Bundan 40 gün önce “Tarihin en kötü milletvekilleri” başlıklı yazımda AK Parti Malatya milletvekillerini eleştirmiştim.
15 gün önce ise AK Parti Malatya milletvekili Doç. Dr. Abdurrahman Babacan’ın 5.3’lük depremden sonra attığı “Halkımız müsterih olsun” tweetini eleştirmiştim.
Belki bu yeni seçilen vekillere yazdıklarım çok ağır gelebilir ama Malatya’nın bir ton sorunu varken 6 Şubat günü bu çarpık şehir yerle bir oldu.
Deprem; bürokrasisi işleyen, siyaset mekanizması “şehir menfaati” üzerine bina edilmiş, belediye işlerinin tıkır tıkır işlediği bir şehirde olmadı.
Deprem; 20 yıllık iktidar partisinin hüküm sürdüğü Malatya’da “adamcılığın”, torpilin ve benmerkezciliğin tavan yaptığı bir ortamda yaşandı.
Deprem; AK Parti milletvekillerinin Malatya için değil kendi siyasi çıkarları için kavga ettiği, belediye başkanlarının olmayan hizmetleri olmuş gibi gösterdiği bir ortamda yaşanırken kılını dahi kıpırdatmayan vekiller, il başkanları, ilçe başkanları ve belediye başkanları görevdeyken yaşandı.
Böyle kaotik bir ortamda Malatya tarihinin en büyük yıkımı yaşandı.
Sadece 6 Şubat ile 12 Şubat arasında yaşanılan sorunları yazsam her gün bir ay yazmam gerekir!
Şehrimiz resmen kaderine terk edilmişti.
Maraş, Hatay ve Adıyaman gibi ulusal medyada yer bulamazken, tanınmış bir ismi Malatya’da bir gün dahi bulunduramazken belediye başkanlarımız “Malatya çok iyi” naraları atarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Malatya çarşı merkeze dahi getiremeyen bir siyasetçi topluluğu karşısında her Malatyalı gibi çıldırmıştım.
Seçime kadar ne Ahmet Çakır ne Hakan Kahtalı ne Bülent Tüfenkci ne de Öznur Çalık bu şehre borcunu ödeyemedi!
Bir markette pazarlama görevlisi iken bugünlere AK Parti sayesinde gelen ne Hakan Kahtalı, Akpınar mahallesinden mütevazi bir dükkanda helva satan ve şu anda Malatya’nın zenginleri arasında yer alan Ahmet Çakır da bu şehre borcunu ödeyemedi!
Bir masa 4 sandalye ofisi ile avukatlık yapmaya çalışan Bülent Tüfenkci’nin şu anda hanları-hamamları varsa Malatya halkının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a her koşulda destek vermesinden kaynaklanıyor. Tüfenkci önümüzdeki 50 yıl vekillik yapsa yine Malatya’ya borcunu ödeyemez!
Siyasi hayatı bitmek üzereyken ve gönülden destek verdiği partisi baraj altında kaldıktan sonra bir akrabasının referansı ile ideolojik olarak bağlı olmadığı halde AK Parti’ye geçen Öznur Çalık’ın da Malatya’ya borcu çoktur.
Bugün Malatya’da her ne kadar Öznur Çalık bir tarafa diğer vekiller bir tarafa görüşü hakim olsa da Çalık’ın da bu şehre borcu çoktur.
6 Şubat ile 28 Mayıs arasında bunlardan bir tanesini bir konteynerde kaldığını gördük mü?
Bir çadırda sabahladığını gördük mü?
Bu şehre vefa borcunuzu ödeyemediniz çünkü bu şehir sayesinde var oldunuz!
Mesele konteyner veya çadırda kalmak değildir ama insanlar haftalarca iç çamaşırını değiştiremezken, bir ekmek bulamadığı için çocukları görmesin diye kıyıda-köşede hüngür hüngür ağlayan babalar bu şehirde “hayatta kalmaya” çalışırken pahalı elbiseler ve ayakkabılar giyerek depremzedeleri ziyaret edenlerin ve bunu da seçim zamanı olduğu için bir “sidik yarışına” sokan bu vekillere “Asrın utanmaz vekilleri” demiştim!
O yüzden AK Parti’nin şu anki vekilleri de dahil halen ön yargılıyım!
Yaşadıklarımız yenilir şeyler değildi!
Abdurrahman Babacan ve İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ruh halim halen değişmediği için kusura bakmasın lütfen.
Çünkü kendimi sizlerden daha sorumlu hissediyorum.
Abdurrahman Babacan’ın dediği gibi “Oturalım milletvekillerini eleştirelim” algısı yok bende.
Olamaz da!
Normal şartlar altında size biraz daha zaman tanıyabilirdim ama bu şehir, insanlar eksi 10 derecede çadır ararken belediye çalışanını Elazığ’a gönderip beyaz eşya aldırtan belediye başkanları gördüğü için hiçbir Allah’ın kulu siyasetçiye kuru kuruya güvenmem söz konusu değildir!
Bunu bi kere iyi idrak edin!
Ama bu uzun girizgâhtan sonra ben şu anda AK Parti’nin yeni seçilen 2 vekilinin yine de şans olduğunu düşünüyorum.
Düşünsenize İhsan Koca ve Tüfenkci’nin hemen yanında tekrar Kahtalı ve Çakır’ın seçildiğini…
En azından genç, dinamik ve siyasi kariyer açısından işin başında olan 2 siyasetçimiz var.
İlk aylarda eleştirmişsem de sürekli sahada olduklarını görüyorum şimdi.
Belki Ölmeztoprak için ayrı bir başlık açarım yine ama Babacan, yavaş yavaş Malatya’ya ısınıyor gibi.
ER TV’de Hülya Kaya’nın sunduğu “Güne Bakış” programına katılan Abdurrahman Babacan’ı genel hatlarıyla beğendim.
Aslında dikkatli izleyenler için Babacan’ın son programı çok dikkat çekici.
Esasında özeleştiri yapıyor.
Mesela, Malatya’ya gelen bakanların şaşırdığını söylüyor.
Bu kadar yıkımın karşısında yeni atanan bakanlar şaşırmış.
Bu cümlenin deşifresi, “Önceki vekiller Malatya’nın bu yıkıcı halini bakanlara veya Ankara’ya gösteremedi veya anlatamadı” demektir.
Mesela Abdurrahman Babacan, en azından “Depremden önce hazır olduğumuz için çok fazla yara almadık” demiyor.
Artık Malatya bu depremden etkilenen ilk 4 şehir arasındadır diyor mesela.
“Artık” diyor!
“Malatya’ya lazım olan koordinasyon” diyor.
Malatya’da “klikçilik” olduğunu söylüyor.
Hatta bunu söylerken gidip Bülent Tüfenkci’ye “Gel bize öncülük et” demiş.
Bu son cümle çok önemlidir.
Abdurrahman Babacan sonuçta AK Parti’nin milletvekilidir.
Lafın tamamını söyleyemez.
Bu söylemlerle bile ne dediğini çok iyi anlıyorum çünkü bu bahsettiği konuların hepsini defalarca yazdım.
Tüfenkci’ye “Gel bize öncülük et” diyen Babacan bu lafı niye söylemiştir?
Bu soruyu cevaplamaya gerek var mı?
Yıllarca Bülent Tüfenkci ile Öznur Çalık’ın ego savaşları yaşadığını, aradan Selahattin Gürkan’ın bu çekişmeden nemalanmak istediğini ve yeni bir güç yaratmak istediğini, belli gruplara dokunulamadığını ve bürokrasinin “adamcılık” üzerine inşa edildiğini diyecek hali yok Babacan’ın!
Bunun yerine “Malatya bürokrasisi vatandaşın işini çözmüyor. İsimlerini söylemeyeyim ama toplantılarda söylüyorum. Vatandaşın işini çözmeyen bürokrat burada durmayacak. Gitmeye de başladı. Vatandaşın işini çözmeyen bürokrat gidecek” diyor.
Biz de bu referanslı bürokrat tiplerin bir an önce görevden alınmasını bekliyoruz.
Ben “Malatya’da devlet yok” derken boşa demiyordum.
7 Vali, 20 kaymakam 2 bakan Malatya’dayken devletin gücü hissedilmeli diye yazdım aylar önce.
Abdurrahman Babacan diyor ki…
“Devlet gücünü sahada gösterecek”…
Yeni gelen Vali Ersin Yazıcı’nın etrafındaki birkaç kişinin Vali Bey’i yanlış yönlendirdiğini söylüyor mesela Abdurrahman Babacan.
Beklediğimiz vekil böyle olmalı diyoruz yıllardır.
Çıkacak sorunları da anlatacak hizmetleri de…
Ben şu vekilin adamıyım deyip yan gelip yatan bürokratlara Malatya menfaatini düşünen vekiller bu şekilde davranır.
Mesela ben AFAD’ın bir türlü görevden alınamayan müdürünün halen o koltukta durmasının Malatya’nın büyük ayıbı olduğunu düşünüyorum.
Sivrice depreminde de sözde görevden alınacaktı!
Şu anda vatandaşa alenen hakaret ettiğini bizzat duyduğum bu AFAD müdürü kimin referansıyla geldi?
Ben biliyorum, Babacan da biliyordur!
Sivrice depreminde yapamadıkları yüzünden bizler belki de 3 yıl sonra bu kadar yıkım yaşadık!
Bu müdürün Malatya’da yönettiği AFAD, Sivrice depreminden sonra orta hasarlı binalara 6 Şubat’tan 1 ay öncesine kadar yıkılma süresini sürekli uzatmadı mı?
Neyse…
Abdurrahman Babaca’ın ER TV’deki programını dediğim gibi beğendim. Dobra dobra konuşmuş.
Hatta bazı “sözde gazeteciler” ile ilgili çok açık ifadeleri olmuş.
Keşke bu dobra konuşmaları kendi partisinin belediye başkanlarına da söylese. Çünkü o “sözde gazetecileri” AK Parti’nin belediye başkanları besliyor!
Neyse neyse…
Yazıyı bir öneri ile bitireyim.
Babacan, son çıktığı TV programında ulusal gazeteciler ile bağlantıya geçtiğini ve çoğu tanınmış gazeteci ve köşe yazarını Malatya’ya davet ettiğini söylemişti.
Geç kalınmış ama şu anda bile çok etkili olacak bir hamle.
Ve Malatya’nın drone ile çekilmiş görüntülerini hazırlattırdığını söylüyordu.
Malatya’da son rakamlara göre 30 bin bina halen yıkılmayı bekliyor.
Bunların konumu belli.
Bu video hazırlanırken yıkılacak binaların da o videodan çıkarılması yapılabilir.
Biraz uğraştırır ama Malatya’nın tam yıkılmış halini gözler önüne serer.
Yıkılma işlemi ağır ilerlediği için söylemle bir ifade etkili olmayabilir. Video montaj ile yıkılması kesin olan binalar çıkarılırsa çok etkili olabilir.
Program ile ilgili birkaç eleştirim var ama yazı çok uzadı maalesef!
Başka yazıya…