'Selahattin Gürkan'ın ekibinde çok sıkıntı var'

CHP Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile daha önce planladığımız ama bir türlü yapamadığımız söyleşiyi, Sivas yolu üzerindeki Hasan Özhan abimizin ÖZKA Tesislerinde yaptık.

Sıcak ve samimi bir ortamda güzel bir söyleşi oldu. Merak edilen soruları Başkan Cömertoğlu’ya sordum. Başkan Gürkan’ı da sordum, AK Parti Malatya teşkilatını da, CHP’yi de sordum. Veli Ağbaba’nın tutumunu da sordum. Osman Güder ve Mehmet Çınar’ı da sordum, Arapgir Belediyesi’nin borcunu da sordum.
 

Uzun uzun sohbet edince bir bölümde verilmeyecek uzunlukta bir söyleşi oldu. Bugün ilk bölümünü yarın ikinci bölümünü yayınlayacağım.
 

Hadi başlayalım…

MAHİR TEMUR: Siz AK Parti’den iki dönem Arapgir Belediye Başkanlığı yaptınız. 31 Mart seçimlerinden önce CHP’ye geçtiniz. CHP’den mi bir teklif geldi?

HALUK CÖMERTOĞLU: Öncelikle teşekkür ederim. Evet teklif üzerine CHP’ye geçtim. Veli Ağbaba’nın, genel merkezin ve İstanbul’dan önemli STK’ların ortak teklifiydi. “Arapgir’de ortaya koyduğun ve 10 yıllık tecrüben önemseniyor. Dolayısıyla senin Arapgir’de devam etmen lazım” dediler. Benim de zaten partiler için bütün yaklaşımım budur. Partiler bir araçtır. AK Parti’deki belediye başkanlığımla CHP’deki başkanlığımda hiçbir fark olmamıştır. Bu halkımız tarafından da iyi bilindiği için bizim başka partiye geçmemizde hiçbir zorluk yaşamadık. Olduğumuz gibiyiz. Biz millet adına bir emaneti yönetici sıfatıyla burada yürütüyoruz. Dolayısıyla kaynak ve kullandığımız makam millete aittir, partilere ait değildir. Partiler geçicidir, millet kalıcıdır. Milletin bizden beklediği de yüzde yüzün belediye başkanlığı profilidir. Ayrım yapmadan, kaynakları israf etmeden, kaynak çoğaltarak, proje üreterek hayatı kolaylaştırmak ve geçimi tabana yaymak üzerinedir. Bizde bunu yapıyoruz.

SORU: Siz AK Parti’deyken yani daha AK Parti Arapgir Belediye Başkanı iken AK Parti’den aday yapılmayacağınızı biliyor muydunuz?

HALUK CÖMERTOĞLU: Ben bir yıl önceden biliyordum. Çünkü biz parti içerisinde agresif ve karşı koyan adam ilan edilmiştik. Kriter şuydu; Adalet ve Kalkınma Partisi 2009 yılında bizi çağırdığında biz gitmedik, onlar geldi. Zorunlu aday yaptılar bizi. O dönemden sonra yaşadığımız birçok olay akıl tutulması ve parti içi kirlenmişliğin arttığını her gördüğümde tepki koyarak, doğruyu söyleyerek karşı çıktım. 2009’dan sonra bu hep yaşandı. Sürekli vitrine oynayan, sürekli baskılanan, sürekli sözü dinlenmeyen, yerel yönetici seçildikten sonra ne istiyorsak o olacak diyen bir anlayış vardı. Merkezileşen bir anlayış yerelden kopmuştu. Biz bunu sürekli içerde farklı önerilerle dile getirdik.

SORU: Peki 2014 yılında yani ikinci adaylığınızı niye gösterdiler?

HALUK CÖMERTOĞLU: Karşımızdaki aday daha önce dert yandıkları adaydı. Onun hassasiyeti vardı. Benim dışımda kimi koysalardı kazanma şansları yoktu. Bir mecburiyetti.

SORU: AK Parti yönetimi istemeyerek olsa da sizi 2014 yılında mecburiyetten mi aday gösterdi?

HALUK CÖMERTOĞLU: Evet. Aslında ilk adaylığımı da mecburiyetten gösterdiler. Kimseyi aday yapamadılar çünkü mevcut başkan herkesi baskılarla ve tehditlerle susturmuştu. Kimse aday adayı olamıyordu. Bu işi ancak sen çözersin, senin dışında da buna karşı duracak kimse yok, diyerek bize teklif getirdiler.

SORU: Öznur Çalık mı teklif etti size?

HALUK CÖMERTOĞLU: Yok Öznur Çalık istemedi. Öznur Çalık, istenmeyen adamın arkasında durdu.

SORU: 2009’da mı?

HALUK CÖMERTOĞLU: Evet. Beni hiç istemedi ve ben tanımazdım Öznur Çalık’ı.

SORU: Peki size kim geldi?

HALUK CÖMERTOĞLU: Oradaki ilçe teşkilatı geldi. Ve özellikle Ömer Faruk Bey (Öz)  geldi.

SORU: İkinci adaylığınız döneminde kim size geldi?

HALUK CÖMERTOĞLU: İkinci adaylığımda aynı aktörler yine bu kaybettikleri başkanlık için faaliyetindeydi. Aday gösterilmeyince CHP’den seçildi. Farkla kazandık.

SORU: İkinci adaylığınızı herkes desteklemedi mi?

HALUK CÖMERTOĞLU: Ben ikinci dönem aday olmak için çalışmadım. 5 yıl boyunca bir döneme hizmetleri sıkıştırmak için gece gündüz yollardaydım. Arapgir’in ihtiyacı olan projeleri geliştirmek ve merkezileştirmek için çalıştım. Arapgir merkezde bir yer. 5 ilin buluştuğu ve ilçelerin kesiştiği bir yer. Dolayısıyla bu yerleşik kültürün orada yaşaması için, kültür mirasının, tarihi eserlerin açığa çıkarılması, eğitimin seviye kazanması, mekanların oluşturulması, yerleşik kültürün ticari potansiyeli olan ve markaya dönük yerel üretime dönüşmesi hep birinci dönemimizde atılan mayalarla alakalıydı. Başkan seçildiğimiz ilk dönemde belediye borçla aldık. Bu borçlardan dolayı aslında imkansız işler yaptık. Yani belediye dışı kaynaklarla ve ortaya koyduğumuz iletişimle yaptık bunları. Tabii ikinci dönemde Büyükşehir yasası ortaya çıkıyordu. Tek aday adayı olarak bizi bildirdiler. Dolayısıyla bizde sessiz kaldık. İkinci dönemde böyle başladı.

SORU: Son bir yıl önce biliyordum AK Parti’den aday gösterilmeyeceğimi, dediniz. Biraz açabilir misiniz? Nasıl biliyordunuz?

HALUK CÖMERTOĞLU: İlçe Başkanı ve ilçe teşkilatı bütün çalışmalarımızı eleştirmeye ve yok saymaya başladı. Aslında bu yaklaşım 13 ilçede oldu. Bu AK Parti Genel Merkezinden gelen Genel Başkan Yardımcısı’nın toplantısından sonra oldu. İlçe başkanlarına, “Siz ne diyorsunuz o olacak. Belediye başkanları sizin sözünüzün dışında bir iş yapamaz. Elaman alamaz. Kaynak kullanamaz” diye toplantı yapıldı. Böyle bir gaz verildikten sonra da her biri kendi adaylığını açıklamak için mevcut başkanları yok saydılar. Bütün ilçelerde oldu bu. Dikkat ederseniz de 13 ilçenin 11’i aday adayıydı. Belediye başkanı particilik yapamaz. Teşkilatlar yapabilir ama belediye başkanının en son işidir particilik. Bunlar tamamen particilik yapmamızı istediler ama biz bunu yapmadık.

SORU: Bu son dönemde sizi destekleyen bir milletvekili var mıydı?

HALUK CÖMERTOĞLU: Yoktu. Bir tek Bülent Bey (Tüfenkci) sessiz kaldı. Baştan belli etti ama sonra geri çekildi.

SORU: Yani Bülent Tüfenkci önce sizin lehinize destek verdi ama sonra aleyhinize mi çalıştı?

HALUK CÖMERTOĞLU: Aleyhine, demeyelim. Sessiz kaldı. Sessiz kalınca öbürlerinin hâkimiyeti gündeme geldi. Ve istedikleri gibi bütün ilçeleri tırpanladılar.

SORU: Selahattin Gürkan Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Aslında geliş sürecini de sorabilirim ama öncelikle Başkan Gürkan’ın 11 aylık sürecini sormak istiyorum. Başkan Gürkan’ı başarılı buluyor musunuz?

HALUK CÖMERTOĞLU: Selahattin Gürkan ile dostluğumuz bir tarafa, Battalgazi’de ortaya koyduğu önceliklerinden ayrılarak şu an büyük bir organizasyonun başında olması, Battalgazi’de daha çok kültür ve tarih mirasının öne çıktığı, aidiyetin ortaya çıktığı belediye başkanlığından şu an bürokrasinin öne çıktığı, yönetim tarzının tüm Malatya’yı etkileyen bir tarza dönüştükten sonra farklı iki tane iş yapıyor. Konumu farklı. Aslında Başkan Gürkan bir algı ile geldi, toplumsal algıyla. Kendi algısını oluşturup gelen şu ana kadarki kendi dinamikleri ile seçilen tek belediye başkanıdır Malatya’da. Dolayısıyla bu kıskanıldı. Siyaset partiyi öne çıkarırken bu kendini öne çıkarmış oldu. Halk Selahattin Gürkan olduğu için oy verdi. Partinin dışında bir sistem yürümeye başladı. Toplum bunu istedi. Bu siyasi iç çekişmelere zemin hazırladı ve özellikle milletvekillerinin, daha önce belediye başkanlığı yapmış milletvekili de dâhil, ön alıcı ve sürekli başarıyı kıskanan bir tutum içerisine girmeleri Malatya’da pasif daireleri oluşturdu. Ve ekip kurmada zorlandılar. Çünkü herkes birinin adamı ilan edilince bu tablo ortaya çıktı. Büyükşehir organizasyonu kadro faaliyetidir. Bir ilçeyle mukayese edemeyiz. Büyükşehir çok büyük bir organizasyondur. Bizden olsun, bizim adamımız olsun ve karşı tarafın bizim adamımız değildir, diye karşı karşıya gelinen her olayda bir makam israfı ortaya çıktı. Makamdaki bulunan insanların birikimleri ve biriktirdiği tecrübeler hiç sayıldı. Ve Büyükşehir organizasyonunda karşıtlar ortaya çıktı. Selahattin Başkan bunları yönetmeye çalışıyor ama siyaset tabanında bunları sürekli koruma bilinci ile kullanan bir güç var. Ve bu güç Büyükşehir’in koordine ettiği hadiselerde bozucu rol oynuyor.

SORU: Yani Başkan Gürkan’ın yönetimine önceki yönetimin bir manipülesi mi var?

HALUK CÖMERTOĞLU: Tabii, manipülasyon var. Güç nedir?

SORU: Yeni oluşan güç ile mevcut güç çatışıyor mu?

HALUK CÖMERTOĞLU: Güç aslında toplumdur. Millettir. Millet adına oraya devretmiştir. Millet parçalandığı zaman gücünüz parçalanmış olur. Dolayısıyla organize etmekten çok zorluk çekersin. Selahattin Başkan bunu şu anda yaşıyor. Ben Selahattin Başkanımdan çok istifade etmişimdir. On yıl boyunca bize abilik yaptı. Kılavuzluk yaptı. Birlikte çok programlar yaptık. Biz istifade ettik ve istifade etmeye de devam ediyoruz. Çünkü Malatya’nın başka bir şansı yok. Malatya son şansını Selahattin Gürkan ile halk algısı olarak bunu kullanmıştır. Bunu çalıştırmakta bunun etrafında toparlanıp varsa eksiklikler bunları izale edip yola devam etmekten başka yapacağı bir şey yok. Dolayısıyla kendini tüketen bir şehir var ortada. Dinamiklerini kullanamayan bir şehir var. Şehrin kirlerinin azaltarak tüketen şehirden çıkarız. Şehrin kirleri içerisinde kirli siyasetçiler var. Kendine yontmuş siyasetçi kirli siyasetçidir. Her siyaset zeminine adım atan kirlenmiştir. Ben kirlenmiş siyasetçiyim ama kirli siyasetçi olmadım, olmayacağım. Kirli siyasetçilerin Malatya’da ne kadar hakim olduklarını halk gördü ve Selahattin Gürkan’ı getirdi. Şimdi bu kirlilikleri Selahattin Gürkan düzeltmek istedikçe karşında durarak kendi kirliliklerini unutturmak isteyen bir algısal operasyon var. Hem Ankara vesayetini üzerinde hissettiriyorlar, hizmetlerine yansımasını engelleyerek.

SORU: Kim bunlar Başkan’ım?

HALUK CÖMERTOĞLU: Herkesin bildiği isimler. Başta vekiller. Genel merkezi kullanarak kendi kabiliyetlerini sorgulamadan, Cumhurbaşkanı’mız adına kendinde yetki görenler.

SORU: Anladığım kadarıyla Selahattin Gürkan’ın üzerinde kendi partisinden büyük bir baskı var, diyorsunuz.

HALUK CÖMERTOĞLU: Ben onu hissediyorum.

SORU: Bu baskılara rağmen başarılı buluyor musunuz?

HALUK CÖMERTOĞLU: Ben başarılı buluyorum. Ama başaramadığı çok şey var. Selahattin Gürkan Malatya için bir şanstır, diyorum. Kendi dinamikleri ile gelip, geleneklerini ve doğal sürecini devam etmek isterken bu profesyonel kabul edilen ama profesyonellikten uzak, erdem sahibi olmayan, kişilik bozukluğu vakasına yakalanmış ve siyaset kirinden yeterince kirliliği topluma mal etmek ve şahsi kendi kazançlarını ve konumlarını korumak için kullanan il teşkilatının, il başkanının, vekillerin, genel merkez görevlilerinin her birinin kayyum gibi her yere basmaları, kamu kurum kuruluşları ve bizzat Vali Bey olmak üzere bizzat dikte etmeleri en büyük kirliliktir. Siyaset kirli insanlarla devam ettirilemez. Kirlenmiş olabiliriz çünkü biz iş yapıyoruz. Kabul eden de olacak isabetsiz olan da olacak. Şeffaf olunması lazım. Arka bahçe ilişkileri kurulmaması lazım. İllegal yapılar ile organik birlikteliklerin olmaması lazım. Selahattin Gürkan’ı getiren o organik birlikteliklerden izale edilmesiydi. Dolayısıyla şu anda organik birlikteliklerin kucağına çekilmek isteniyor. Bir grubun malı ilan edilmek isteniyor. Bu zorluğun Malatya nezdinde medyanın kirliliklerden arınması lazım. Kirli bir medya burada rol alıyor. Ve küçük hesaplardan dolayı sürekli havlu tutma modeline büründü medya.

SORU: CHP’li bir belediye başkanı olarak AK Partili Selahattin Gürkan ile sanki aynı partideymiş gibi iyi bir diyaloğunuz var. Başkan Gürkan ile bu diyaloğunuz normal mi?

HALUK CÖMERTOĞLU: İkimiz de devlet geleneğiyle büyüdük. Devletin kamu işleyişinde kişiliğin ve kişilerin ikinci durumda kaldığını savunuyoruz. Asıl olan kamunun ihtiyaç duyduğu rolü üstlenmektir. Kamusal alanda kamu görevlisi gibi durmaktır. Eğer böyle durursanız siyaset seviye kazanır. Başarısı ile daha büyük katmanlara ulaşır. Değilse içine kapanır ve yeni hırsızları ortaya çıkarır. Rol kapan hırsızlar… Şu an AK Parti’nin AKP grubu tarafından yani menfaat grubu tarafından… Altını çiziyorum, AK Partili hiçbir seçmenle sorunum yok. Diyalog kopukluğum da yoktur. AKP dedikleri bu menfaat grubunun, her şey bizden sorulur diyenlerin, bal tutan parmağını yalar diyenlerin hep karşısında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Dolayısıyla Selahattin Gürkan ile bir ili yönetme bir ilçeyi yönetme hedefimiz var. Ben bir tarafta Büyükşehir’in meclis üyesiyim. Ben tüm ilin ve ilçeleriyle sorumluyum. Dolayısıyla burada yapılan icraatlarda, ayrımsız, verimlilik ilkesi içerisinde, daha çok kaynağı israf etmeden iş nasıl yapılır, bunun önerilerini ve takibini yaparken öte yandan ilçemde ne kadar fazla bu hizmetlerden istifade ettiririm, diye bakıyorum. Büyükşehir’i yok sayamazsanız. Büyükşehir ile ters-yüz olamazsanız. Biz geçen dönem yaşadık. İstenmeyen adam ilan edildik.

SORU: Ahmet Çakır Büyükşehir Belediye Başkanı iken ters düştünüz mü?

HALUK CÖMERTOLU: Çok ters düştük. Ama Ahmet Çakır’dan kaynaklı değildi. Siyasetten kaynaklıydı. Siyasi aktörlerin o valfleri kapatması ile alakalıydı.

SORU: Bu ters düşmenizde o zamanki vekillerin mi rolü vardı?

HALUK CÖMERTOĞLU: Beş yıl boyunca AK Parti milletvekilleri 5 kez geldiler. Aday yapılmadıktan sonra bir seçimde 10 kez geldiler. Devasa katılım sağlanan Fotokamp etkinliğine gelmediler. Büyükşehir Belediye Başkanı da, vekiller de il başkanı da gelmediler. İlçe başkanları da gelmediler. Sadece düğün-mevlitlere gittiler.

SORU: Zaten tavır koymuşlardı, diyorsunuz.

HALUK CÖMERTOĞLU: Aynen öyle. Ama biz kesinlikle işimizi yapmaktan başka bir tavır almadık. Kimseyle rekabet etmedik.

SORU: Şunu merak ediyorum. CHP Malatya teşkilatı ve Veli Ağbaba, Selahattin Gürkan seçildikten sonra daha önce yapılan Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirmiyor. Sanki muhalefet partisi değilmiş gibi. Bunu bilerek mi yapıyorlar?

HALUK CÖMERTOĞLU: Selahattin Gürkan bütün toplumu kucaklama eğilimi ile geldi. Dolayısıyla CHP, ötekileştirilmediği, ayrım yapılmadığı sürece… Ve iş yapanın yanında yer alır. Eleştirilecek bi şey varsa eleştirirsiniz. Ayrım yapmıyorsa, ötekileştirmiyorsa neyi eleştireceksiniz. Ancak bir öneriniz olabilir. Selahattin Gürkan Malatya’nın yüzde yüzünün belediye başkanıdır. CHP de bunun farkındadır. Eşit davrandığı sürece bu farkındalığını yaptığı her olumlu işte yanında yer alarak, eksik bıraktığını da önererek siyaset yapmaya devam edecektir. Ne zaman seçim olur, CHP o seçim döneminde kendi gösterdiği adayların arkasında durur. Çamur atmadan siyasetini yapar ve biz iktidara talibiz, der. Şu anda seçim yok.

SORU: Büyükşehir Belediyesi ile ilgili son sorumu sorayım. Ben de zaman zaman eleştiriyorum. Sizce Selahattin Gürkan’ın ekibinde bir sıkıntı var mı?

HALUK CÖMERTOĞLU: Selahattin Gürkan’ın ekibinde çok sıkıntı var. Kendisiyle de görüşüyoruz. Selahattin Bey, atadığı arkadaşları oyun kurucu olarak atayamadı. Oyun oynayıcı olarak atadı. Dolayısıyla Büyükşehir organizasyonunun yönetim tarzı oyun kurucular ile olur. Her birimde her sorumluluk ilişkisi kurulan birimde, o birimin sahanın tümüne yansıyacak ve Türkiye’ye örnek olacak bir oyun kurucuya ihtiyaç var. Bu kimdir? Bu oradaki insan değildir. Oradaki ise onunla çalışmaktır. Değilse hangi partiden, hangi mezhepten hangi ekoldan olduğuna bakılmaksızın, kamu kimliğine büründürülerek teklif ile başlar. Yol haritası çizilir. Yetki ve sorumluluklar bellidir. Ve Büyükşehir organizasyonunda o her birimin çalışması Büyükşehir Başkanlığı şehrin tümünün huzur ve refahını sağlar. Selahattin Gürkan, devlet tecrübesi olan, farklı kademeleriyle yöneticilik yaparak bu seviyeye gelmiş bir başkanımız. Benden çok daha tecrübeli… Ben söz söyleme fırsatını bulduğumda sadece kendi bakış açımı söyleyebilirim. O daha fazlasını görebilir. Fakat gördüğüm kadarıyla, daha çok hizmet kültürünü, belli bir tecrübe ile gelmiş ama enerjisi azalmış insanlarla bu işi yürütmek istiyor. Burada yeni jenerasyona ve yeni şeylere ihtiyacı var. Genç, dinamik insanlara ihtiyacımız var. Malatyalı olmasına da gerek yoktur. Bizim, profesyonel yöneticilere kavuşmamız adına, Türkiye’nin her hangi bir ilinde profesyonel yönetici bulabiliriz. Organizasyonda katılımcılık ayrı bir şey üretkenlik ayrı bir şeydir. Selahattin Bey’in organizasyonunda katılımcılık var ama üretkenlik yok.

SORU: Peki bu atamaların profiline baktığımız zaman Başkan Gürkan’ın bizzat profilini görmüyor muyuz? Bu organizasyon şeması bize Selahattin Gürkan’ın tavrını göstermiyor mu?

HALUK CÖMERTOĞLU: Mutlaka. At sahibine göre kişner. Selahattin Gürkan’ın baskıcı bir tavrı var. Biz kendisiyle konuştuğumuz zaman da çok yumuşak kalpli, söylendiği zaman, izah edildiği zaman anlayabilen ve gereğini de yapabilen bir açıklığa da sahip. Ama burada ekibin uyarması lazım. Hepsi benden iyi kardeşlerim, tecrübeli kardeşlerim. Burada kabiliyetsizliği veya ihaneti söz konusu meselesi yok. Burada Büyükşehir organizasyonunun daha fazla enerjiye, daha fazla üretmeye ve daha fazla temsile ihtiyacı var. Dolayısıyla ya iç eğitimle hızlandırılması ve güncellenmesi lazım. Ya da eksik kalan, yetersiz kalanların güncelleme içerisinde ekibe monte edilerek değişmesi lazımdır. Büyükşehir organizasyonu kişi organizasyonu değildir. Tamamen takım oyunudur. Malatya’yı kurtarmak zorundayız. Bu kentin tükenmişliğini Selahattin Başkan üzerinden izah edemeyiz. Bu toplam kalitemizdir. Dolayısıyla herkes var bunun içerisinde. Sivil bir ayağın sivil bir meclisin uyarı mekanizması olarak, nefsilikten uzak insanlardan donatılmış bir danışman ekibine ihtiyacı var. Ben bunu hep savunuyorum. Her yerde varız ama Malatya’da bir arada değiliz.

(Hasan Özhan'ın ricası üzerine Malatya'nın delileri tablosunun önünde fotoğraf çektirdik)

Devamı yarın…

Röportaj: Mahir Temur - [email protected]

Kayısı Haber