'Gelir dağılımındaki dengesizliklerin...'
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu TBMM Genel Kurulu'nda Ticaret Bakanlığı Bütçesinde Konuşma yaptı.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu TBMM Genel Kurulu’nda Ticaret Bakanlığı Bütçesinde Konuşma yaptı.
Genel kurulda bütçe hakkında söz alan Milletvekili Fendoğlu 2019 yılı bütçesinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk bütçesi olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı tarafından Meclise gönderilen ilk tekliftir. Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2019 merkezi yönetim bütçesini genel olarak olumlu değerlendiriyoruz. Bununla birlikte bütçe kalemleri ve kurum bütçeleriyle ilgili olarak görüşlerimiz, yapıcı eleştirilerimiz ve önerilerimiz vardır" ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin ticaretinin daha kolay ve daha güvenli bir şekilde yapılmasının gümrük ve ticaret politikalarının ana unsurları olduğunu dile getiren Fendoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya ticaretinde değişen şartlara ülkemizin de uyumunu teminen ilgili kurumların hukuki, idari, fiziki, teknik ve mali kapasitesinin dünyadaki gelişmelere uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Gümrük hizmetlerini hızlı ve etkin şekilde sürdürmek, kapılardaki beklemeleri sonlandırmak, insan gücü ve teknik kapasitenin artırılması zorunludur.
Ekonomide rekabet sağlanarak tekelci oluşumların önlenmesi, istihdam oluşturulması gelir. Gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi, yeni girişimcilerin ekonomiye kazandırılması, sosyal barışın korunması, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi ve yerel potansiyelin harekete geçirilmesi amacıyla esnaf ve sanatkar kesiminin faaliyetleri desteklenmelidir. Esnaf kesiminin teknoloji kullanımı düzeyi ve ürün kalitesi yükseltilerek verimliliği artırılmalı, bilgi erişimleri kolaylaştırılmalı, ana ve yan sanayi bağlantıları güçlendirilmelidir. Meslek standartları geliştirilmeli, esnafa ihtisas kimliği kazandırılmalı ve mensubiyet bilinci oluşturulmalıdır. Esnaf ve sanatkârımızı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan büyük marketler zincirinin, küçük esnaf aleyhine gelişen haksız rekabetin önüne geçilmesi gerekmektedir. piyasanın canlanması, KOBİ’lerin ve esnafın rekabet gücünün artırılması amacıyla yapılan münferit düzenlemelere ilave olarak geniş kapsamlı bir program açıklanmalıdır. Bölgesel, sektörel ve milli yenilik strateji ve politikaları ivedilikle uygulanmaya konulmalıdır. KOBİ’ler ve esnafın vergi ve prim oranlarında indirim mutlaka yapılmalı, elektrik, su ve doğal gazda özel tarifeler getirilmelidir. KOBİ’lerin katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimleri desteklenmeli, AR-GE yatırımı yapmaları, araştırmacı istihdam etmeleri özendirilmelidir. Markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri geliştirmeleri sağlanmalıdır. KOBİ’lerin her kademedeki insan gücü kapasitesi artırılmalı, nitelikli insan gücüne dönük eğitim, sanayi iş birliği politikaları desteklenmeli, çıraklık ve kalfalık destekleri mutlaka hayata geçirilmelidir. KOBİ’lerin ve esnafların gerek finansman gerekse borç sıkıntısı had safhadadır. BDDK verilerine göre 2010 yılında 125 milyar lira olan KOBİ kredileri her geçen yıl yüksek oranda artarak 2018 Eylül ayı itibarıyla 663 milyar liraya ulaşmıştır. KOBİ’lerin takibe düşen kredi borçları da hızla artmakta olup 36 milyar lirayı aşmıştır. KOBİ’lerin takipteki kredi oranı yüzde 5,4 olup toplam takipteki oranın çok çok üzerindedir. Kredi kullanan 3 milyon 153 bin 111 KOBİ’nin, yüzde 10,4 oranında, 326 bin 484 adedi takiptedir. Esnaf ve KOBİ’ler yüksek borç sarmalından kurtarılmalıdır. Bu amaçla finansal borçların gönüllülük esasına dayanan bir mekanizma dahilinde uygun şartlarda yeniden yapılandırılması uygulamaya konulmalıdır. Böylece bankaların donuk kredileri azalacak, aktiflerin kalitesi artacak, KOBİ’lerin ve esnafın birikmiş borçlarında önemli ölçüde azalma sağlanacak. Girişimcimizin yeniden aktif üretime katılımı sağlanmış olacaktır. Nakliyeci esnafımız her gün geriye gitmekte, sigorta primi ve vergilerini ödeyememekte, birçoğu son çırpınışlarını yaşamaktadır. Vergi, prim ve yüksek akaryakıt fiyatları karşısında kazançları düşen şoför esnafı, ailelerine ekmek götüremez duruma gelmiştir. Yük ve yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafına da vergisiz akaryakıt verilmelidir. Şoför esnafına vergi indirimi ve kolaylıklar getirilmeli, yıpranma hakkı payı verilmeli, yetki belgeleri yük ve eziyet olmaktan çıkarılmalıdır. Uygulamadaki karmaşa giderilmeli, belgelerin amacı dışında kullanımı ve haksız rekabet önlenmelidir. Esnafın prim oranı mutlaka düşürülmeli, iş verene sağlanan asgari ücret desteği esnafa da verilmelidir. Ayrıca, gelir vergisindeki asgari geçim indirimi esnaf için de uygulamaya konulmalıdır. Esnafımızın sosyal güvenlik sistemindeki eşitsizliklerin giderilmesi, norm ve standart birliğinin sağlanması hususunda haklı talepleri bulunmaktadır. Prim gün sayısında ve emekli aylıklarında eşitlik sağlanmalıdır. Geçmişte esnaf olarak çalışılmış süreler daha önce kayıt ve tescil altına alınmalıdır, hizmetten sayılmalı, geçmiş hizmetlerin borçlanmasına da imkan verilmelidir. Çıraklık ve staj sürelerini de hizmetten saymalı, bu süreler sigortalılık başlangıç tarihi olarak da esas alınmalıdır. Yine, SSK prim borçlarının ödenmediği takdirde 1 gün geriye düşen borçtan dolayı yüzde 100 faiz mutlaka kaldırılmalıdır. Örnek verecek olursak, 4 kişi çalıştıran bir iş veren veya küçük esnafımız, 1.800 liraya yakın prim ödemekte, 31 aralıkta ödemezse eğer 1 ocakta yaklaşık 1.000 TL’ye kadar faiz geliyor. Hükümetimiz bu konuda da dikkatli adım atmalıdır."
AK Parti ve MHP arasındaki Cumhur ittifakının önemine de değinen Fendoğlu, "Cumhur İttifakı’yla birlikte iç ve dış odakların eş güdüm halinde Türkiye düşmanlığını ileri ve üst bir faza taşıma çabaları hiçbir alçak emele fayda sağlamayacaktır. Ülkemizin kuyusunu hendeklerle kazmaya çalışanlar, kazdıkları yere kendileri düşecektir. Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırılarla köşeye sıkıştıracaklarını zanneden yerli ve yabancı gafil ve hainler yine çuvallayacaklar, yine bozguna uğrayacaklardır. ABD ve Avrupa Birliğinin sözde yaptırım kararlarının asıl gayesi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun şahsında Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletidir. Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçalarıdır. Ülkü ve ülke uğruna şehit olan tüm şehitlerimizi saygıyla, minnetle anıyorum" diye konuştu.