Mahir Temur

Hani pano?

Mahir Temur

Malatya’da sürekli insanların aklıyla dalga geçen çok yetkili var maalesef.

Çoğu zaman dejavu yaşıyorum.

Dünya Kayısı Başkenti diye övündükleri Malatya’da önce zirai don yaşandı.

Hangi bölgeler etkilendi, hangi ilçelerde hangi boyutta zararlar meydana geldi, bilen yok.

Tarım İl Müdürlüğü her zamanki gibi seyretti çoğu yetkili gibi.

Sonra 5 Nisan günü dolu yağışı Malatya’da etkili oldu.

Doğanşehir, Yazıhan, Hekimhan, Arguvan ve Akçadağ ilçelerimizin bazı kesimlerinde kayısının zarar gördüğü söyleniyordu.

Önce MAGİNDER Başkanı Salih Karademir, dolu yağışının büyük hasara yol açtığını ve acil desteğe ihtiyaç olduğunu söyledi.

ESOB Başkanı Şevket Keskin, ilgili kurumların zarar tespit çalışmasını bir an önce yapması gerektiğini söylerken, “Gerçekçi ve doğru bir şekilde bu zarar kamuoyuyla paylaşılmalı” vurgusunu tercih ediyordu.

Daha sonra genelde yan yana görmediğimiz AK Parti Malatya milletvekilleri İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ile Abdurrahman Babacan bir üretici bahçesine giderek açıklama yapmışlardı.

Ölmeztoprak, “Tarım İl Müdürlüğümüz ve ilgili kurumlarımız hemen sahaya indi. Üreticilerimizin zararının karşılanması noktasında elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz” dedi.

Babacan ise, Tarım ve Orman Bakanlığı ile TARSİM yetkilileriyle gerekli görüşmeleri gerçekleştirdiklerini, oluşan zararlar varsa, bunların giderilmesi için gereken her türlü adımın atılacağını bildiriyordu.

Malatya Valisi Seddar Yavuz da yazılı açıklama yapıyordu.

Vali Seddar Yavuz: “Geniş bir alanı etkileyen bu doğal afet sonrası, ilgili kurumlarımızca hasar tespit çalışmaları başlatılmış olup, birkaç gün içerisinde ürün çeşidi ve hasarın etki düzeyi net olarak ortaya konulacaktır.”

Hem Vali hem de vekillerimiz TARSİM’e hasar ihbarında bulunmaları gerektiğinin altını çiziyorlardı.

TARSİM haricinde kayısı üreticisi yanılmıyorsam en son 2014 yılında bir destek alabilmişti.

Çünkü Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. yani kısa adıyla TARSİM’in kurulma amacı tam da buydu.

İllerde oluşacak doğal afetlerden dolayı ürünleri önceden sigortalatmak ve bu hasar yardımlarını bir havuzda biriktirmek isteniyordu.

Devlet her şehre alan bazlı destek yerine Hazine’den destekleyerek bir Havuz oluşturmuştu.
 

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi artan nüfusumuzun gerçekliği ile beraber tarım sektörü kritik bir öneme sahiptir. Bu önem “Risk Yönetim Programı” kapsamında üreticiyi oluşacak risklere karşı sigorta güvencesi ile tarım sektörünü güven altına almak için aslında TARSİM kurulmuştu.

Vekillerimize daha net anlatmak için yazıyorum.

Tarım İl Müdürlüğü’nün yalnızca rekolte belirleme döneminde ortaya çıkıp yılın büyük bölümünde seyir halinde olduğu bir şehirde….

Ziraat Odaları’nın kişiye göre tavır aldığı bir ortamda…

Üreticinin dünyadan bi haber yaşadığı bir Dünya Kayısı Başkentinde bizi yönetenlerin bazı durumlara vakıf olması lazım.

6 Şubat depremlerinden sonra bile kayısı üretecisinin halini kimse göremedi.

TARSİM haricinde oluşmuş zararların bir destek programı dahilinde verileceğini düşünmediğim için vekillerimizi uyarmak istedim.

TARSİM’in şu anki sistemi maalesef kayısı üreticisinin lehine değil.

2005 yılında TARSİM kuruldu ve 2006 yılında kayısı meyvesi dahil edildi.

Neredeyse 20 yıl oldu!

Kayısı üreticisi TARSİM’i biliyor mu, sistemini gerçekten idrak etti mi?

10 milyon kayısı ağacının olduğu bu şehirde TARSİM poliçe sayısı kaçtır?

15 bin bile değildir!

Bir poliçe bir üretici demek değildir!

En iyi ihtimalle 4-5 bin üretici kayısı meyvesini sigortalatıyor.

Niye?

Sayın Vekillerimiz veya Tarım İl Müdürlüğü’nden Allah’ın bir kulu sadece bu detayı biliyor mudur?

Biliyorsa niye Malatyalılar TARSİM’e güvenmiyor!

Anlatayım…

TARSİM A.Ş’nin Yönetim Kurulu Üyeleri 7 kişiden oluşuyor.
 

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan 2 üye, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan 2 üye, Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’nden 1 üye, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nden 1 üye, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Anonim Şirketi’nden 1 üyeden oluşuyor.

Tüm paydaşların olduğu ve zarar ettiği zaman Hazine’nin desteklediği bu yüzyıla uygun bir kurumdan bahsediyoruz.

Fakat TARSİM kayısıyı gerçek manada kabullenmedi.

Bu kabullenmeme halini kimse de anlatamadı!

Ziraat Odaları da dahil!

Kayısının evreleri var.

Çiçek döneminde oluşacak hiçbir hasarı TARSİM kabullenmiyor.

Çünkü poliçe paketlerinde çiçek dönemi diye bir hasar başlığı yok.

Ayrıca yıllara bakıldığında zirai don genel hatlarıyla kayısının en büyük düşmanı.

TARSİM’in temel paketi içerisinde “don” olmadığı için dünyanın en haksız sigortalatma işlemi yapılıyor yıllardır.

Bu şehirde bu detayı bile bilmeyen vekillerimiz vardır.

5 yıl üst üste bahçesinde hasar oluşan üreticilerin “kırmızı listeye” alındığını biliyor musunuz?

Devlet destekli bir kuruluşun üreticiye bakış açısı bu olabilir mi?

Bu sene yapılmış bir poliçeden örnek vermek istiyorum.

Battalgazi bölgesinde 25 yaşında 75 kök kabaşılı bahçesini TARSİM’e sigortalatan bir üreticininin kar-zarar dengesini yazıp sistemin nasıl işlediğini yazmak istiyorum.
 

Çiçek zamanı üreticinin beyanı ile bahçesinde kaç kilo yaş kayısı çıkacağı TARSİM’e bildiriliyor.
 

Kök başına üretici 215 kilo yaş kayısı çıkar diye beyan etmiş.
 

TARSİM ise kilo başı 32 TL’den değer koymuş.
 

516 bin TL ürünün olacağı hesap edilmiş.
 

Devlet yarısını karşılıyor.
 

Sigorta bedeli 244 bin lira çıkmış.
 

Sorun tam da burada başlıyor.
 

Eğer standart paketi tercih etmişsen yani don paketin içerisinde değilse yaklaşık 18 bin lira gibi bir poliçe bedeli çıkıyor.
 

Yok eğer zirai donu da pakete eklersen bu rakam 88 bin liraya çıkıyor.

75 kök ağaçı olan bir bahçedeki farka bak!

Üstelik her hangi bir zararda üreticiye ödenen tutarlar da pakete göre değişiyor.

Mesela bu yukarıdaki poliçede yüzde yüz dolu zararında TARSİM, 370 bin TL ödüyor.

Yüz de yüz zirai don olayında ise 160 bin lira veriliyor vatandaşa.

Doluda yüzde 90 ödeme yaparken zirai donda yüzde 50 geri ödeme yapıyor TARSİM.

Genelde zirai dondan etkilenen kayısı meyvesinin pirimleri yüksek ve geri ödemesi düşük olduğu için üreticiler TARSİM’e başvurmuyor.

Üstelik eksper sistemi Malatya’ya uygun değil.

Dün ER TV ekranlarında Er Meydanı programında bu konuyu konuşurken onlarca mesaj geldi.

Malatyalı olmayan eksperler ile yaşadığı sıkıntıları yazan onlarca mesaj…

Ve kayısı ağacının her verim kaybını “fiziki kayıp” veya “ağaç verimsizliği” diye kodlayıp ödeme yapılmadığı ile ilgili birçok şikayet aldım.

Küllümağara’da bir üreticinin yüzde 90 meyve kaybı olmasına rağmen zirai dondan değil ağacın verimsizliğinden veya bakımsızlığından bu kayıp yaşandı denmiş.

Üreticinin hem yüzde 90 kaybı var hem de yüklü pirim borcu var ödemesi gereken.

Bu üretici bir daha TARSİM’e gider mi?

Zaten rakamlardan anlaşılıyor gitmediği!
 

Vekillerimizden istirhamımız açık!

Zirai donu temel paket içerisine alınması için mücadele edilmesi lazım.

Ayrıca bir ağacın gözle görülür meyve kaybı varsa bunun bahanesi “verimsizlik” olamaz!

200 kilo alması gereken ağaçtan 20 kilogram meyve alıyorsa ister adına zirai don deyin ister verimsizlik deyin fark etmez.

Üretici “ben meyvemi sigortalattım, TARSİM ödeme yapmadı” der.

Meyve bazlı bir sigortalatma olmalıdır çünkü kayısı fındık gibi bir ürün değil!

Bizi yönetenlerin bu detaylara vakıf olması, bu detayların TARSİM’e bildirilmesi ve TARSİM’in 20 yıldır Malatya’da niye rağbet görmediği ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlatması gerekiyor artık!

Her afetten sonra kayısı bahçelerinde açıklama yapmanın üreteciye bir faydası yok maalesef!

Bizim sizden beklentimiz açıktır!

İnşallah zararı olan çiftçilere TARSİM haricinde ödeme yapılır ama yapılmayacağı belli gibi…
 

Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün zarar tespit yaptığını bile artık düşünmüyorum!

Muhtemelen siz de düşünmüyorsunuz!

https://x.com/mahirtemur

Yorumlar 2
Umutsuz 08 Nisan 2025 23:48

Deveye demişler ki boynun eğri deve nerem doğru ki demiş. Malatya'da doğru olan nevar 26ay geçti depremin üstünde şehir merkezi halen ortada yok yıkılmamiş bir çok tehlike saçan bina artık bu şehir mutlu insanların değil umutsuz insanların şehri.Mahir bey şehrimizde kısa aralıklarla intihar yaşanıyor ve bunlar 50 yaşının üstünde insanlar acaba neden ...

Davut 08 Nisan 2025 18:51

"Kayısı Haber" kayısı ile ilgili haber niye yapmıyor diye siteye girdim..Bu konuda yazılmış en detaylı ve doğru bu yazıyla karşılaştım. Utandım..Tebrikler... İnşallah okuyup başka utananlar da olur....

Yazarın Diğer Yazıları