Malatya masal anlatan vekillerin bedelini ödedi!
DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin il başkanları ortak basın açıklamasında yerel yöneticileri çok sert eleştirdi. İl başkanları, 'Şehrin en ücra köşelerine kadar binlerce posterini astırarak milletin parasıyla kişisel reklam peşinde koşan ve gerçek belediye başkanı misyonundan habersiz çağdaş belediyeciliği hala yol, asfalt ve kaldırım yapmaktan ibaret sanan belediye başkanları tarafından yönetilmenin bedelini ağır ödedi' dedi.
DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin il başkanları ortak basın açıklamasında yerel yöneticileri çok sert eleştirdi. İl başkanları, ‘Şehrin en ücra köşelerine kadar binlerce posterini astırarak milletin parasıyla kişisel reklam peşinde koşan ve gerçek belediye başkanı misyonundan habersiz çağdaş belediyeciliği hala yol, asfalt ve kaldırım yapmaktan ibaret sanan belediye başkanları tarafından yönetilmenin bedelini ağır ödedi’ dedi.
Gelecek Partisi Malatya İl Başkanı Semih Aksoy, Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mustafa Canbay ve DEVA Partisi Malatya İl Başkanı Sinan Akıncı ortak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasındaki metni basın ile de paylaşan il başkanları yerel yönetimleri ve iktidarın vekillerini çok ağır eleştirdi.
GİDEMEYENLERİN ŞEHRİ MALATYA
Malatya tarihinin en kritik, en acılı ve en dramatik süreçlerinden birini yaşadıklarını ifade eden il başkanları, adeta fırsat bulanın kaçtığı bir şehre dönüşen Malatya’nın “gidemeyenlerin şehrine” dönüştüğünü söyledi.
MALATYA TEPEDEN İNME VEKİLLERİN BEDELİNİ ÖDEDİ
DEVA, Gelecek ve Saadet Partilerinin il başkanları, “Ne yazık ki bu şehir, yıllardır yaşadığı şehrin dinamiklerini ve sorunlarını bilmeyen, Malatya ekonomisinin neden gittikçe küçüldüğünü ve Malatya’nın neden en hızlı yoksullaşan 5 ilden biri olduğunu merak bile etmeyen ve şehrin durumuyla ilgili gerçek verilerden habersiz millete sürekli uçuyoruz kaçıyoruz masalları anlatan tepeden inme milletvekilleriyle temsil edilmenin bedelini ağır ödedi” diye ifade edildi.
3 İL BAŞKANI İMZALI BASIN AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
“Şehirler, tarihi süreç içinde insanoğlu eliyle kurulan en karmaşık ve en orijinal eserlerdir.
Bir toplumun medeniyet düzeyi, estetik anlayışı ve dayanışma bilinci kurduğu şehirlerden anlaşılır.
Yaşadığımız deprem öncesi ve sonrası gelişmelere baktığımızda Malatyalılar olarak bizler maalesef arzu edilen performansı ve yeniden ayağa kalkma sürecini yaşayamadık, Bu durumda oluşumuzda hepimizin sorumluluğu olmakla birlikte açıktır ki asıl sorumluluk şehrimizi yıllardır ihmal eden, adım adım gerilemesine seyirci kalan, bu güzelim şehri son 20 yılda en çok geriye giden 13 ilden biri haline getiren, afetlere karşı hazırlık yapmayan ve bir afet mücadele stratejisi geliştirmeyen mevcut iktidara ve özellikle de onun yerel temsilcilerine aittir.
Basınımızın değerli temsilcileri;
İşte bu ahval ve şerait içinde son seçimlerde hemşerilerimiz tarafından muhalefet görevi verilen DEVA, Saadet ve Gelecek Partileri olarak hem sorumluları uyarı görevimizi ifa etmek ve hem de şehrimizin yeniden ayağa kalkması sürecine katkı sunmak amacıyla siz değerli basın mensuplarımızın karşısındayız. Bu kapsamda bazı düşüncelerimizi paylaşmak isteriz;
Malatya, tarihinin en kritik, en acılı ve en dramatik süreçlerinden birini yaşıyor. Yıllardır nüfus kaybeden ve adeta fırsat bulanın kaçtığı bir şehre dönüşen Malatya, son yaşananlarla birlikte maalesef artık “gidemeyenlerin şehrine” dönüşmüştür.
Sözgelimi ilimizde enkaz kaldırma oranı henüz %10-15’ler düzeyindedir. En yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar Malatya’nın enkaz kaldırma işleminde depremden en çok etkilenen 4 il arasında açık ara en geride olduğunu göstermektedir. Bu hızla devam edilmesi halinde Malatya’nın bırakın yeniden inşasını enkaz kaldırma işlemleri bile yıllar alacaktır. Yapımına başlanmış olan konut sayısı yıkılacak konut sayısının %15’i olmamıştır henüz. Caddelerimiz yürünemez, araba ile geçilemez bir haldedir ve şehir adeta bir keşmekeşliğe teslim olmuş durumdadır, Esnafımız yıkılan işyerlerinin yerine ikame yer arayışındadır ve yaptığı işten uzak alanlarda iş yapmak zorunda kalmışlardır. Hemşerilerimiz bu ve benzeri onlarca sorunla karşı karşıyadır.
Bir an önce şehrimizin bütün kapasite ve dinamiklerini harekete geçiren bir yeniden yapılanma süreci başlatılamazsa, korkarız ki, Malatya için çok geç olacak, şehrimiz iyice ıssızlaşacak ve toparlanması yıllar alacaktır.
Yaşadığımız bu ve benzeri sorunların aşılabilmesi, ancak ve ancak, bu şehrin topyekûn imkân ve potansiyelinin harekete geçirilmesi ve bütün hemşerilerimizin iş birliği ve dayanışmayla mümkündür. Fakat bu misyon her şeyden daha çok vizyoner bir kent yönetimine ihtiyaç duyacaktır ki Malatya, maalesef, uzun zamandır böyle bir yönetimden mahrumdur.
Ne yazık ki bu şehir, zihninde Malatya ile ilgili yol haritası olmayan, göreve gelir gelmez milletin nasıl evlerde oturduğuna bakmaksızın kendilerine saray misali binalar ve makamlar yaptıran, şehrin en ücra köşelerine kadar binlerce posterini astırarak milletin parasıyla kişisel reklam peşinde koşan ve gerçek belediye başkanı misyonundan habersiz çağdaş belediyeciliği hala yol, asfalt ve kaldırım yapmaktan ibaret sanan belediye başkanları tarafından yönetilmenin bedelini ağır ödedi.
Ne yazık ki bu şehir, yıllardır yaşadığı şehrin dinamiklerini ve sorunlarını bilmeyen, Malatya ekonomisinin neden gittikçe küçüldüğünü ve Malatya’nın neden en hızlı yoksullaşan 5 ilden biri olduğunu merak bile etmeyen ve şehrin durumuyla ilgili gerçek verilerden habersiz millete sürekli uçuyoruz kaçıyoruz masalları anlatan tepeden inme milletvekilleriyle temsil edilmenin bedelini ağır ödedi.
Malatya ülkemizde yoksulluğun en hızlı arttığı birkaç ilden biri haline gelmiştir. Şehrimizde zengin-yoksul arası fark hızla artmaktadır. İnsanımızın refah düzeyi hızla düşmektedir. Öyle ki kişi başına düşen milli gelire baktığımızda, mevcut durumda bir Malatyalı Türkiye ortalamasının yarısı Dünya ortalamasının ise dörtte biri kadar refah düzeyine sahiptir. Üstelik bu rakamlar deprem öncesine aittir, deprem sonrası durum çok daha vahimdir.
Depremler rüzgâr gibi, yağmur gibi, kar gibi doğal olaylardır. İnsanoğlu olarak nasıl ki rüzgârın, yağmurun ve karın etkilerine karşı tedbir alıyorsak depreme karşı da tedbir almalı ve şehrimizi deprem dirençli bir şehre dönüşmeliyiz.
Tedbir almayı bilen ve can kaybının önüne geçebilen toplumlar için depremler bir dezavantaj değil tam aksine avantajdır. Bir deprem uzmanı bilim insanımızın da dediği gibi “Depremler Allah’ın sevdiği ülke ve şehirlere bir armağanıdır”. Çünkü hem ülke hem de Malatya olarak uçsuz bucaksız verimli topraklarımızı, başta bor madeni olmak üzere zengin yeraltı kaynaklarımızı, doğal maden sularımızı ve başta kaptaj suyu olmak üzere çok sayıdaki soğuk içme suyu kaynaklarımızı büyük oranda depremlere borçluyuz.
Diğer taraftan başta can kayıplarımız olmak üzere bize oldukça büyük bir bedele mal olan bu süreç sonrası yeniden yapılanma ile çok daha güzel bir Malatya inşa etmeliyiz. Dünyada çok sayıda benzer afetler yaşamış ve bu afetlerden başarıyla çıktıkları için bugün milyonlarca turist çeken onlarca şehir mevcuttur. Bu anlamda, şiddetli bir deprem sonrası yeniden kurulan Lizbon ve San Francisco, büyük bir yangın felaketinden sonra yeniden inşa edilen Londra ve Chicago, gibi şehirlerin afetle mücadele ve yeniden yapılanma tecrübelerinden istifade edilmelidir.
Yaşadığımız çok sayıdaki olumsuzluğa rağmen elbette ki karamsar değiliz. Malatya insanı tarih boyunca nice krizlerden nice afetlerden ve nice yokluklardan çekip çıkardı bu şehri. İnşallah yine çıkaracağız, yine başaracağız, yine ayağa kalkacağız, küllerimizden yeniden doğacağız ve bunu el ele omuz omuza hep birlikte yapacağız. Fakat bunun için doğru sistemlere, doğru kurumlara, doğru kadrolara ve doğru politikalara ihtiyaç olacaktır. Malatya’da bu potansiyel mevcuttur, yapılması gereken şey bu potansiyelin ortaya çıkarılmasıdır.
Şehrimizin yeniden ayağa kalkması ve Zümrüt-ü Anka misali küllerinden yeniden doğması için Deva, Saadet ve Gelecek Partileri İl Başkanlıkları olarak elimizden gelen her şeyi yapmanın insani, vicdani ve tarihi bir sorumluluk olduğu bilinciyle basın açıklamamıza katıldığınız için tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”