Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber valiler “Vali ilde Devletin ve Cumhurbaşkanı'nın temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır” diye tanımlanıyor.
Bu tanımı yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup yazmak istiyorum.
Sayın Erdoğan’a açık bir şekilde mektup yazmadan önce herkesin anlayacağı bir dille Malatya Ticaret Odası, 1. OSB Yönetimi, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliğinin içinde bulunduğu dramatik savaşları yazmak istiyorum.
Malatya Organize Sanayi Bölgesi’nden Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nı koparma operasyonu diye adlandırdığım bu savaşların baş sorumlusunu Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan olduğunu önceki yazılarımda anlatmıştım.
Hem Vali Aydın Baruş’un hem de Başkan Selahattin Gürkan’ın 1.OSB Yönetim Kurulu’ndan istifa etmesi gerektiğini ve yapılacak seçimin ertelenmesi gerektiğini yazmıştım.
18 ay boyunca katılmadığı toplantılardan huzur hakkı alan Başkan Gürkan’a “dirayet” gösteremediği için ve “tarafsız” olmadığını düşündüğüm için 1.OSB Yönetim Kurulu Başkanlığından istifa etmelidir Vali Bey, demiştim.
İsmini Vali’den sonra ikinci sıraya yazılmadığı için toplantılara katılmayarak boykot eden Gürkan’ı yönetim kurulu üyeliğinden düşüremeyen Vali Baruş’un istifa etmesinin uygun olduğunu düşündüğüm için bu yazıları yazmıştım.
Bunları yazdık ama dinleyen kim!
Sonra seçim yapıldı.
TSO’nun katılmadığı seçimi 1.OSB Sanayiciler Derneği Başkanı Akif Baştürk’ün 1.OSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak seçildiği duyuruldu.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu yerine iş insanı Akif Baştürk seçilmişti.
Hatta Baştürk, Vali ve Başkan Gürkan’a methiyeler düzen bir bülten dahi gönderdi!
Dün öğrendik ki 1. OSB Yönetim Kurulu seçimi yapılmadan 4 gün önce “yürütmeyi durdurma” kararı alınmış.
Malatya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi karar almış ve 4 gün sonra yapılacak seçimi yapmayın demiş kısaca.
1.OSB Sanayiciler Derneği’nin 1.OSB Müteşebbis Heyeti’ne bildirmesi gereken 4 üyeyi yönetim kurulu toplantısı yapmadan verdiği için bir üye mahkemeye başvurmuş ve mahkeme de “yürütmeyi durdurma” kararı almış.
İşte Cumhurbaşkanı’nı temsil eden Vali Aydın Baruş, Malatya 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin almış olduğu “tedbir kararını” dinlemeyerek seçimi gerçekleştiriyor.
Ben sorumlu bir gazeteci olarak bu ortamda ne yapabilirim?
İktidarın Belediye Başkanı kafayı TSO Başkanı’na takmış!
Ta ilk seçildikten sonra niye adım ikinci sırada değil diye toplantılara katılmamış.
Toplantılara bırakın 3 kez katılmamayı 18 ay boyunca katılmadığı toplantılardan huzur hakkı almış.
Vali Aydın Baruş bunları bildiği halde “tarafsız” davranamamış!
AK Parti’nin milletvekilleri bizim gibi “seyretmeyi” tercih etmiş!
Muhalefet partileri ve temsilcileri eskiden olduğu gibi tiyatroya bilet alır gibi yerini almış ve tek görevlerinin “seyretmek” olduğunu bizlere her seferinde hatırlatmış!
Sivil toplum örgütlerinin sesi zaten çıkmıyor.
O yüzden yapacağım tek şey Cumhurbaşkanımıza açık mektup yazmaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım…
Sizi ve devletimizi temsil eden Malatya Valisi maalesef bu konuda tarafsız davranamamıştır.
Malatya’nın mülki amiri maalesef şehirde tartışılır hale gelmiştir.
AK Parti’nin yöneticileri veya temsilcileri dahi özelde bizlere “Vali Bey yanlış yapıyor” diye konuşuyor.
Vekilleriniz dahi bu “tarafsızlığı” biliyor, görüyor ve sessiz kalmayı tercih ediyor.
Milletin “tarafsız” olmadığını düşündüğü bir Vali’nin şehre zarar vereceğini sizler bizlerden çok daha iyi bilirsiniz.
Malatya menfaatini ön planda tutarak yıllardır Malatya’da yazılar yazan bir vatandaş veya gazeteci olarak sizden ricada bulunuyorum.
Lütfen bu konuyu araştırın.
Çünkü bu konu Ankara’nın dahli olmadan şehre büyük zarar verecektir.
Maalesef vekilleriniz, parti temsilcileriniz “seyretmeyi” tercih etmiş.
Saygılarımla…
Malatyalı Mahir…