Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos 2024 yılı resmi mezuniyet programı bitiminde bir kısım genç teğmen bir araya gelerek Anayasa’da var olan ilkeleri tekrarladılar ve kendilerince bundan sonra yürüyecekleri yolun temel ilkeleri konusunda kendi kendilerine söz verdiler. Sonunda “Ne Mutlu Türküm Diyene“ ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz“ diyerek dağıldılar.
Bir kısım dinci medya buradan “Darbe“ çıkarmaya çalışıyor. Bu tarzda kışkırtmalarla halkı galeyana getirmeye çalışıyorlar. Aynı grup medya cübbeli amiraller konusunda bu kadar feryat etmediler.
Oysa Avrupa ülkeleri arasında 1618-1648 tarihleri arasında gerçekleşen 30 yıl savaşlarından sonra ulusculuk ilkesini benimsemiştir. O ulusta yaşayan herkesin ortak bir adı vardır. Böylece bir ulusun, diğer ulusların iç işlerine karışmasının önü kesilmeye çalışılmıştır. Bu ilkenin Türkiye’de vücut bulmuş hali; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür“ şeklindedir.
“Ne mutlu Türküm diyene“ ise bunun veciz halidir.
Bundan rahatsız olacak bir şey yoktur. 1933‘ten itibaren bu böyledir. Böyle olmaya da devam edecektir.
Harp Okullarına giren her bir öğrenci dört yıl sonra mezun olduğunda (en az) ortalama 100 kitap okumuş olur. Bu okuma, bir arada yaşayan Harbiyelilerin bilgi ihtiyaçlarını gidermek için kendiliğinden oluşan bir faaliyettir. Çünkü toplu halde bulunan öğrencilerin eşit koşullarda birbirleri ile yarıştıkları tek konu BİLGİ’dir.
Harbiyeliler bilginin kaynağının bilimsel kitaplar olduğunu bilirler ve bu vesileyle okul kütüphanesinden azami istifade ederler.
Eğer, Harp Okuluna giren öğrencilerin daha önceden beyinlerini bir cemaate teslim etmişlikleri yok ise, dört yıl sonra bilgi, kendilerini “Mustafa Kemal’in Askerleri“ olmaya götürmektedir. Yoksa, Harp Okulu duvarları arasında bir tılsım mevcut değildir.
Mezunuyet töreninde bir araya gelmiş olan genç teğmenlerin Harp Okulu‘nda bulunduğu dört yıl içerisinde okuduğu kitaplar ortaya konulabilse bu görülecektir.
Durum böyle olunca, konuyu eleştirenler ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz“ demekten rahatsız olanların çocukları da beyinlerini bir cemaate kiralamadan Harbiye‘de okuma imkanı bulsalar, mezun olduklarında aynı ilkeyi benimseyip aynı sözleri haykıracaklarından eminim.
Ayrıca, darbeyi isteyen Mustafa Kemal’in askerlerinin olmadığı, bilakis darbeyi önleyenlerin Mustafa Kemal’in askerleri olduğu 15 Temmuz 2016 yılında görülmüştür.
Mustafa Kemal’in Askerlerinden korkmayınız, tedirgin olmayınız. Onlar sizi en az sizin kadar düşünen ve sizi canları pahasına korumaya çalışan evlatlarınızdır.