Allah için söyleyin…
Bu şekilde 7’nin üzerinde bir deprem sonrasında Akpınar Mahallesinin, Dabakhane Mahallesinin, Saray Mahallesinin, Fuzuli Caddesinin, Sivas Caddesinin, Tevfik ve Turgut Temelli Caddelerinin hatta İnönü Caddesinin çok çok etkileneceğini bilmiyor muyduk?
Bostanbaşı, Fahri Kayahan gibi yeni yerleşim yerlerinin bu kadar etkileneceğini bilmiyorduk ama yukarıda saydığım yerleri her Malatyalı biliyordu.
Her ufak sallantıda dahi konuşuyorduk.
SITMAPINARI’NDAKİ BİNA ÇÖKMÜŞTÜ!
Bundan sadece 15 ay önce Sıtmapınarı’nda 2 katlı bina yıkıldığı zaman aynen şunları yazmıştım:
“Dün yıkılan o yığma bina gibi Malatya’da sayısız bina vardır!
Müdahaleye uğramış hatta kolonları kesilmiş sayısız bina vardır Malatya’da…
Bir musibet bin nasihatten evladır derler ama her musibet sonrasında siyasilerimiz ‘nasihat’ verir olmuş!
Vallahi de billahi de ben bu kadar ‘umursamaz’ ve ‘sorumsuz’ bir siyasetçi topluluğu görmedim Malatya’da!
Sıtmapınarı’ndaki o binanın neden yıkıldığı belli…
4 kişi gözaltına alındı…
Yaralılar ziyaret edildi, o bölgede hemen boy gösterildi ve ulusal basına çıkma fırsatı yakalandı ya!
Olay tamamdır!
Dün akşam gazetecilerden fazla siyasilerimiz ulusal kanallara bağlandı!
Hepsi de maşallah iyi haber atlattılar!”
SİVRİCE DEPREMİ 3 AY ÖNCE OLMADI!
Hiçbir musibet bize ders olmuyor.
24 Ocak 2020 yılında yine bir deprem yaşamadık mı?
Aradan 3 yıl geçmesine rağmen çarşıdaki ağır hasarlı binaları dahi yıkamayan yerel yönetimler karşısında bu şekilde yıkıcı bir sonuca vallahi şaşırmıyorum!
Bundan 3 yıl önce Sivas Caddesi’nde Sivrice depreminden sonra 6 katlı bir bina yıkılmıştı.
Bugün Sivas Caddesi bombalanmış Suriye gibi olmuş!
3 yıl önce o binalara “sağlam” raporu nasıl verilir kardeşim?
Malatya merkezi çok etkilemeyen Sivrice depremi sonrasında 3 yıl boyunca ne yaptık?
Allah aşkına söyleyin…
Bitişik nizam binalar ile ilgili bir işlem yaptık mı?
Kolanlarıyla ya da ruhsatında olmamasına rağmen binaya zarar verecek şekilde oynanmış yapılarla ilgili bir araştırma yapıldı mı?
TOKİ’den başka son 3 yılda yerel yönetimler ne yaptı?
Bugün yıkılan binalara çıplak gözle dahi baktığımız zaman bazı sorunları hemen görebiliyoruz.
Aynı site içerisinde bazı blokların sağlam durduğunu ama altında iş yeri olan blokların yıkıldığı veya çok zarar aldığını görüyoruz.
İnsan hayatını bu kadar önemsemeyen bir yerel yönetim karşısında yazabilecek çok az şey kalıyor.
Malatya’da liyakatsizliğin zirveye çıktığı bir dönemde depremle bir kez daha anladık ki Allah’a emanetiz!
Mehmet Buyruk Caddesi’ndeki 2. Ordu’nun karşısındaki Hakim Bey Apartmanı’nı biliyor musunuz?
Sivrice depreminden sonra ağır hasar raporu aldığını sonra bu ağır hasarlı raporun hafif hasarlı olarak düzeltildiğini bizzat dinledim sakinlerden.
Yaklaşık 350 insan o apartmanda göçük altında kaldı! Çoğu vefat etti.
Çöşnük Mahallesinde çoğu Malatyalının bildiği Bayrak Sitesi vardır.
Sivrice depreminde ağır hasar aldığını, bu ağır hasar alan site için sayısız kez ali cengiz oyunlarıyla hafif hasara çevrildiğini ve mevcut ev sahiplerinin evlerini sattıklarını dahi güvendiğim kaynaklarım aktardı.
Böyle bir şey olabilir mi?
Malatya’da olmayacak şey yoktur!
Bunun gibi örnekleri tek tek yazacağım ilerleyen günlerde.
Tek tek.
HIZLI YAPMAYIN, DÜZGÜN YAPIN!
Şu anda hasar tespit raporları hızlı bir şekilde yapılmaya başlandı.
Çoğu eve hafif hasarlı raporu veriliyor.
100 bin insan Malatya’dan başka şehirlere taşınmışken, tek bir insan evladı Malatya’da katlı bir evde oturmuyorken ve artçı depremler halen yaşanırken “beceriksiz” Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hızlı davranmasın!
Düzgün davransın!
Sivrice depreminden sonra Büyükşehir Belediyesi’nden çalışanlar dahi görevlendirmeyle binaları kontrole gönderilmedi mi?
Mühendislikle alakası olmayan insanlar rapor vermedi mi?
Allah aşkına hızlı yapmayın, düzgün yapın.
Hafif hasarlı dahi olsa bugün Malatya’da o binalarda oturacak kimse yok!
DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ
Türkiye’de 1500’lü yıllardan beri 7 ve üzeri yaşanan depremlerin toplamı 25’miş.
500 yılda aynı ve farklı fay hatlarında 25 büyük deprem yaşanmış ülkemizde.
9 saatte tüm ortalamaları değiştirdik!
6 Şubat sabahı saat 04.17’de son 84 yılın en büyük depremi yaşandı.
7,7 büyüklüğündeki deprem AFAD’a göre 60 saniye olarak belirlense de bizler en az 80 saniye hissettik.
Kahramanmaraş Nur Dağı yakınlarındaki bu öncü 7,7 büyüklüğündeki depremden yalnızca 9 dakika sonra 6.4, 11 dakika sonra 6.6 büyüklüğünde 2 deprem daha meydana geldi.
2020 yılında yaşanan Sivrice depremi 6,5 büyüklüğündeydi.
Pazarcık depreminin artçıları Sivrici depreminden daha büyüktü.
Sabahın 4’ünde yatağımızda yatarken bitmek bilmeyen bir sallantıyla kalktıktan sonra en az 300 yılda meydana gelecek bir büyük deprem daha yaşadık.
Soğuk ve karlı bir Malatya sabahında 2. büyük depremi yaşarken sokağın ortasında çocuklarımıza sarılı bir şekilde çaresizce beklerken “Şükredin” diyordum kızlarıma.
Bu soğukta göçük altında aileler yok oldu.
Aynı evden, aynı aileden sayısız canı yitirdik.
Bir değil,2 değil tam olarak 3 evlat acısını yaşayan babalar-anneler yakınımızda varken 5-10 saat susuz ve aç durmanın önemi dahi yoktur.
Sözü dahi edilemez!
Ama Allah’a dua ediyorum.
Yıkılan tek bir binada dahi ihmali olan bir bürokrat varsa, bir yerel yönetici varsa, bir yapı denetimcisi varsa, bilip de görmeyen bir siyasetçi varsa, bir müteahhit varsa Allah belasını versin.
3 aylık bir bebeğin çıkmayan tırnağının dahi vebali sizin üzerinizedir!
İşi gücü bırakıp tek tek bunları yazacağım uzun bir süre!
Ayrıca birçok şehirde müteahhitler ile ilgili soruşturma başlatıldığını okuyoruz.
Malatya’da kaç müteahhit ile ilgili soruşturma başlatıldı?
Bilmiyorum şimdilik.
2 DAKİKADA BİTEN BİR ŞEHİR!
2 büyük depremin toplamda 2 dakikanın biraz üstünde bir süreye tekabül ettiğini söylüyorlar.
9 saatte toplamda artçılar hariç 2 dakika sallandık.
Kamuda ve yerel yönetimlerde çalışanlar haricinde 10 binlerce insan şu anda işsiz kaldı.
Üstüne evleri, eşyaları da yok.
Zor bir süreç hepimizi bekliyor.
100 binin üzerinde şehir dışına çıkan Malatyalı var.
100 binden fazla insanın da etkilenmeyen Malatya ilçelerine yerleştiği biliniyor.
Bugün Arapgir’de, Kuluncak’ta, Kale’de, Yazıhan’da her köy evinde en 20 kişi kalıyor.
Türkiye’nin her tarafında yardımlar geliyor ama koordineli bir dağıtım yapamıyoruz maalesef.
Yetkililer en azından daha profesyonel davranmalı.
Toplum olarak bu kadar sıkıntı yaşamışken, bir ekmek dahi fazla alırsak vebale gireriz.
Hem dağıtanın hem alanın hem de koordine edenin daha bilinçli daha özverili olması lazım.
Mesela sadece dağıtmak veya almak değildir.
Çoğu şeyi başaramadık ama en azından bu yardımları biraz daha iyi hale getirelim.
Tabii hep beraber.
