“Az okuyanlar çok inanırlar.
Her şey için başkalarını suçlarlar.
Yalanı çok rahat söylerler.
Bencildirler ama farkında değillerdir.
Gereksiz kibirleri ve özgüvenleri vardır.
Çok iyiliğiniz olsa bile bir hatada hepsini görmezden gelirler.
Eşyaya, paraya insandan daha çok değer verirler.
Bir dedikleri bir dediklerini tutmaz ama ne kadar affediciyim diye övünürler.
Ara bozmak, laf taşımak konusunda çok beceriklidirler.
Acındırır, istediğini alır, fırsatını bulunca yok olurlar.”
*
Yukarıdaki ifadeleri medyadan aldım. Hoşuma gitti. Sosyal çevremizi özetler gibi geldi. Bu nedenle paylaşayım istedim.
Doğan Cüceloğlu’nun izlediğim bir konferansında “Hayatın sermayesi güvendir” diyordu. Sözlükte sermaye “bir ticaret girişiminin gerçekleştirilmesi ve yürütülmesi için gerekli olan, bu işte kullanılan para ve paraya çevrilebilecek malların tümü” olarak ifade edilmektedir. Oysa Doğan Cüceloğlu’nun belirttiği sermaye mal da değil, para da değil. Bence bu ikisinden daha büyük ve daha önemli!
Sermayenin yukarıdaki tarifi kapitalist bir mantıkla yazılmış. İnsan için bir ölçü birimi yaratılacak olsa, bunun “güven” üzerinden yapılması uygun olurdu. “Güven sermayesi” için yaşanmış yıllara ihtiyaç vardır. 10 yıl, 20 yıl, belki de 50 yıl! Bu sermaye gıdım gıdım ve en hassas terazi ile ölçüle ölçüle birikmektedir. 49 yıl içerisinde biriktirilen güven, 50’nci yıl bir hata yapılınca tamamı sıfırlanabilir.
Güvenli insan olmak çok zordur. Doğruluktan yana sağlam bir karakter ister. Vicdan denen içimizdeki terazinin toplumsal menfaatten yana olmasını gerektirir. Her zaman dürüst olmayı esas alır. Yalan söyleyerek başkasını kandırmayı, kendisini kandırmak olarak görür ve bunu kendisine hakaret kabul eder.
Bana göre, sermayesi güven olan insan, ideal insandır. İslamiyet’in yaratmaya çalıştığı insan tipidir. En iyi Müslüman, en güvenli Müslüman’dır. Güven duymadığımız bir kimsenin dininin ne olduğu, kaç rekat namaz kıldığı, ne kadar oruç tuttuğu pek önemli değildir. Çünkü Hücurat Suresi 14’ncü ayette ifade ettiği üzere Müslüman olmak başka bir şey, iman etmek başka bir şeydir.
Belki de, bir ömür içerisinde elde edilecek olan “güven sermayesi” cennetin anahtarıdır. O sermaye ile içinde bulunduğumuz yaşamdan ahrette cennete gitmeye vesile oluyordur.