Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine 8 gün kalmışken Malatya’da sanki 8 gün değil 338 gün varmış gibi bir durum var.
Bazı kararları görünce AK Parti’nin Malatya’da seçimi kazanmasını istemediğini düşünüyorum.
Enteresan bir durum aslında.
Malatya’da taş üstünde taş kalmamış.
Sorunlar almış başını gitmiş ve her meslekten insanlar depremin sancılarını halen iliklerine kadar hissediyor.
Fakat bazı durumları AK Partili temsilciler lehine çevirirdi.
Mesela AK Partili bir yetkiliye 2 Mayıs tarihi sizin için ne ifade ediyor diye sorsam kaç kişi doğru bir cevap verir?
Malatya Valisi Hulusi Şahin, 2 Mayıs itibariyle memurların uzaktan ve dönüşümlü esnek çalışmasını sonlandırdı.
Malatya’dan deprem dolayısıyla ailesiyle birlikte burada bir barınma imkanı bulamadığı için şehir dışına çıkan tüm memurlar 2 Mayıs tarihinde Malatya’da görevine başladı.
Cümlenin yapısına baktığın zaman basit ve bir nefeste okunabiliyor ama cümlenin içeriği aslında o kadar da basit değil.
“Arkadaş 3 ay geçmiş, daha ne zaman çalışacaklar” cümlesi akıllara gelebilir.
Ama Malatya’da teori ile pratiği genelde hesap edemeyenler yukarıdaki “3 ay geçmiş” lakırdısını söyleyebilir.
Şu anda Malatya’da tam kapasiteli çalışan hiçbir kurum yok.
Bunu bi kere anlamamız lazım.
Tüm kurumlar maalesef mevcut binaları haricinde bazı sağlam kurumlarda “odacıklarda” görev yaparken ve depremden önce 800 bin nüfuslu şehre hizmet etmek için planlanmış memur sayısı bugün belki de 250 bin insanımıza hizmet etmek için mücadele verecek.
Bi kere teknik olarak bu kadar memurun Malatya’da tam zamanlı çalışması elzem değil!
Ne kurumlarda o kadar alan var ne de depremden önceki gibi iş hacmi var.
Bu birinci neden ama ikinci neden ise daha vahim.
6 Şubat depremlerinden dolayı Malatya’dan geçici göç eden çoğu memur, çocuklarını gittiği ilde kayıt yaptırdı.
Orada geçici de olsa bir düzen kurdu ve “esnek çalışma” ile bi şekilde zor da olsa hayatını devam ettirmeye çalışıyordu.
Sen devlet olarak 2 Mayıs’ta gel diyorsun ama geçici bir barınma imkanı dahi sağlayamıyorsun.
A kurumunun 100 çalışanı var diyelim.
Devletin o A Kurumu, bu olağanüstü durumlarda çalışanlarına en az bir banka personeli gibi davranmasını bekleriz.
Bugün kamu bankaları da dâhil tüm bankalar çalışanlarına geçici barınma hizmetini depremden çok kısa bir süre sonra halletmişken ve çoğu özel firma dahi ilk işinin barınma hizmetini olduğunu idrak etmişken devletimizin bu tutumunu gözler önüne sermek istiyorum.
Çalışanlarına barınma hizmeti sağlayamayan hiçbir kurum bir genelge ile “gelin çalışın” derse olmaz!
Bu depremlere “asrın felaketi” diyen devletimiz, çalışanlarına “asrın felaketine uğrayan çalışanlar” gibi bakmalıdır!
Kaç gündür depremden dolayı göç etmiş ve bugün Malatya’da ailesinden uzak ve bi şekilde “sığıntı” gibi şehirde gezen memurlar ile görüşüyorum.
Kimisi Ankara’da çocuklarını okula yazdırmış ve burada bi şekilde bir akrabasında kalırken “geldiğimden beri boş oturuyorum” diyor.
Kimisi ise yine çocuklarını gittiği şehirde kaydını yapmış ama eşinin rahatsızlığından dolayı gözü kulağı ailesinde “boş boş” Malatya’da mesai saatinin bitmesini bekliyor!
Bazısı arabada yatıyor!
Maalesef Malatya Valiliğinin bu kararı çok yanlış!
En azından okulların tatiline kadar bu “esnek çalışma” uzatılabilirdi!
Ama yazının başında dediğim gibi sanki seçimlere 338 gün varmış gibi AK Partili yetkililer bunun gibi sorunları görmüyor maalesef!
Siyaset dediğimiz olgu aslında bu mağduriyetleri giderme sanatıdır.
Seçim zamanında dahi bu sıkıntıları görmeyen iktidar seçimden sonra hiç görmez!
Seçime 10 gün kala bu karara itiraz eden kaç yetkili vardır, merak ediyorum!
AK Parti’nin SKM’sinde (Seçim Koordinasyon Merkezi) ne konuşuluyor acaba?
Listeye verilen tepkiye takılıp gerçek sorunları görmeyen bir AK Parti görüyorum.
Her şeyden öte şehrin sıkıntılarını göremeyen bir siyasi partinin sonu yakın olur!
Bu uyarımı yazın bi kenera!