Bilal Yıldırım

Her derde deva!

Bilal Yıldırım

Dağların sarı çiçeği…

Güç ve kuvvetin sembolü, arıların ilham kaynağı…

Eski çağlarda bu bitkinin kokulu ve kan kırmızısı suyunun Hz İsa’nın yaraları ve kanı ile ilişkilendirilirdi. Eski tarihlerden beri en iyi yara iyileştirici olarak kullanılırdı. Acıyı azaltan, enfeksiyonu önleyen bir şifa kaynağıdır. Osmanlı döneminde ekmek arasında bir tutam sarı kantaron tüm hastalıklardan korunsun diye hayvanlara yedirilirdi. Bugünlerde bu gelenek nadiren uygulanmaktadır.

İbn-i Sina der ki; 250-300 ml kaynamış su içerisine 5-6 gram demletip içilir ise iltihaplı yaraları ve ülseri şifa ile kavuşturur. Yemeklerden 1 saat evvel içilmelidir.

Kantaron çayı, sinir yaralanmaları ve her çeşit sinir hastalıkları şikâyetlerinde kullanılır. Uykusuzluk, sinir iltihapları hastalıklarında da başarı ile kullanılmıştır.

Kantaron yağı çok faydalı bir doğal ilaçtır. Her evde bulunmalıdır. Evlerde rahatça yapılabilir ve iki yıl boyunca şifa verici özelliğini korur. Açık yaralara da, taze yaralanmalarda, kanamalarda, sırt ağrılarında, romatizmalı ağrılarda tam bir şifa kaynağıdır.

Karın ağrılarından dolayı çok ağlayan bebeklerin göbeklerine sürülürse hemen sakinleşir.

Yetişkin insanlar yatmadan önce göbeklerine 3 damla damlatır iseler ve bunu 1 ay boyunca yaparlar ise; vücuda enerji ve kuvvet verir, ağrıları dindirir yaraların çabuk iyileşmesine sebep olur.

Bu bitki yol ve orman kenarlarında, tepelerde ve dağlarda bolca bulunmaktadır. Malatya’mızın her bölgesinde bulunmaktadır. Özellikle Pütürge’ye giderken Kubbe dağının eteklerinde yol kenarlarında bolca bulunmaktadır. Sakın ha bunları toplayıp kullanmayasınız çünkü egzoz dumanlarından uzak olmalıdır. Daha yüksek yerlerde veya çevre faktörlerinden kaynaklanan kirlenmelerden uzak olmalıdır. 

Şimdi size altından daha değerli çay ve yağ tarifini vereceğim.

Çay: 1/4 litre su başına bir yemek kaşığı konur ve kısa süre demlenir.( Haftada 1-2 kez çayını içmek vücuda kuvvet verir)

Sarı Kantaron Yağı: Kantaron çiçekleri bir şişeye sıkıştırmadan, doldurulur. Üstüne zeytinyağı ilave edilir. Şişenin ağzı tülbent ile kapatılır ve güneşte 25 gün bekletilir. Yağın rengi koyulaşmaya başlar ve bu süreçten sonra süzme işlemi gerçekleştirilir. Sürülen yağ bir kavanoza konur hava almayacak şekilde ağzı kapatılır. 15 gün daha güneşte bekletilir daha sonra kullanılmaya başlanır.

Yazarın Diğer Yazıları