Geçen gün Başkan Gürkan bir konuşmasında algılar ile olguların farkını anlatıp olguların öneminden bahsetmişti.
Başkan Gürkan kusura bakmasın ama Büyükşehir Belediyesi kaç yıldır “algılar” üzerinden hareket ediyor.
Bunun sayısız örneğini verebilirim.
Mesela Başkan Gürkan geçen hafta yine “yol-asfalt” ziyaretlerinden birinde “Malatya’da trafik sorununu büyük orandan çözdük” demiş.
Biz bu söylemden sonra “Başkan Gürkan algı yapıyor” diyemez miyiz?
Bal gibi deriz çünkü bizler trafikte giderken konvoyla gitmiyoruz. Bi yerlere yetişmek için ışık ihlali yapmıyoruz.
Belediye başkanları gibi Malatya’da seyahat etmiyoruz.
Hangi caddelerin yoğun olduğunu da biliyoruz, hangi kavşakların hangi saatler arasında kilitlendiğini de!
Ve bu şehirde yaşayan her fert biliyor ki Malatya’nın en büyük problemlerinden bir tanesi trafiktir.
Çünkü çoğu konuda olduğu gibi plansız bir trafik yönetimi var!
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı şu cümleleri nasıl kurar:
“Biz göreve geldiğimizde Malatya’daki trafik sorunu çözülmez diyorlardı… Bölgede yaşayan nüfus yoğunluğu sanayi ile birlikte tek arterli bir Malatya’ya hapsolmuştu. Buradakilerin hepsi oraya gidiyordu. Trafik keşmekeş tıkanıyordu. Şu anda doğuyu batıya bağlayan aks dediğimiz arterde ışıkların haricinde hiçbir araç yoğunluğu olmuyor. Bu önemli bir hadisedir.”
Başkan Gürkan gerçekten bu şekilde düşünebilir ama Malatya trafiği her geçen gün daha rezil bir hal alıyor maalesef!
Mesela Arslantepe Caddesi ile İyiliksever Sokağı…
Akpınar Mahallesi son 10 yılda 10 kere değişmiştir.
Arslantepe caddesini önce tek yön yaptılar sonra çift yöne dönderdiler ve son 1 yıldır yine tek yön oldu.
Malatya’nın ana arteri Atatürk caddesinden çevreyoluna neredeyse tek çıkışı olan Arslantepe Caddesi keşmekeş halinde maalesef.
Çünkü planlama yok!
İnönü Caddesi ise artık geri dönüşü olmayan bir hale dönmüş.
Normalde büyük şehirlerde ana arter yollardan çıkışın kolay olduğu ama girişin zor olduğunu görürüz.
İnönü caddesinde neredeyse her yüz metre de bir caddeye girişler var.
Radikal kararlar almazsak bu trafik sorunu tüm zamanların sorununa dönüşecektir.
Bi kere aldığımız kararlarda belediye otobüsleri ve halk otobüslerini bu işin içine katmamız lazım.
İnönü caddesinin kilitlenmesinin birinci nedeni bana göre cebi olmayan duraklar ve bu durakların birbirine çok yakın olmasıdır.
Başkan Gürkan döneminde aslında büyük bir yanlış yapıldı.
İlk durak ile ikinci durak mesafesi dahi yakınken bunu daha çok yakınlaştırdı.
İnönü Caddesi’ndeki Kız Meslek Lisesi’nin karşısına durak yaptılar.
Hangi akılla bu durağı ilk durağa yanaştırdılar, anlayamadım.
Cebi olmayan bu durak trafiği o kadar keşmekeş haline getiriyor ki…
Kimse görmüyor çünkü Belediyelerde genelde bakıyorlar!
Mesela Malatya’da sinyalizasyon o kadar kötü kullanılıyor ki!
Ramada Otelinin önündeki kavşakta kırmızıda beklerken yüz metre sonra Dede Korkut Parkı’nın önündeki ışık yeşil yanıyordur.
Kavşaktan çıkar çıkmaz yüz metre sonra ışığı takılırsın. Bu ışıktan geçince yine yüz metre sonra Merkez Bankası önündeki ışığa takılmaman imkânsız. Hadi bu ışıktan geçince belki de 50 metre sonra karşına bir ışık daha çıkar!
Ana caddeye girişleri zorlaştırıp çıkışları kolaylaştırın trafik yoğunluğunun yüzde 50’si azalır.
Ve Fahri Kayahan Bulvarı’nda yaptığınız gibi “yeşil dalga” uygulamasını çoğaltın.
Akıllı Kavşaklar burada önemlidir mesela…
Ama şehir trafiğini önlemenin bedelleri olduğunu unutmamak gerekir.
Yürüme mesafesindeki yerlere insanlar arabayla gidiyorsa bunun suçlusu bizi yönetenlerdir.
Felsefe aslında açıktır.
Kolaylaştırmayın, zorlaştırın.
Şehir merkezine girişleri zorlaştırıp çıkışları kolaylaştıran bir sistem geliştirin.
Mesela şehrin göbeğinde kalmış minibüs ana durakları var.
Akpınar’ın kilitlenmesinin büyük sebebi minibüslerdir.
Eskiden sadece İnönü caddesini konuşurduk.
Şu anda kilitlenmeyen bir cadde neredeyse yok Malatya’da!
Gidin Yenibahar Caddesi’ne bakın.
Hele akşam saatleri İnönü Caddesi gibi…
Mesela Emeksiz diye bildiğimiz Milli Egemenlik Caddesi’ne çıkan Özden Sokağın kesinlikle incelenmesi gerekir.
İkinci ana arter diye bilinen ve ta Kanalboyu’ndan başlayıp Tevfik Temelli Caddesi’ne kadar devam eden tek yönlü Özden Sokak ve İpekçi Sokak var.
Cengiz Topel ve Hansan Bey’e paralel ve tersine akan bu iki sokak yer yer çıkılmaz bir hal alıyor.
Trafik ışıklarının kullanımı rezil diyebileceğimiz bir düzensizlikle kullanılıyor.
Tekrar edeyim.
Trafik ışıklarının kullanımı çoğu büyükşehirlerde saatlere göre değişir.
Yoğun saatlerde yoğun olan sokağın veya caddenin yeşili uzatılır veya kırmızısı kısaltılır.
Ama bizde yıllardır aynı düzende devam etmekte maalesef.
O yüzden Malatya’nın trafiği Başkan Gürkan döneminde iyileşmedi, daha kötü oldu.
Açılan akıllı kavşaklar ve paralel yollar tabii ki önemlidir.
Ama maalesef her geçen gün araç sayımız artıyor.
200 bin aracın olduğu bir trafik yönetimi böyle olmamalıdır.
Bir an önce Malatya çevreyoluna en az 2 tane alt geçit olmalıdır.
Ve şehir merkezinden toplu taşıma ana duraklarını kaldırmak bugün elzem olmuştur.
Dediğim gibi “bedel ödeyebilmeyi” göze alan bir belediye başkanı trafik sorununu çözer aslında.
Ama iyi biliyorum ki her geçen gün “dünü” arayacağız.
Siz de “Ahir zaman” deyip geçin bence…
Başkanlar da aklımızla dalga geçmesin lütfen!
Bu şehirde her gün trafik yoğunluğu yüzünden pimi çekilmiş el bombası gibi davranan insanlar var.
Hal böyle iken trafiği iliklerine kadar yaşayan bu halkın gözlerine baka baka “Trafik sorununu hallettik” demek ne kadar doğru?
Bence bu sorunun üstüne örtü çekip “Biz şu kadar km. yol yaptık” demeye devam edin!