Dünkü yazımda Sayıştay’ın Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 yılı denetim raporunu değerlendirmiştim.
Hadi gelin size Sayıştay’ın İnönü Üniversitesi Düzenlilik Denetim Raporu’nu değerlendirip keyfi uygulamalarla, hülle yoluyla nasıl atamaların yapıldığını yazayım bugün.
Bilim üreten bir kurumun halini Sayıştay’ın raporu ortaya koymuş aslında.
Sayıştay’ın 2021 yılı için yaptığı incelemelerden sonra eylül ayında yayınladığı 92 sayfadan oluşan raporda 15 bulgu tespit edilmiş.
Neler yok ki bu bulgularda…
Pazarlık usulü ihalelerden, Üniversiteye tahsisli hazine taşınmazların ticari amaçlı kiraya verilmesine, şube müdürü gibi kadrolara sınavsız atama yapılmasından birçok kadroya tedviren görevlendirme yapılmasına varıncaya kadar 15 ciddi bulgu tespit etmiş Sayıştay.
Bugün 8. Bulgu’yu incelemek istiyorum.
Sayıştay, 8 Bulgu’da “Şube Müdürlüğü Kadrolarına, Şube Müdüründen Daha Üst Görev Niteliğinde Bulunan Kadrolardan Sınavsız Atama Yapılması” başlığını koymuş ve çok açık bir şekilde ayrıntılamış.
Önce “liyakate” vurgu yaparken belki de çoğu kamu kurum yetkililerimizin ezberlemesi gereken bir cümle kurmuş.
Demiş ki…
“Devlet Memurlarının sınıfları içerisinde ilerlemeleri ve yükselebilmeleri hususlarında eşit imkânlara sahip olmaları ve bu konudaki haklarının garanti altına alınmış olması gerekmektedir.”
Ve burada İnönü Üniversitesi’ndeki çoğu bilim insanının kulak kabartacağı bir açıklama yapıyor Sayıştay:
“Şube müdürlüğü kadrolarına eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gerekirken, bu ilkeler gözetilmeden ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmadan atamalar gerçekleştirildiği tespit edilmiştir”
Ve mevzuattan örnekler verip daha ciddi bir bilgi veriyor Sayıştay Başkanlığı.
“Ancak Üniversitede, müdürlük kadrolarına şube müdürlüğünden daha üst görev olarak kabul edilen fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterliği görevlerinde çok kısa süre bulunanlar atanmıştır. Bu şekilde şube müdürlüğüne atananlar önce yukarıda değinilen ve üst görev niteliğinde bulunan kadrolara atanmış ve akabinde de kısa süre sonra şube müdürlüğü kadrolarına atamaları gerçekleştirilmiştir.”
Aslında İnönü Üniversitesi “hülle” yapmıştır diyor Sayıştay!
Ve bu “hülleyi” detaylandırıyor:
“Fakülte ve yüksekokul sekreterliğinden şube müdürlüğüne atanan kişiler 2 ay, 3 ay, 3 ay 5 gün, 9 ay 5 gün, 9 ay 24 gün fakülte ve yüksekokul sekreterliğinde bulunmuştur. Böylece, kısa süreli atamalarla üst görevlere getirilen kişiler Yönetmelik'in söz konusu istisna hükmünden yararlanarak şube müdürlüğü kadrolarına atanmış olup, mevzuatla getirilen eşitlik ve liyakat esası göz ardı edilmiştir” diye ifade ediyor Sayıştay yetkilileri.
SINAVSIZ ATANAN ŞUBE MÜDÜRLERİ
Aslında buna kısaca “hülle yoluyla” atama denir.
Rektörün bir imzasıyla fakülte sekreteri olarak atanan kişi kısa süre sonra sınavla alınması gereken şube müdürlüğüne atanıyor diyor Sayıştay!
Önce Şube Müdürü yapılacak kişi ya fakültenin fakülte sekreteri, ya bir enstitünün enstitü sekreteri ya da bir yüksekokulun yüksekokul sekreteri yapılıyor. Birkaç ay sonra bir alt görev niteliğinde bulunan şube müdürlüğüne atama yapılabiliyor.
Ve ortada bir sınav yapmaya gerek kalmıyor!
Bu kadar basit!
2008’den beri yani Fatih Hilmioğlu’nun rektörlük döneminden beri İnönü Üniversitesi şube müdürlükleri için görevde yükselme sınavı dahi açmamış!
Sınavsız “hülle yoluyla” şube müdürü sayısı sınavla atanan şube müdürlerinden daha fazla olduğunu söyleyebilirim.
Bahsettiğim kurum üniversite arkadaşlar, üniversite!
AHMET KIZILAY’IN ATAMALARI!
Mesela İnönü Üniversitesi’nde 6 yıldır rektörlük yapan Ahmet Kızılay dönemindeki birkaç atamaya bakalım.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nusret Akpolat’ın kardeşi İsmet Akpolat, güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Sonra memur oluyor ve abisi rektör yardımcısı olduğu zaman Spor Bilimleri Fakültesi’nde fakülte sekreteri olarak atıyor Ahmet Kızılay.
Fakülte sekreterliği önemli arkadaş, önemli!
Aslında bu ilk güvenlik görevlisi ataması değil.
Mesela Ahmet Kızılay’ın yakın koruması olan ve aynı zamanda güvenlik görevlisi olan Osman Çakır’ı, Malatya OSB Meslek Yüksekokulu’na yüksekokul sekreteri olarak atamıştı.
Fakülte veya yüksekokul sekreterliği önemli dedim ya!
Peki Ahmet Kızılay rektör olduktan sonra ilk atadığı kişi kimdi biliyor musunuz?
Halk arasında kalorifer dairesi olarak bilinen Üniversite’nin Isı Merkezinde çalışan ve aynı zamanda Eğitim Bir-Sen 2 No’lu Şubenin Başkanı Yaşar Sakar’ı, üstelik sendika şube başkanlığı devam ederken Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin fakülte sekreteri olarak atamıştı. Yıllarca iki göreve de devam etmişti!
Hem fakülte sekreteri hem de Üniversite’nin yetkili eğitim sendikasının şube başkanı!
Acaba bu saydıklarım ne zaman şube müdürü olacak?
Sayıştay’ın raporunda açık açık sınavsız şube müdürlük kadrolarına fakülte, enstitü veya yüksekokul sekreterliğine kısa dönem atandıktan sonra şube müdürü atandığı yazılmıştı.
“Asıl olan memurun eşitlik ve liyakat esasları doğrultusunda objektif kriterler dâhilinde görevinde yükselebilmesidir.” diye ifade eden Sayıştay’ın raporundan ders çıkarabilen rektörlükte bir bilim insanı var mı acaba?
Ağzımla kuş tutsam ben yükselemem diyen kaç idari personel vardır İnönü Üniversitesi’nde?
Peki bunun ahlaki veya vicdani tarafına girdiğiniz zaman kaç kişinin kul hakkına girdiniz?
Daha bi ton sorum var ama inanın yazarken dahi moralim bozuldu.
Çünkü çoğu zaman olduğu gibi boşuna soruyorum hissine kapılıyorum.