Uykumuzun dörtte biri rüyalarla geçiyor!
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Yetkin, 'Rüya görmüyorum diye bir kavram yok, herkes uykusunun dörtte biri kadarında rüya görür' dedi.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Yetkin, "Rüya görmüyorum diye bir kavram yok, herkes uykusunun dörtte biri kadarında rüya görür" dedi.
Doç. Dr. Yetkin, yaptığı açıklamada, normal her insanın rüya görmesi gerektiğini belirterek, uyku sırasında beynin günlük hayatta yaşanılanları tekrar değerlendirdiğini söyledi.
Görülen bütün rüyaların hatırlanma olasılığı olmadığına değinen Doç. Dr. Yetkin, "Her gece 8 saat uyuyorsak bunun 2 saatinde rüya görüyoruz. Fakat insanlar bunların hepsini hatırlamazlar. Ancak rüyayı gördüğü sırada uyanırsa rüya bellekte depolanır. Uyanmazsa bu rüyalar silinir gider. Yani rüya görmüyorum diye bir kavram yok, herkes uykusunun dörtte biri kadarında rüya görür" diye konuştu.
Doç. Dr. Yetkin, rüyaları öğrenme sürecinin tamamlayıcı süreci olarak değerlendirdiklerini kaydederek, şöyle konuştu:
"Örnek vermek gerekirse siz bir öğrencisiniz, rüya görüyorsunuz. Mesela sınav stresi, final stresi gibi şeyler görürsünüz. Bunların hepsi nedir? Bu sınavın olabilecek sonuçlarından herhangi bir tanesidir. Rüya ne yapıyor, tatbikat yapıyor. Eğer öğrenci sınava kendisini hazır hissediyorsa rüyasında olumlu şeyler görecektir. Kötü hazırlanmışsa olumsuz senaryoları daha çok görecektir. Bir iş adamı açısından bakacak olursak, bir yatırım yapacaksınız, mali planlar yapıyorsunuz. Rüyanızda ne görürsünüz? Para, kredi çektiğimizi görebiliriz, yaptığınız apartmanı görebilirsiniz. Bunlar nedir? Bu yatırım sırasında başımıza gelebilecek senaryolardır”
Doç. Dr. Yetkin, insanın rüya görürken hareket etmediğini dile getirerek, "Bedenimiz kendisini korumaya alıyor. Tüm kaslarımız felçli konumdadır. İstesek de hareket edemeyiz. Bu koruma mekanizması olmasaydı biz kalkıp etrafa çarpabilirdik. Bu olmasın diye beynimiz bizi uyku sırasında felçli duruma getiriyor. Eğer korku içerikli bir rüya görüyorsanız rüyada kaçmaya çalışsanız kaçamazsınız, bağırmaya çalışsanız bağıramazsınız. En son korku düzeyimiz çok arttığı, kalp hızımız arttığı için beynimiz bizi uyandırır ve bu durumda ağlamaklı ve bağırma durumuna geçebiliriz" ifadelerini kullandı.
Kabusun insanın günlük hayatta yaşadığı endişelerin rüyaya yansıması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Yetkin, "Rüyada olabilecek olayın en kötüsünü beyin size yaşatır. Karabasan dediğimiz olay ise yine endişeli bir olay görürsünüz nefes almaya çalırşırsınız alamazsınız. Aslında bu rüya gördüğümüz sırada nefesin durmasıdır. Bağırmaya çalışırız bağıramayız, çırpınarak uyanırız. Aslında karabasan diye bir şey yoktur. Bu uyku bozukluğudur"diye konuştu.
Düzenli uykunun insanın hayatının her alanına katkı sağladığına değinen Doç. Dr. Yetkin, uyku problemi yaşayanların en kısa sürede uyku bozuklukları biriminin olduğu bir hastaneye başvurması gerektiğini sözlerine ekledi.