Bir dönem inançla CHP içerisinde bulundum. Bu vesile ile Malatya halkının siyasi eğilimini ve bu eğilimin nedenini tanıma fırsatım oldu.
En son söylemek istediğimi başta söyleyerek yazıma devam edeyim: AKP’ye destek veren halk ile CHP’ye destek veren halk arasında hiçbir fark yoktur!
Malatya milletvekili sayısı altıya düştükten sonra CHP hep bir milletvekili, AKP ise son seçimlere kadar beş milletvekili çıkarıyordu.
Ülkede o kadar yolsuzluk, hırsızlık, kayırmacılık, FETÖ beslemeciliği, ahlaksızlık olduğu halde AKP oyları düşmüyor ve aksine Malatya’da artıyordu.
AKP’den memnun olmayan Malatyalı, “İyi de, kime oy verelim?” diyordu. Başlangıçta bu söylem bana saçma geliyordu.
Ancak CHP’yi, oradaki kalıpları ve yapıyı tanıyınca ben de hak vermeye başladım.
AKP kaymak tabakasının, bu durumu içine sindiremeyen ve kamuoyunu etkileme gücüne sahip seçmenine “Haklısın, ama biz iktidardayız. Biz gidersek onlar gelecek. Yolsuzlukları, hırsızlıkları, ahlaksızlıkları görme kardeşim, görme!” dediğini duyar gibiyim.
Aynı durum CHP için de geçerli. Bir zamanlar CHP kalesi olan Malatya’da 14 yılda CHP oyları, 1,5 milletvekili seviyesinden bir milletvekili seviyesine düşmüş ve ancak herkes yerinde kalmaya devam ediyor. Buna neden olanlar, CHP’ye kayıtlı seçmenin (delegeler dahil) kendisidir. Seçimlerde oy vererek bu yapıyı ayakta tutan delegelere, yukarıdakine benzer cümlelerin sarf edildiğini hissediyorum. Zira 14 yılda hep geriye gidilmiş ve ancak hiç bedel ödettirilmemiş ise bunun başka bir izahı olamaz.
Önümüzde belediye seçimleri var. Malatya seçmeni aynı seçmen olduğuna, AKP ve CHP kadroları aynı kadrolar olduğuna (özellikle CHP) ve ülkede hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırmacılık devam ettiğine göre sonuç hiç değişmeyecektir.
CHP elindeki belediyelerden birisini daha kaybederse veya bir üçüncüsünü alamazsa ilgili adaylar üzülmesinler. Bunun sorumlusunun kendilerinden ziyade CHP yönetim kadrosunda olacağını, daha doğrusu mevcut yönetim kadrosunu çok seven ve ayakta tutan CHP’ye kayıtlı seçmende olacağını belirtmek isterim.