Mahir Temur

İnönü Üniversitesi çiftliği!

Mahir Temur

Bundan 27 gün önce “İnönü Üniversitesi nasıl personel alıyor?” başlıklı bir haber yapmıştım.

Profesör, Doçent ve Doktor Öğretim Üyesi kadrolarına toplamda 75 personelin alınacağını belirtip, bazı bölümlerde yeterli dil puanına bakılmaksızın başvuralar yapıldığını ve bu konuda İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın gider ayak toplu alım yapmasının şüphe uyandırdığını vurgulamıştım

İLGİLİ HABER- TIKLA OKU

8 Temmuz son başvuru tarihiydi.

Başvuruları değerlendirmek için kurulan ön değerlendirme komisyonlarının raporlarının bittiği ve ilgili dekanlıklara iletildiğini öğrendim.

Memlekette kişiye özel olarak açılan kadroların artık haber olmadığı bu şehirde gelin size çok çarpıcı bir başvuru hikayesi anlatayım.

Bilirsiniz, önce bir fakülteye alınacak kişi belirlenir sonra şartlar belli edilip göstermelik başvuruların yapılması sağlanır.

Ama kaç kişi başvurursa başvursun o belirlenen kişi alınır!

Bunun gibi yüzlerce haber yapılmıştır.

Bugün yazacağım biraz daha karışık bi konu.

Doktor Öğretim Üyesi olmak için başvuran bir araştırma görevlisinin aklı başında olanların hemen tahmin edemeyeceği yollara başvurmasını ve bunun farkına varıldığını ama halen İnönü Üniversitesi’nin başvuru şartlarını tutmadığı halde hazırlanan rapora rağmen o araştırma görevlesine Doktor Öğretim Üyesi kadrosu vermeye çalıştığını yazacağım bugün.

Özetlerken kapalı yazdım, merak etmeyin isim isim yazacağım.

Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Muhammed Cihad Kubat, doktor öğretim üyesi için açılan kadroya müracat eder.

Fikri takip yapalım önce…

Bundan 3 yıl önce Kayısı Haber’de Muhammed Cihad Kubat’ın araştırma görevlisi olarak İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne alındığını duyurmuştuk.

Muhammed Cihad Kubat’ın babası tanıdık bi isimdi.

O tarihlerde İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Kubat’ın oğlu, 36 aday içerisinde araştırma görevlisi olarak üniversiteye alınmasını yazınca 24 saat içerisinde 1. Sulh Ceza Hakimliğinin jet kararıyla haberimizi kaldırmak zorunda kalmıştık.

Biz de haberimizi mahkeme kararıyla kaldırdığımızı okurlarımıza ilan etmiştik.

Haberi kaldırmadan önce Mehmet Kubat beni arayıp tehdit etmişi. “Şu saate kadar haberi yayından kaldırmazsan…” tarzında bir konuşma yapmıştı. 

Çok açık olan bir durumda ilk defa bir haberimiz yargı yolu ile yayından kalkıyordu. Üstelik Prof. Mehmet Kubat kısa süre sonra İlahiyat Fakültesi Dekanı oluyordu.

Merak edenler ilgili haberi de okuyabilir.

İLGİLİ HABER- TIKLA OKU

Babasının Prof. olduğu üniversitede 36 aday içerisinde araştırma görevlisi olarak alınan Muhammed Cihad Kubat (M.C.K), 3 yıl sonra “Doktor Öğretim Üyesi” olmak için müracaat ediyor.

Bu müracaatı değerlendiren Ön Değerlendirme Komisyonu Üyeleri çok enteresan bilgilere ulaşıyor.

Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığına teslim edilen raporda, Kubat’ın başvuruda sunduğu belgelerin çok ciddi sorunların varlığına rastlandığı ve ayrıntılı bir araştırma yapılacağı yazıyor.

15 sayfalık hazırlanan raporu okudum.

İnanamadım!

Çok teknik bilgi kalabalığına girmeden yalın bir dille yapılan sahtekarlığı gözler önüne sermek istiyorum.

İnönü Üniversitesi 2023 yılı Akademik Yükseltme ve Atanma Ölçütleri Yönergesi’nin Doktor Öğretim Üyeliği kadrosuna başvuru ölçütleri belli.

İsteyen İnönü Üniversitesi’nin resmi internet sitesine girip bakabilir.

Şu ilgili bölümü paylaşmam lazım:

“Sosyal, Spor ve İletişim Bilimleri alanında başvurularda SCI, SCI-E, SSCI veya AHCI’ya giren dergilerde en az 1 makale ya da ULAKBİM TR dizin/alan indeksli dergilerde en az 3 makale olmak üzere toplam 5 makalesinin bulunması ve belirtilen puanları sağlaması gerekir.” 

Doktor Öğretim Üyesi kadrosuna atanabilmek için sağlanması gereken en az puan 400’müş.

Yayınlanan her makalenin yayınlandığı bilimsel derginin saygınlığına göre bir puantajı var. 

Hangi dergilerde nasıl puan verileceği belli.

İnönü Üniversitesi, Doktor Öğretim Üyeliği için toplamda en az 5 makale istiyor.

M.C.K başvurada 6 makalesinin bilimsel dergide yayınlandığını belirtmiş. Tüm belgeleri başvuru dosyasına koymuş.

Ancak 4 makaleye Ön Değerlendirme Komisyonu Üyeleri dikkat kesilmiş.

Bu 4 akademik makalenin bilimsel dergiye gönderilmesi, revizyon istenmesi ve yayımlanmasının çok kısa sürelerde olduğu belirtiliyor.

Doktor öğretim Üyesi M.C.K’nın 2 bilimsel makalesi bir dergide diğer 2’si başka bir dergide yayımlanıyor.

Ne tesadüftür ki dergi yayım hayatına 2023 yılının aralık ayında başlıyor. Şu ana kadar sadece 1 sayı yayınlamış.

The Journal of Military History adlı dergi için Ön Değerlendirme Komisyon Üyeleri aynen şu cümleyi kullanmış:

“Fakat dergi sayfası detaylı şekilde incelendiğinde ortada şaibe uyandıracak ciddi sorunların olduğu rahat bir şekilde tespit edilebilmektedir.”


Ön Komisyon Üyeleri’nin şüphesini sadece çeken derginin daha ilk kez yayın hayatına başlaması değil.

Doktor Öğretim Üyesi adayı M.C.K’nin Kore’de yayın hayatına başlayan ve hiçbir sayı yayınlanmamış bir dergiden nasıl haberdar olduğu…

Bu kuşkudan yola çıkarak M.C.K’nın bir makale yayınlatmak için çok çok kısa bir süre içerisinde derginin bu 2 makaleyi kabul etmesi…

Derginin internet sitesini inceleyen Ön Komisyon Üyeleri şu cümleleri rapora eklemiş:

“Bir akademik dergide bulunması elzem olan amaç ve kapsam, yazım kuralları, etik ilkeler ve yayın politikası, dergi kurulları, telif hakkı ve değerlendirme süreci gibi hususların hiçbirinin doğru dürüst olmadığı, olanların ise çok basit yöntemlerle hazırlandığı anlaşılmaktadır.”


Ayrıca söz konusu derginin ISSN ya da e-ISSN’sinin bulunmadığını da belirtmişler.

Bir bilimsel derginin ISSN’si nasıl olmaz?

Dergi çakma değilse!

Üstelik derginin internet sitesi makalelerin PDF dosyalarını indirebilmek için başka bir internet sitesine yönlendirirken M.C.K’nın yayınladığı makalelere ulaşılmadığını da belirtmiş komisyon üyeleri. Sadece aday M.CK’nın değil, yayımlanan hiçbir bilimsel makale internet sitesi üzerinden açılmıyormuş.

Ve derginin bir web sitesi olmadığı açık bir şekilde raporda yazılmış. Web sitesi verilen adres Google hesabı olan herkesin yarım saatte hazırlayabileceği bir hazır şablonmuş.

Resmi bir künyesi bulunmayan derginin web sayfası hakkında Ön Değerlendirme Komisyon Üyeleri, “O yüzden böyle bir derginin gerçekte var olup olmadığı da ciddi şüphelere yol açmaktadır” diyor.

Sadece bu bilgiler ışığında böyle bir derginin olmadığı, internet sitesinin açık bir şekilde aday veya adaylar tarafından hazırlandığı ortaya çıkıyor.

Hazırlanan raporda açık bir şekilde şu cümleler yer alıyor:

“Bu durumda iki değerlendirme yapılabilir: Ya söz konusu derginin kendisi şaibelidir ve aldatmaya yönelik etik dışı bir yaklaşım sergileyerek haksız bir rekabet ve kazanç elde etme çabası içerisine girmiştir ya da kadroya başvuran aday Muhammed Cihad KUBAT bizzat haksız bir kazanç için etik dışı yollara tevessül etmiştir.”

Hazırlanan rapor çok kapsamlı ve uzunca bir değerlendirme içeriyor.

Aday M.C.K’nın bilimsel makalelerini yayınlattığı 2 sözde bilimsel dergi hakkında çok açık ifadeler var.

Dergilerin ISSN’si yok. 

(Bırakın bir bilimsel dergiyi, bir süreli yayın yapan derginin Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası “ISSN” alması ücretsizdir ve o derginin kimlik numarası gibidir.)

Bahsedilen dergilerin internet sitesi Google marifetiyle oluşturulmuş bir şablon.

Dergilerin künyesi yok!

2 derginin de editörü aynı kişi ama iletişim bilgileri yok.

Dergilerde yayımlanan makalelerin başlıklarına bile arama motorlarında çıkmıyor.

Bu bilimsel dergilerin sanal ortamda hiçbir bilgisine, içerisindeki makalelere ulaşılamıyor. 

Kısacası M.C.K’nın Doktor Öğretim Üyesi başvurusunda sunduğu 2 derginin varlığı ile ilgili kesin olan ifadeler yer almış raporda.

Peki bu Ön Değerlendirme Komisyon Üyeleri raporu sadece dergi ile ilgili mi?

Hayır.

Aday M.C.K’nın sözde bilimsel dergide yayınlattığı bilimsel makalelerinin yüzde 100’ünün kendi doktora tezinden oluştuğunu yazmış raporda.

Şubat 2024 tarihinde doktora tezi veren M.C.K, doktoradan mezun omuş. 

Bu tarihten 6 ay önce nasıl oluyor da dergiye bu tezin aynısını gönderiyor?

Raporda aynen şu ifadeler yer alıyor:

“Ya aday bu yayınları hiçbir şekilde yapmadı ve sadece açılan akademik kadroya başvuru yapmak için sahte yayın üretti ya da gönderdiği makalelerin de tezi de intihal programından hiçbir şekilde geçirilmedi. Adayın Şubat 2024’te savunduğu tezin 3 bölümünü doğrudan alarak tez savunmasından 6 ay önce yayımlanması için bir dergiye göndermesi ve doktora tezinde bu makalelere hiçbir şekilde atıf yapmaması da dikkat çekicidir.”

Ben uzun zamandır itinayla hazırlanmış bu kalitede bir rapor okumamıştım.

Komisyon üyelerini tanımıyorum ama tebrik ediyorum.

Tek tek, tane tane bu işlerin o kadar kolay olmadığını, her ne kadar üniversitelerimiz “dayı-yeğen” kadrolarıyla doluyken inatla işlerini iyi yapmaya çalışan akademisyenlere selam olsun.

Örnek teşkil edecek bir rapor hazırlamışlar.

Rapordaki şu cümle çok önemli:

“Günümüz akademik yayın dünyasında hiçbir ciddi derginin gönderilen makaleleri herhangi bir intihal programından geçirmeden değerlendirmeye almayacağı ve yayımlanmayacağı gerçeği ortadayken doktora tezinin sorunsuz bir şekilde intihal programından geçmiş olması, söz konusu yayınların intihal programından geçirilmediğini göstermektedir.”

Ve bu cümleden sonra bam teline şu şekilde basılmış:

“Hiçbir kurum ve dergi, farklı bir çıkar ilişkisi olmadan, tamamı tezden alınmış üç makaleyi aynı sayılarda ve art arda yayınlamaz. Zira kurumsal bir dergi ya da dergiler, etik dışı olan intihal gibi durumlara dikkat etmiyorsa bu durum dergi veya dergilerin akademik kimliğinin şaibeli olduğunu ve editöryal sürecin sağlıklı bir şekilde işletilmediğini göstermektedir.”

O kadar net yazılmış ki, o dünyanın içerisinde olmasan bile hazırlanan raporun tam olarak ne ifade ettiğini anlarsın.

Kısacası diyorlar ki ya bu M.C.K’nın doktora tezi orijinal değil ya da dergide yayınlanan makaleler intihal! Veya tam tersi!

Her halükarda bu adayın adaylık başvurusu yapamayacağını hatta suç işlediğini gösteriyor bizlere.

Fakat bu kadar açık bir rapora rağmen halen İnönü Üniversitesi yönetimi, başvurusunun komisyon üyeleri tarafından kabul edilmediğİ M.C.K’yı 1 kadro açılan Tarih bölümüne almak istiyormuş.

Gel de çıldırma!

Gel de üniversitelerimizin kalitesinden bahset!

Bu arkadaşa soruşturma açılması gerekirken bu kadar açık ithamlar ortadayken siz nasıl doktor öğretim üyesi yapmak istersiniz?

8 yıldır Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ı biz o yüzden hep eleştirdik.

İnönü Üniversitesi’ni babasının çiftliğine çevirdiği için…

Yukarıdaki bilgiler ışığında bir adayın bu kadar rahat doktor öğretim üyesi başvurusu yapması bile o üniversitenin ne halde olduğu gösterir maalesef!

NOT BİR: 27 gün önce yaptığımız “dil puanı aranmadan” yapılan başvuruların dikkate alınacağını da duydum. Duydum dediğime bakmayın, muhtemelen o yeterli dil puanı tutmayan arkadaşlara yeni kadro verecekler.

NOT İKİ: Elimde bu raporun ek dosyaları, görüntüleri, videoları da mevcut. Lütfen inkar yoluna gidip beni yormayın!

Yorumlar 43
Hakan 22 Ağustos 2024 23:45

Aha da size başka bir bilgi, yıllardır güvenlik görevlisi birni hangi maarifettle yüksekokul sekreteri yaptınız. Yav yıllardır memurluk, şeflik, şube müdrlüğü yapan onca insan varken böyle bir işi (hak yemeyi) nasıl içinize sığdırıyorsunuz. Ha bu şahıs şeh mürüdü ise olurrrr..

Malatya 14 Ağustos 2024 22:40

Sosyal bilimler etik kurul başkanı istifa etmiş diyorlar bu meseleden ötürü. Onun yerine de ilahiyatci dekanın arkadaşı etik kurul başkanı olmuş. Neden acaba?

Yaşar 05 Ağustos 2024 14:54

Arkadaşlar bu konu birilerinin duyurması ile ortaya çıkmıştır.Ahmet Kızılay ve Aysun Bay döneminde Babası ilahiyat fakültesinde çalışan en az altı akademisyenin oğlu veya kızı araştırma görevlisi olarak üniversite ye alınmışlardir.Ne tesadüf hep akedemisyen çocukları başarılı. Bizler Ahiret gününe inanan insanlarız bu yapılan adam kayirmaciliginin cezası mutlaka verilecektir.

Malatya 05 Ağustos 2024 14:19

Şimdi ne olmuş oldu? Bu mesele de duyulup kapanmış mı oldu? Etik ihlale devam, nepotizme devam mı olacak? Gelen yeni rektör de başka bir amca olur atanır gider genç asistan.

Hakan 05 Ağustos 2024 02:27

O da bi şey mi ünvan almak için dil sınavına dil bilen birilerini ayarlayıp kendilerinin yerine sınava sokuyorlar

Hakan 02 Ağustos 2024 18:43

İlahiyat fakültesi dekanı Mehmet Kubat bu konu ile ilgili ne düşünüyor acaba neden herhangi bir açıklama yapmıyor fikri olan var mı?

ilahiyat tan bir talebe 02 Ağustos 2024 18:39

Maalesef öyle... Kürsüde kul hakkından bahsedip kendi çocuğuna torpil yaptırmak.. Herşey den de öte ölene kadar haram para yemek den daha kötü ne olabilir

Kemal 01 Ağustos 2024 12:19

Bu zat İngiliz dili ve edebiyatı mezunu bunun tarih bölümünde ne işi var? Eğer çok başarılıysa gitsin kendi bölümünde kadro alsın. Malesefki Türkiye’de ki Tarih bölümleri arkeoloji iktisat farklı farklı bölümlerden mezun olan kişilerle doldurulmuş. Ey torpil ….

Kemal 01 Ağustos 2024 12:15

Bu kişi İngiliz edebiyatı mezunu bunun tarih bölümünde ne işi var

Ahmet Bey 01 Ağustos 2024 10:19

Bu tür sahtekarlıklar üniversiteden atılma sebebidir. Ama babası bu habere de erişim yasağı getirir. Ne de olsa babası ilahiyat fakültesi dekanı.

Hulusi 01 Ağustos 2024 00:58

Burada atamalar hakkaniyet, mezuniyet ve kabiliyete göre değil cibiliyet, keyfiyet ve zürriyete göre yapılır. Güvenlik üniformasını giymeden yükselemezsin.

Taner 31 Temmuz 2024 23:41

Bir an önce sorumluları ve bunları destekleyenler. Acilen görevden alınmalı ve tutuklanmalıdır. Her yer herkesin çiftliğine dönmüş. Bir gece de BAKAN görevden alanlar bunları nasıl görmüyor

Güvenlik 31 Temmuz 2024 23:33

Yeni yönetimin yapacağı ilk şey, güvenlik görevlisiyken fakülte veya yüksekokul veya enstitü sekreteri olanları hemen görevden almak olmalı . Bu arkadaşlar omurlerinde bir dilekçe bile yapmamışlar, resmi yazı yapmamışlar, mevzuat bilmezler. Sabah gelmişler nizamiyeye akşama kadar oturup gitmişler. Bunların yerine büro memuru olarak işe başlayıp sonra şef olan yığınla yetkin memur var onlardan almak daha isabetli olur.

Allah'tan Korkun 31 Temmuz 2024 22:30

Bu kişinin asistan bile olması taa en baştan etik dışı. Binlerce tarih bölümü mezunu varken, bu kişi iktisat fakültesi mezunu olmasına rağmen asistan yapılıyor. Münafıkların bir alemetide, emanete ihanettir. Mevcut konumunun sizlere emanettir. O makamlar hakkıyla yaparsınız diye sizlere verildi. O makamları kendiniz, çocuklarınız vb. İçin kullanmanız hangi dinde yazıyor. Cıva gibi gençler harcanıp duruyor. Allah ıslah etsin

Cihad Şehitoğlu 31 Temmuz 2024 20:33

Ahmet efendi iyi dinle, senin nasıl enstitü sekreteri yapıldığını herkes çok iyi biliyor, ben de biyoloğum yüksek lisans da yaptım, 18 yıllık da devlet kadrosundayım, sicilim de gayet temiz ama senin kadar hızlı yükselemedim, beni bırak bir sürü doktora yapmış arkadaşımız senin yarı hızında bir yerlere gelemedi, senin elinden nasıl tutulup nasıl kollandığını biliyoruz. Mevzu sen ya da o, bu değil. İlahiyatın dekanı konu edilince ben de buraya yazmak gereği duydum. Dindar bir insanın açığı olunca insanlar yerden yere vuruyor, ama öbür mahalleden birileri ne yapsa görmezden geliniyor, kimse konuşamıyor. Ben de bazı başarıların yanında bu başarının arkasına gizlenen bazı yanlışlara değindim. Sen kollandın, nakil enstitüsüne öğretim üyesi kadrosu açmak torpilin püsküllüsüdür, kimyacıyı genel cerrahide görevlendirmek adamcılığın daniskasıdır. Yanlış yanlıştır, kim yaparsa yapsın, birini ayyuka çıkarıp öbürünü görmezden gelmek münafıklıktır. Gün gelir herşey ortaya dökülür, hesabı da sorulur. Allah bizi hesabını veremeyeceğimiz işlerden uzak tutsun. Kral çıplak diyorum ama anlayana. Şimdi goygoycular buradan birilerine methiyeler dizmeye başlarlar. Allah bana yeter. Zalimler için yaşasın cehennem.

Ahmet 31 Temmuz 2024 19:11

İnönü Üniversitesinde daha önce güvenlik memurluğu yapmış en az 10 kişi daire başkanı, fakülte sekreteri ve enstitü sekreterliği ve şube müdürlüğü kadrosunda görev yapıyor. Bu, bu kişilerin buraya mezhepçilikle, torpille geldiği anlamına gelmez. Nasıl gelindiğini ben size açıklayayım: 4 yıllık bir fakülte bitiriyorsunuz ardından yüksek lisans yapıyorsunuz, 12 yıllık memur olarak çalışmanın ardından sicilinizin temiz olması gerekiyor atama için. Ayrıca bu güvenlik memurlarını şimdiki şirket güvenlik görevlileriyle karıştırmamanızı öneririm. Öncesinde güvenlik memuru olup bu aşamaları tamamladıktan sonra genel müdür olan birçok örnek mevcut. Bilmenizi öneririm güvenlik memurluğu özellikli bir memurdur. Genel cerrahi anabilim dalında herhangi bir kimya mühendisi kadrosu bulunmamakta. Yorum yaparken doğru bilgileri doğru sırayla yazdığınızdan ve iftira atmadığınızdan emin olun.

Er 31 Temmuz 2024 14:01

İki tane koyun versem yapamayan insanlar ahbap çavuş eş dost akraba ayağıyla kadro verilmesi sonucu bir çok üniversite lise seviyesinde dahi değil idda ediyirum fen liselerinde ki eğitim başta İnönü üniversitesi olmak üzere bir çok üniversite den daha iyi sonuç YÖK başta olmak üzere akademik başarı ve kariyere bakilarak atamalar olmadığı sürece hiç bir halt olmaz

Youmcu 31 Temmuz 2024 11:12

Bir iki laf edeyim dedim. Yoruldum. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Galiba en iyisi yine günlük hayatta umutsuzluğun en zivesindeyken kullanılan “Örtün ki ölem” sözü en iyi yorum olacak.

Orhan44 31 Temmuz 2024 10:42

Hemen hemen her üniversitede olduğu gibi İnönü üniversitesi'nde de akademisyen mi değil mi belli olmayan hoca görünümlü insanların varlığı maalesef ki bulunmaktadır. Profesyonellikten uzak kendi egolarını öğrenciler üzerinde tatmin etmek için ellerinden gelen her şeyi yapan ilim adamı diyemeyeceğimiz insanlar var oldukça üniversiteler çiftlikten farksız olmayacaktır.

Tagı Sertkaya 31 Temmuz 2024 10:19

Atamalarda bir usulsüzlük olduğu düşünülüyorsa neden savcılığa şikayet edilmiyor? Bir kişi babasının çalıştığı resmi bir kuruma atanamaz mı? Son bir aydır yerel basında İnönü Üniversitesi haksız şekilde eleştiriliyor. Bunun sebebi bazı kişilerin sayın Mustafa GEZER in yönetimden ayrılacağını düşünüp meydanı boş zannetmesidir. Sayın Mustafa GEZER ile göz göze geldikleri zaman küçük tansiyonları 4 e düşecek kişiler buradan atıp tutuyor.

Vatandaş 31 Temmuz 2024 10:02

Ülkemizde işler maalesef böyle işliyor....Bir yerlere gelmek için mutlaka bir yerin, adamı olmanız lazım.Dunde böyle bugün de böyle, yarında böyle olacaktır.Cunku bugüne kadar böyle olmuştur.istisnalar kaideyi bozamaz....

Mehmet Yiğit 31 Temmuz 2024 01:29

Mahir Bey sadece akademik konularda sıkıntılar yok, her açıdan sıkıntılar var. Kendi akademisyenlerine adam akıllı lojman tahsis edemezlerken, hobi bahçelerini bile tahsis ederlerken davalık olurlarken, müstakil lojmanlardan birini Başsavcıya, birini Büyükşehir Belediye Başkanına tahsis ettikleri söyleniyor. Ayrıca Yeni bina onkoloji hastanesinin yanındaki tek katlı yemek salonunu öğrencilere kütüphane yapacaklarken bir anda bir Kahve Zincirine kiraya vermişler. Üniversitede kahve içilecek kafe mi yok. Oranın hemen dibinde tıp fakültesi var orda Cafe var. Onkoloji hastanesinin girişinde hastane kantini var. Böyle akçeli işlere gelince çok hevesliler ama gidip Üniversite yönetimine akadmesiyenler "şu şu akademik dergilere Üniversite olarak üye olalım" dediklerinde paramız yok diyorlarmış. Ayrıca bazı araştırma görevlileri 1 yılda 50 makale yayınlarlarken (düşünebiliyor musunuz 50 makale) aynı bölümde 350 400 araştırma görevlisi toplamda 1 yılda 5 tane bile makale üretememisler. Ulusal medyaya da yansıdı zaten. Sizce bu 1 araştırma görevlisi mi çok üstün nitelikli? Yoksa diğer 350 400 kişi mi vasıfsız? İşte kendi evlatlarının istikbalini her şeyin önüne koyan bu zihniyet yüzünden ne bilim üretebiliyoruz ne de söz sahibi olabiliyoruz. İnönü zaten bir Tıp Fakültesi Karaciğer uzerinden baba mirası yiyen müslif bir evlat gibi. O da biterse ismi cismi kalmaz. Yazık olur.

Serkan Doğan 30 Temmuz 2024 23:58

Ahmet hocam kadar kaliteli dürüst namuslu bir adam Malatya'ya hele hele akp cenahina hiç gelmemiştir keşke herkes Ahmet bey gibi olsa ahirette ben şahid ve kefilim hocamın herşeyine

Şükrü Alimcan 30 Temmuz 2024 23:49

Şimdi yeni yönetim gelecek. Mevcut iktidar üniversiteden parsayı son kez yemek için kendi adamlarını atayacaklar. Onlar da yeni yüzyılımızın muhteşem rektörü Kızılay ve ekibinin yaptıklarının aynısını yapacaklar. Oysa ki sicilleri temiz, hiç bir cemaatin, partinin güdümünde olmayan adaylar var. Keşke onlardan birileri atansa. Üniversiteyi 4 sene içinde hem idari yönden hem de akademik olarak hiç değilse bir noktaya getirirler.

Tarihçi 30 Temmuz 2024 23:45

Profili baştan sona Kore programları ile dolu bir kişi. Egosu tavan babasını arkasına almış sınav gözetmeni. Maalesef ki İnönü üniversitesi akademik anlamda tıp fakültesi ve Sezai Yılmaz hocamız hariç tamamen maaş alma yeri olmuş. Hiçbir bilimsel faaliyet icat etme ve geliştirme programı yok. Zaten az birisi helali haramı bilse direkt bu üniversiteyi kaptırdı.

Tahir 30 Temmuz 2024 23:41

8 yıl dile kolay. Üniversiteyi akademik ve idari anlamda yer ile yeksân eden Sayın Rektör ve yardımcıları.... Eserinizle gurur duyabilirsiniz. Herşey bahane menfaat şahane.

Yalnız kurt 30 Temmuz 2024 23:09

Aynı durumu Turgut Özal Üniversitesinin yeni çıkan ilanında da görebilirsiniz. Yabancılara Türkçe öğretimi alanında master ve doktora yapan mö ismindeki kişiye Yabancı Diller Yüksekokulu Mütercimlik ve Tercümanlık Bölümünde öğretim üyeliği kadrosu açılıyor. Kimse de hesap soramıyor. Allah sonumuzu hayretsin....

Yalnız kurt 30 Temmuz 2024 23:03

Doğrulara temas etmiş

Turgay 30 Temmuz 2024 21:32

Mahir bey Turgut Özal üniversitesinin yeni çıktığı ilana bak kimlere kadro açmış Recep bey onlarıda araştırmanı istiyoruz kimlerin çıktığını anlarsın

kader 30 Temmuz 2024 21:15

şimdi takip edelim jürinin yazdığı rapora rağmen cihad efendi kadroya geçecekmi etik ihlal alacakmı yoksa herkes sus pus olup banane ya diyecekmi

Hakan 30 Temmuz 2024 20:09

Ak parti neden kaybediyor sırf bu kendi menfeat çeteleri yüzünden.Kubat ailesinin bir üyesi dekan Gezer ailesinin bir ferdi genel sekreter.gerisini siz düşünün. Allah sonumuzu hayretsin inşallah.

Abdullah Birisi 30 Temmuz 2024 20:08

Mahir bey, elinize kaleminize sağlık. Bir de Turgut Özal Üniversitesindeki kadro rezaletlerini yazsanız keşke. Oraya da şimdi ilan verildi. Istisnasiz bütün ilanlar sahipli. Mesela ingilizce bölümüne alınacak kişinin uzmanlık alanı Türkçe. M. isimli bu kişi, sabah akşam mesalecilerin kapısında yatarak, rektör yrd ilhan erdem'e on yerden telefon edip ettirerek hakkı olmayan, kendisiyle alakası olmayan kadroyu açtırdı. Benzer durumlar ziraatte ve tıpta da var. Isim isim belli.

Ayhan K. 30 Temmuz 2024 19:45

Çiftlik te çiftlik.Adam kızını üniversiteye hoca yaptı.öğretmen dahi olamaz o kapasite yok.Şimdi kendisi emekli olacak.şimdiden lojmanı kızına devretmiş.işin ilginci üniversitedeki hobi bahçesini dahi kızına devretmiş .kimse hesap sormuyor çiftlikte yiyip içip bi güzel krallar gibi yaşıyorlar.Allahında bi hesabı var.Allah büyük.

Dinden soğutan insanlar bunlar 30 Temmuz 2024 19:36

Mehmet kubat ın facesine bakarsanız. Bir akademisyenin bu denli parti propagandası yapması bile 2547 sayılı kanuna göre suç ihraç edilmesi lazım. Ahhh ağam ahhhh bunlar bide ilahiyat dekanı suyu üfleyip içiyorlar. Allah afffetmez..

Ahmet 30 Temmuz 2024 19:16

Bu utanç verici hadiseler, bu kural ve nizam tanımayan, üstünlerin hukuku ve düzeni nasıl eğip büktüklerinin acı bir örneği. Her yer talan ediliyor,herkes ahlâkî veya hukukî hükümleri hiç umursamıyor. Devletin kurumları itibardan uzak ve güvenilirliklerini yitirmiş vaziyette. Niye? Gücü elinde bulunduranlar artık korkmadan, sıkılmadan hoyratca işler yapıyorlar. Medya yok! ayıplayan yok, soruşturan yok! Neyseki cesurca yazan biri var ve sadece o biri bile birşeyleri değiştirmeye yetiyor. Kalemin dert görmesin.

Suat ER 30 Temmuz 2024 18:22

Aha beyle adamı malamat ederler ????????

Cihad Şehitoğlu 30 Temmuz 2024 18:14

Zalimler için yaşasın cehennem. Bir araştırın bu ünivetsitede kimin karısı halk sağlığı doktorası yapıp dünyada bir örneği daha olmayan biçimde karaciğer nakil enstitüsünde doktor öğretim üyesi olmuş, kim güvenlik görevlisi kadrosundan karaciğer nakil enstitüsü sekreteri yapılmış, kim kimya mühendisi olup da tıp fakültesi genel cerrahi anabilim dalında hoca olmuş… Cesur ve onurlu gazetecilik dokunulmaz olanların yaptıklarını da yazabilmektir. Bu ülke ne çektiyse cemaatçilikten ve MEZHEPÇİLİK ten çekti. Ama artık güneş balçıkla sıvanmıyor, birileri bunları da görüyor. ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM…

ALİMİN OĞLU ALİMMİ ? 30 Temmuz 2024 15:56

Yıl olmuş 2024 dünya kadar okumuş zeki tanıdığı olmadığı için hak ettiği işe bile giremeyen onlarca kişi varken, ilahiyat prof. oğlunun bu tür ali cengiz oyunları belliki sırf ile fazla maaş almak için çevirdiği oyunların sadece bu dünyadamı kalacağını sanıyorlar. yav bu işin öteki tarafı var 70-80 senelik geçici dünya hayatı için bu film fırıldağı çevirenler ÖLÜM var ÖLÜM. Bu ülkede sen kalk üniversiteden bir icat bekle yav bırak icadı bu baba referansı ile işe giren hak yiyenler size söylüyorum siz icatı yeniliği bırak önünüze koyulan kaptan yemek yemeyi bile beceremez onun için referanslarınızı torpillerinizi çağırır ondan yardım istersiniz. ÇÜNKÜ SİZ ONU BİLE YÜZÜNÜZE GÖZÜNÜZE BULAŞTIRIRSINIZ. Küllü Nefsin Zaikatül Mevt

Cem 30 Temmuz 2024 15:53

Ahmet Kızılay inönu üniversitesini dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokacağım diye demeç vermişti. Açın arşive bakın.. Ahmet ķızilaýın 8 yıllık döneminde alınan tüm akademisyenler hep alavere dalavere yöntemiyle alındı... İdari kadroya atanan personel atamaları da hep böyle ucuz numaralarla alındı. Ahmet Ahmet hoca ah.. Keşke bu işlere hiç gitmeseydin...

Akif23 30 Temmuz 2024 15:46

Mahir kardeş, dilsiz şeytan olmamayı seçtiğin için Rabbim seni mukafatlandırsın.

Malatyalı 30 Temmuz 2024 15:41

Muhtemelen bu genç asistanın yaptığı bu işler ile ilgili babasının bilgisi yoktur. Aksini aklıma bile getirmek istemiyorum. Bir ilahiyatçının, hele de dekan seviyesinde birisi, içi dışı kul hakkı olan böyle bir olayın içinde değildir diye düşünüyorum.

ÜÜniversiteli 30 Temmuz 2024 15:37

üniversitenin çivisi çıkmış hocam

Fahrican 30 Temmuz 2024 15:25

İnşallah yorulmazsın fakat yeni Türkiye paralel devlet yapılanmasında güçlü güçsüz olanı yormak icin vardır. lütfen hazır ve dikkatli olalım Mahir bey ????

Yazarın Diğer Yazıları