Bir şehrin medeniyet katsayısını çıkarırken kaldırımların yüksekliğinin hesaplandığını söylerler.
Kaldırımlar ne kadar yüksekse o şehir daha az medenidir derler.
Bu inanış ne kadar doğrudur bilmiyorum ama bir şehri “medeni” yapmak için kılını kıpırdatmayan yöneticilerin her teraneyi PR’a çevirmesinden sonra şehirlerin “ahlaki seviyesinin” de hesaplanması gerektiğini düşünüyorum.
Bence Malatya’nın “ahlaki seviyesi” gitgide düşüyor!
81 il içerisinde ilk 50’ye giremeyebiliriz.
Basının sanki dinamit yeni bulunmuş gibi tavrından dolayı muhtemelen hepiniz konuyu biliyorsunuzdur.
6 Şubat tarihinde hallaç pamuğuna dönen Bostanbaşı mahallesinde 7 ay sonra dinamitle ağır hasarlı binalar yıkılmaya başlandı.
Kaplumbağa hızında binalar yıkılmaya devam ederken geçen hafta her kanalın canlı yayına geçtiği, her gazetecinin hazır kıta heyecanla yerini aldığı bir ortamda Malatya’nın ilk dinamitli bina yıkımı gerçekleşmişti.
Şehrin “ahlaki seviyesini” 10 puan birden düşüren bir olay yaşamıştık.
Gazetecilerin canlı yayında binanın nasıl patlatıldığını meraklı okurlarına aktardığı bir sırada bina yıkılınca alkış sesi gelmişti. İzleyenlerin büyük çoğunluğu patlama sonrasında sanki tiyatroda sanatçının tiradı sonrasında verilen tepki gibi alkışlamışlardı.
Muhtemelen arkada gözyaşları içerisinde ev sahipleri izliyordu Malatya tarihinin ilk dinamitli bina yıkımını.
Dinamitin patent sahibi İsveçli bilim insanı Alfred Nobel hayatta olsaydı muhtemelen utanırdı.
Nobel nerden bilsin 150 yıl önce bulduğu dinamitin bugün Malatya’nın “ahlaki seviyesini” düşüreceğini.
O görüntüler sonrasında çok utandığım için yazmamıştım. Bilerek şehrin “utanma seviyesini” de düşürmemek için…
Dün sabah saatlerinde ER TV’de AK Parti’nin yeni vekili Abdurrahman Babacan’ın konuk olduğunu sosyal medyadan görünce dikkat kesildim.
Programın sonuna denk gelmiştim.
Baktım alıştığımız vekiller gibi değil de daha “samimi” ve biraz “gerçeğe yakın” konuşuyor. Daha dikkatli dinlemeye başlamıştım.
Bazı notlar alırken ekran ikiye bölünüp Bostanbaşı’ndaki dinamitli patlama alanı gösteriliyordu.
Bizim bu basının dinamit aşkını gerçekten anlayamıyorum.
Arkadaş ne kadar önemli olmuş bu dinamitli yıkım gösterileri…
Yıkılma anına bakmadan izlemeyi bıraktım sonra.
Malatya’ya yeni atanan Valimiz Ersin Yazıcı’nın bu son dinamitli bina yıkımını yerinde izlediğini Malatya Valiliğinin attığı bültenden öğrendim.
Şu fotoğrafa bakın lütfen.
Valimiz, bir çadırı protokol düzenine çevirtmiş!
Ya da birileri işgüzarlık yapıp Vali’ye yaranmak için böyle bir ortam hazırlattırmış.
İnanılır gibi değil!
Bundan 7 ay önce 1300 insanımız 2 dakika içerisinde ölmüş. Şehir merkezi yerle bir olmuş. Eski-yeni demeden binalarımızın altında kalıp can veren 1300 vatandaşımızın yası dahi devam ederken törenle bina yıkmanın anlamını düşünüyorum dünden beri.
Vali Bey’e gölgede koltuk-sehpa düzeni kuran kim varsa bu şehre çok büyük ayıp ediyor!
Malatya Valisi Ersin Yazıcı’yı anlamaya çalışıyorum.
Kendisi daha çok yeni ve son 7 ayda yaşanılan hiçbir sıkıntıya şahit olmadı.
Ama ne olur bu tür fotoğraflar verip insanlarımızı yaralamayalım!
Bu hareketi bir siyasetçi yapsa belki eleştirirdim ama umurumda olmazdı.
Devletin valisi bu kurulan düzene itiraz etmeliydi.
İnsanlar arkada ağlarken yıkılmış Malatya’ya atanan bir vali, binaların yıkımını törene çevirmemeli.
Nokta.
NOT: Abdurrahman Babacan’ın ER TV’deki programını yazacağım. İlginç konuşmaları var. Yazılmaya muhtaç bir program olmuş.