“Her kıyafet, her adama yakışmaz” der büyükler…
Hakikaten de kiminde kol boyu uzun olur; kiminde omuzlar düşer. Nitekim tadını vermez kıyafet, ne kullanıcısına; ne de muhatabına…
Mehmet Çınar da Yeşilyurt Belediyesi için öyle oldu. Tat vermedi. Hali, duruşu, konuşması, yaklaşımı… Sürekli olaylardan “bihaber” kaldı.
Belediyecilik anlamında böylesine zengin değerlere sahip olan Yeşilyurt, ne yazık ki “başkan” yüzünden hiç öne çıkamadı. Hak ettiği hususlar açısından tabi… Üstelik kaliteli bir ekibinin olmasına rağmen.
Kültürel popülasyon anlamında ne kadar zengin ise kültürel prezantasyon hususunda o kadar fakir bırakıldı güzelim ilçe.
…
Er TV’de Hülya Kaya’nın canlı yayınlanan programına katılan Çınar’ın konuşmalarını, not alarak izledim. Öylesine monoton, sönüktü ki anlatımlar…
Ben bile sonunu getirene kadar akla karayı seçtim. Akmıyor program… Açık hava, dekor harika, uzun süre sonra ilk canlı yayın… Seyrettirmek için o kadar malzeme var ama akmıyor yayın bir türlü.
Aynen Çınar’ın başkanlığı gibi… Beş buçuk seneden beri, parlak işlerin yapılabileceği böylesine bakir bir ilçede henüz nereye başkan olduğunun farkında olamayan bir “başkan” ın “başkanlığı” gibi…
…
Uzunca bir yayında beş buçuk yılda Yeşilyurt Belediyesi hizmetleri olarak neler yer aldı derseniz; “hiç!”
Yeni yapılan parkın güzelliklerini başkandan ziyade Hülya Hanım daha net anlatabildi.
…
Program, yapılan hizmetlerin anlatılması içinde belki ama…
Bırakın hizmetlerin anlatılmasını, içinde bulundukları ve gerçekten güzel olan parkı dahi anlatamadı.
İşte sorun tam olarak bu! “Anlatılası” ilçenin “anlatamayan” başkanı!
…
Programın bir yerinde “bu kadar da olmaz” dedirten cinsten bir kısım dikkatimi çekmekle kalmadı; beni hayrete düşürdü.
“Yıkımlar yapılırken sulama yapmayan müteahhitlere ceza verdiniz mi?” sorusuna nasıl bir cevap gelse beğenirsiniz?
“Zaten çok fazla müteahhit gelmiyor; onları da ürkütmemek lazım.”
Müteahhitler Malatya’yı tercih etmiyor diye insan sağlığını hiçe saymanın, sulama yapmayan müteahhitleri pek de ürkütmemenin gerekliliğinden söz ediyor bir belediye başkanı… Yanlış okumadınız; aynen öyle!
Bu cevaba Hülya Kaya da oldukça şaşırıp “İnsan sağlığı ne olacak?” diye sormadan edemiyor.
Sonrası “Eski Türkiye” den hala günümüze gelemeyen türden ve daha ürkütücü…
Deprem bölgesinde yıkımın en çok olduğu ilçelerden birinin belediye başkanının, bu soru soruluncaya kadar herhangi bir “politika” geliştirmediğinin, canlı yayında birbiriyle tezat iki yaklaşımın birinden başlayıp ötekine gidişinin hikayesi adeta.
Düşünün ki, bir belediye başkanı, böylesine önemli bir konudaki politikasını, canlı yayında sorulan soru üzerine belirliyor diyeceğim ama o bile değil; değiştiriyor. Ardından ekliyor: “Sulama yapmayan müteahhitlere ceza vereceğiz, insan sağlığından daha önemli değil. ”
…
Çınar’ın canlı yayında mantıkla yan yana duramayacak hataları çok fazla idi. Her birini yazıp vakit almak değil gayem ama Ağustos ayındaki belediye meclisinde orta hasarlı yapılarla alakalı karar alma iradesini de hukukçularla en azından bir kez istişare etmesini öneririm.
Hülya Hanım da şaşırıyor ve “ne kararı alacaksınız?” diye sormak zorunda hissediyor kendisini.
Cevap daha ilginç: “Binaların daha temkinli yapılmasını sağlayacağız.”
Yaklaşık 15 yıldan beri Yeşilyurt İlçesi’nin imarı ile ilgili karar alma organının bizzat içinde olan bu ismin; betoncu, mühendis, denetimci özelliklerini de göz önüne alarak bu kadar can kaybı sonrasındaki “temkin” temkinini (!) içi doluysa alkışlamak gerekir derken Çınar Başkan’ın bu soruya da verdiği cevap “güler misin; ağlar mısın?” dedirten cinstendi:
“Mesela kolonlar otuza otuz ise biz otuz beşe otuz beş yapın diyeceğiz”
Bu kadar can kaybından sonra belediyecilikte adeta çığır açan proje!
…
Bir de ilçesinden habersiz tavrı var Çınar Başkan’ın.
“Sokaklardaki ışıklar neden yanmıyor?” sorusuna “Bir baktırmak lazım” cevabına ne demeli?
…
Son bir öneri…
Akşam vakti, gece karanlığında canlı yayına siyah takım elbise ile değil; gündüz vakti konteynerleri gezerken giydiği beyaz ceket ile çıkması, Yeşilyurt İlçesi’ni temsilde daha hoş bir görünüm sağlar.