Darbe davasında, tutuklu alay komutanı konuştu
Malatya'daki FETÖ/PDY davasında, 16 Temmuz'da Altay Kışlası'ndan ZPT ile 2.Ordu Komutanlığı Karargahına gitmek istediği iddia edilen İstikam Alay Komutan vekili Yarbay İsmail Akın, 'Amacım darbeye destek vermek değil, şehirde neler olduğunu anlamaktı, tabur komutanı olarak kafamı kuma sokarak, odamda kahvemi içerek, bana bir şey olmasın diyerek beklemem mümkün olamazdı' diyerek kendini savundu.
Malatya’daki FETÖ/PDY davasında, 16 Temmuz’da Altay Kışlası’ndan ZPT ile 2.Ordu Komutanlığı Karargahına gitmek istediği iddia edilen İstikam Alay Komutan vekili Yarbay İsmail Akın, "Amacım darbeye destek vermek değil, şehirde neler olduğunu anlamaktı, tabur komutanı olarak kafamı kuma sokarak, odamda kahvemi içerek, bana bir şey olmasın diyerek beklemem mümkün olamazdı" diyerek kendini savundu.
Malatya Adliyesi’nin fiziki şartlarının yetersiz olması sebebiyle Yakınca Kapalı Spor Salonu’nda görülen FETÖ/PDY davasının 4. gününde 16 Temmuz’da Altay Kışlası’ndan Zırhlı Personel Taşıyıcısı (ZPT) ile 2.Ordu Komutanlığı Karargahına gitmek istediği iddia edilen İstikam Alay Komutan vekili yarbay İsmail Akın, savunma yaptı. İfadesine, 15 Temmuz günü hayatını kaybeden tüm vatandaşlara başsağlığı dileyerek başlayan tutuklu sanık Akın, Malatya’daki Altay Kışlası İstikam Tabur Komutanlığı görevine 11 Temmuz günü başladığını belirterek darbe gecesi orduevinde olduğunu, darbeyi televizyondan öğrenince de beraberinde Yarbay Ahmet Üçbudak ile birlikte kışlaya hareket ettiğini öne sürdü.
Kışlaya geldikten sonra nöbetçi subaylara askerlerin yoklamasının alınmasını emrettiğini ve kışlada bir vukuatın olup olmadığını kendisine bildirilmesini istediğini ifade eden Akın, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Desteklemek Timinde (KOKTOD) görevli olduğu için birliklerin hazır olması için emir verdiğini iddia ederek söz konusu faaliyetlerinin darbe teşebbüsüne destek amaçlı olmadığını savundu.
Alay Komutanı Turgay Pekşen’in kışlaya geldikten sonra sıralı amiri olan Tuğgeneral Zeki Karataş ile telefonla görüştüğünü iddia eden Akın, “Ne konuştuklarını bilmiyorum, sadece ‘Emredersiniz’ diyerek telefonu kapattı. Sonra da bize hazır olarak bekleyin diyerek emir verdi. Bunun dışında ne telefonla ne de birliğimizle ne de benimle irtibat kuran kimse olmamıştır” diye konuştu.
Darbe girişiminin ardından 16 Temmuz günü tel örgülerin aşılarak ZPT ile merkeze gidilmesi konusunda da savunma yapan dönemin İstikam Alay Komutan vekili Yarbay İsmail Akın, “Sabah saatlerinde kışlanın nizamiyesinin girişinin ağır vasıtalarla kapatıldığı haberi gelmişti. Bunun üzerine bir emir gelmemesi, Malatya’daki güvenlik durumu hakkında bilgi edinilememesi üzerine durumu kendim bizzat görmek üzere sabah 07-08.00 civarında 2 Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) ile kışla dışına çıktım. Benim bulunduğum ZPT’de ben ve 2 asker daha vardı. Üzerimde sadece şahsi tabancam vardı. Bu şekilde 2 asker ve beylik tabancası olan yarbayın karargaha giderek darbecilere destek vermesi fiziken de askeri taktik açısından da mümkün değildir. Nizamiye açık olsaydı eğer sivil aracımla gitme imkanım da olabilirdi. Şehir merkezinde ne olduğu, ne yaşandığı ile bir bilgim yoktur, amacım darbe teşebbüsünde destek vermek değil durumu anlamak ve olayları tespit etmekti” diye konuştu.
Tutuklu sanık Akın, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Tabur komutanı olarak kafamı kuma sokarak, odamda kahvemi içerek, bana bir şey olmasın diyerek beklemenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Kışla dışına çıkarak durumu anlamaya çalışmanın riskli bir durum olduğunun farkındaydım ancak o an en doğru kararın bu olduğu için öyle hareket ettim. Bu hareketimin önceden planlanmış bir karar olmadığı aniden gelişen bir karar olduğu açıktır. Anayasal düzeni, hükumeti düşürmek gibi bir düşüncem olmamıştır. Kimseye destek vermek amacında değilim, bana verilen görevin, millete olan borcumu tam olarak yerine getirme düşüncesindeydim".
İddianamede yer verilen mesajlaşma programı olan ‘Kakao Talk’ programının kullandığı iddiası üzerine konuşan Akın, “Bu mesajlaşma programı dünyada 200 milyon kullanıcısı olan Güney Koreli menşelidir. Güney Kore’de 50 milyon kullanıcısı olan bir programdır. Bende 2011-2013 yılında Güney Kore’de görev yaptım, 2013’de döndükten sonra meslektaşlarımla görüşmek için bu programı kullanmaya devam ettim. FETÖ’nün bu programı kullandığını iddianamede öğrendim. Terör örgütü DEAŞ twetter kullanıyor, bu programı kullananlar örgütle ilişkilendirilemez, ya da FETÖ bu programı kullanıyor diye kullananların da FETÖ ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Bu program ücretsiz, şifresiz açık bir mesajlaşma programıdır” ifadelerine yer verdi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması üyesi olduğu iddialarını reddeden İsmail Akın, "Ben askeri okul dahil 25 senedir askeri üniformamı şerefimle taşıdım. TSK dışında hiçbir yere hiçbir örgüte ilişkim olmamıştır. Dini istismar eden, çağ dışı bir anlayışın arkasından gitmem, bu sebeple şahsımın FETÖ ile ilişkilendirilmesini hakaret olarak kabul ediyorum" diye konuştu.
İcra Subayı Kök de iddiaları kabul etmedi
Mahkemede daha sonra söz alan dönemin 2. Ordu Komutanlığı İcra Subayı Kurmay Binbaşı Eyüp Kök savunma yaptı. Diğer tutuklu askerler gibi 15 Temmuz’da hayatını kaybeden vatandaşlara başsağlığı dileyerek başlayan savunmasına başlayan Eyüp Kök, iddianamede yer aldığı gibi FETÖ/PDY terör örgütü ile hiçbir bağlantısının olmadığını ileri sürdü.
Karargahta İcra Subayı olarak görevinin karargahla ordu komutanı ile karargah arasında köprü görevi görmek olduğunu ifade eden Kök “Yaptığım tüm faaliyetler emir komuta çerçevesindedir. Saat gece 02.00 civarlarında odama geçtim. Bu esnada basından olayları takip etme fırsatım oldu. O saatten sonra her hangi bir şekilde aktif bir durumum olmamıştır. Sıkı yönetim emrinde şahsım bulunmamaktadır" dedi.