinin haddi hesabı yok.
0001 plakalı Malatya’nın Mülki Amirinin düştüğü hali anlamınız için bunları yazıyorum.
Sadece bu bakanları, bürokratları her hafta karşılamak dahi bir derttir aslında.
Hele bu siyasetçilerle şehirde o kadar vali ve üst düzey bürokrat varken “sorunsuz” bir gün geçmiyorken vali olmak kolay iş değildir.
Böyle bir ortamda maalesef Valimiz etkisiz kaldı.
Hatta iç dünyasında “gitmek” istemiştir.
Depremden dolayı değil, yaşadığı durumlardan gitmek istemiştir.
Şunu açık bir şekilde söyleyeyim ki Malatya için üzüldüm ama Sayın Valimiz Hulusi Şahin için sevindim.
Kendisine Antalya’da başarılar dilerim.
Allah yolunu açık etsin.
MALATYA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ
Son kuracağım cümleyi baştan kurayım.
Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Hatice Özdemir’in ataması bence hataydı.
Malatya Valisi Hulusi Şahin’den bir ay önce Nisan 2022’de atanan Özdemir, maalesef Malatya ile bir ünsiyet kuramadı.
Bi kere ailesiyle Malatya’ya taşınmadı.
Bir ayağı İstanbul’da bir ayağı Malatya’daydı.
Geldiği ilk aylarda radyo programı yapmıştık yine.
Dominant, işine hâkim bir hali vardı.
Fakat şehirde İl Milli Eğitim Müdürü var mıydı, yok muydu maalesef belli değildi.
Depremden sonra ise hepten kayboldu.
Tam olarak bilmiyorum ama ne Malatya Sayın Özdemir’e alıştı ne de Özdemir Malatya’ya…
Aslında eğitim camiası da alışmamıştı.
Çünkü devir-teslim törenine dahi katılmadan gitti Malatya’dan!
Malatya’da en son bu hareketi Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’tan görmüştük.
İşte böyle bir durumda Hatice Özdemir’in ataması hem Malatya’ya hem de kendisine hayırlı olmuştur.
Yolu açık olsun, çünkü yolu Malatya’dan geçmiş gibi oldu.