Geçtiğimiz hafta cumayı cumartesiye bağlayan gece yani 12 Nisan 2025 tarinde Malatya’da tarihte görülmemiş bir kayısı zararı yaşandı.
Bazıları 31 Mart 2014 tarihindeki zirai dona benzetmeye çalışabilir ama öyle değil!
Hem tarih olarak hem de bölgesel baktığın zaman 12 Nisan’da yaşanan zirai don en azından kayısı meyvesi için tarihte bir ilkti.
Üstelik bu son zirai don sadece kayısı meyvesine zarar vermemişti, kayısı ağaçları belki de ilk defa bu kadar yıkıcı bir darbeyle karşılaşmıştı.
Bırakın Malatya’yı, Baskil’in sahil bölgesi yani rakımı sıfıra yakın bölgelerde bile gram kayısı kalmadı!
Ağaçların hem fiziki yapısı hem görüntüsü gözle görülür bir şekilde yangından çıkmış gibiydi.
Yani önümüzdeki yıl da bu ağaçların sağlıklı verim vermesi ziraat mühendislerine göre zor.
Tablo bu kadar açıkken dün Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Malatya’ya geldi.
Birkaç bahçede bizzat incemelerde bulundu ve sonrasında bir açıklama yaptı.
Bi kere İbrahim Yumaklı’nın tavrı, konuşması hatta mimikleri bu şehrin 50 bin kayısı üreticisini bence çok yaralamıştır.
Sanki bu şehirde bir orman yangını meydana gelmiş de sosyal medyadan provokatörler fırsat bu fırsat deyip hükümeti, Tarım ve Orman Bakanlığını eleştirmiş gibi bir tavırla Malatya’da konuşma yapıyordu.
Sanki Malatya’da gazeteciler, muhalefet veya halk “Nerede Hükümet?” diye bağırıp “Niye bu orman yangınını söndürmüyorsunuz?” diye bağırmış da Orman Bakanımız o yüzden Malatya’ya gelmiş gibiydi.
Muhalefet, medya ve halk bu dediklerimi de yapabilir ama ortada tarımsal bir felaket varken şehre gelen Tarım ve Orman Bakanı, bu şehrin depremden dolayı çok yaralı olduğunu, 2 yıldır bi ton sorunla baş etmeye çalıştığını bilerek hareket etmeliydi.
Dün Bakan İbrahim Yumaklı, bir kayısı bahçesini inceledikten sonra kameralar karşısına çıkıp durum tespiti bile yapmadan önce şu cümleleri kurdu:
“Böyle durumlarda, her hangi bir temsiliyeti olabilir ya da kendisine göre bir uzmanlığı olabilir, ancak elinde hiçbir veri olmadan, hitap ettiği kesim neyse, nereyse, bizlerin bile elinde olmayan, olması mümkün olmayan bilgileri tahmin ederek ya da kendisine göre yorumlayarak sorumsuzca açıklamalar yapanları gördük. Halen de devam ediyorlar. Bunların üretimimize ne de üreticimize faydası yok”
Ve devam ediyor Sayın Bakan:
“Genel geçer şeyler söyleyerek insanların kafasını karıştırmaya gerek yok”
Sayın Bakan kusura bakmasın ama Malatya’da kaç yıldır insanların kafası karışık zaten.
Üstüne tarihte görülmemiş bir zirai don hadisesi yaşandı.
Bakan Yumaklı bu sözleri kime söyledi bilmiyorum ama çiftçinin, gazetecilerin veya üretecilerin bir haftadır her platformda isyan etmeleri, yakınmaları hatta çok çok üzüldüğü için bağırmaları dünyanın en haklı tepkisi değil mi?
Malatya’da yaşanan zirai dondan sonra bu saydıklarımı bırakın, AK Parti Malatya milletvekilleri bile kayısının yüzde yüzünün yandığını belirttiler.
Ama siz Malatya’da yapmış olduğunuz konuşmada, “Malatya'da yüzde 80-85'in üstünde zarar var. Arkadaşlarımızın hasar tespit çalışmalarının ardından netleşecek.” diyorsunuz.
Biz her haziran ayında tahmini rekolte belirleme döneminde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne güvensizliğimizden “Yüzde 80-85” tahmini açıklamanızı kuşkulanarak izledik.
Kısacası sizin bu tahmininiz bu sene Malatya’da yaklaşık 20 bin ton kuru kayısının yani yaklaşık 80 bin ton yaş kayısı mahsülünün çıkacağını gösteriyor.
İddia ediyorum, bu sene Malatya’da bırakın 15-20 bin ton kuru kayısı hasatını, bin ton kuru kayısı bile çıkmaz!
Fena bir şekilde bürokratlarınız veya Malatyalı siyasetçiler sizi yanıltmış gözüküyor!
Üstelik şu cümleyi hangi verilere göre söylediniz:
“Malatya’da yaklaşık 50 bin ton kuru kayısının stoğu var. Pazar kaybı konusunda bizi rahatlatacak.”
Malatya’da 50 bin ton kuru kayısı stoğu varsa ve bu sene yaklaşık 20 bin ton kuru kayısı hasatı da gerçekleşecekse bence ortada bir kayıp da yoktur, ekonomik anlamda bir sorun da yaşanmayacaktır!
Keşke Bakanımızın dediği gibi olsa!
Genel geçer yerine biraz daha özel yazayım.
Bırakın bu yılı, Malatya tarihinde hiçbir dönem bir sonraki döneme 50 bin ton gibi Malatya ihracatının yarısı kadar bir devir olmamıştır!
5 yıldır rekoltemizde kayıplar yaşarken ve iklim değişikliği yüzünden kayısı ağaçlarının verimsizliği ortadayken bırakın 50 bin tonu, 15 bin ton kuru kayısı stokta varsa ne ala!
Ayrıca eskiden olduğu gibi stoklayarak kayısı ihracatı yapan ihracatçı sayısı yok denecek kadar azdır.
Kayısı stoklayarak karı yükseltme dönemi geçti çünkü Türk Lirası’nın değer kaybını kayısı stoklama yerine farklı ekonomik araçlar artık daha cazip geliyor.
Çoğu ihracatçı sipariş alınca malını hazırlıyor artık!
Küçük esnafın elinde de bu kadar kayısı olmayacağına göre ortada sadece üreticiler kalıyor.
Yine iddia ediyorum, hiçbir dönem Malatya üreticisinin elindeki kayısı stoğu ne küçük esnafın elindeki toplam kaysıdan ne de ihracatçıların depolarından fazla olmadı.
Hele nisan ayında kesinlikle olmamıştır!
2 yıldır depremle mücadele veren bu üreticilerin yeni yeni giderleri ortadayken…
Dediğim gibi Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı çok fena yanıltılmış!
Sayın Bakan Yumaklı’ya son bir veri paylaşayım.
Bugün itibariyle Malatya Lisanslı Deposu’nda kaç bin ton kuru kayısı stoklanıyor?
Bin dediğime bakmayın, 6 bin ton kapasiteli Malatya Lisanslı Depo’sunda sadece 600 ton kuru kayısı varmış.
Acaba vekillerimiz bu rakamdan haberdar mı?
VEKİLLER NE İŞ YAPAR?
Şehre bakan gelmiş ve açıklamalarda bulunmuş.
Hadi yeni vekilleri es geçiyorum ama Bülent Tüfenkci ne iş yapar merak ediyorum.
Kendisi yüzde 100 hasar var diye Bakan Yumaklı’nın Malatya’ya gelişinden önce açıklama yaparken Bakan’ın yanında suspus!
“Sayın Bakan’ım 50 bin stok olamaz” diyen bir kişi çıkmadı arkadaş!
Vekil, belediye başkanı, il başkanı, TSO, Borsa, ziraat odaları…
Bir kişi arkadaş bir kişi!