Türk Eğitim-Sen'den Cumhurbaşkanı'na mektup
Türk Eğitim-Sen Adıyaman İl Başkanlığı tarafından eğitim çalışanlarına yönelik şiddette karşı dikkat çekmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, mektup gönderildi.
Türk Eğitim-Sen Adıyaman İl Başkanlığı tarafından eğitim çalışanlarına yönelik şiddette karşı dikkat çekmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, mektup gönderildi.
Türk Eğitim- Sen, 81 ilde eş zamanlı eğitim çalışanlarına yönelik şiddette karşı dikkat çekmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, mektup gönderildi. Türk Eğitim- Sen Adıyaman İl Başkanı Şemsettin Ağar ve sendika üyeleri, Adıyaman merkez PTT binasına gelerek hazırlamış oldukları mektubu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdi. Mektubun gönderilmesi sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Ağar, 'Malumunuz üzere, şiddet olaylarında toplum sıhhatimizi etkileyecek düzeyde önemli bir artış söz konusudur. Şu bir gerçektir ki, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet meselesi, hali hazırda eğitim hayatımızın öncelikli ve önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Gün geçmiyor ki, öğretmene dönük bir şiddet hadisesine dair bir haber medyaya yansımamış olsun. Sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalan, darp edilen ve hatta canına kast edilen öğretmenlerimiz yüreklerimizi dağlamaktadır. Durumun can atıcı bir diğer tarafı da öğretmenlerimize yönelik gerçekleşen şiddet vakalarının failleri, büyük oranda öğrenci ya da öğrenci velisidir. Sendikamızın geçen yıl gerçekleştirdiği bir anket çalışması göstermiştir ki, eğitim çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 67'si öğrenci ya da öğrenci velileridir. Bu, üzerinde önemle ve uzun uzun düşünülmesi gereken bir noktadır. Dün, canından parçasını yani evladını okula getirirken 'Eti senin kemiği benim' teslimiyetiyle ve muteber bir tutumla öğretmene yaklaşan bu toplum, ne zaman ve nasıl bu duruma gelmiştir? İşte problemin çözülmesi gereken asıl düğümü buradadır. Artan şiddet olayları, eğitim çalışanlarında can güvenliği endişesine dahi yol açmakta ve motivasyonlarını olumsuz etkileyecek ölçüde tedirgin etmektedir. Yani şu gözden kaçırılmamalıdır ki; öğretmene şiddet, sadece adli boyutu olan bir sosyal problem değil, aynı zamanda bir eğitim sorunu halini almıştır.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı bilincinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır. Cumhurbaşkanım, ifade ettiğimiz gibi, artık bir eğitim sorunu haline gelmiş olan eğitim çalışanlarına şiddet konusunda ilgili süreçleri harekete geçirmenizi istirham ediyoruz. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu olan öğretmenlerimizin saygınlığının artırılması, güvenli çalışma ortamlarına kavuşmaları, daha verimli eğitim hizmetini getirecek ve dolayısıyla toplumun sağlıklı geleceğini inşa edecektir. Toplumsal meselelere ve özellikle eğitim sorunlarına duyarlı yaklaştığını bildiğimiz zat-ı alinizin, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi anlamında gerekli adımların atılması hususunda irade ortaya koyacağına inanıyoruz. Daha fazla canın yitip gitmemesi, mirasçısı olduğumuz medeniyetimize yakışmayan öğretmene şiddetin önlenmesi anlamında yasal düzenlemenin bir an önce yapılması bizleri ziyadesiyle memnun edecektir. Biz inanıyoruz ki, öğretmenle birlikte kaybettiğimiz, esasında toplumun ve Türkiye'nin geleceğidir' diye konuştu.
Türk Eğitim- Sen, 81 ilde eş zamanlı eğitim çalışanlarına yönelik şiddette karşı dikkat çekmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, mektup gönderildi. Türk Eğitim- Sen Adıyaman İl Başkanı Şemsettin Ağar ve sendika üyeleri, Adıyaman merkez PTT binasına gelerek hazırlamış oldukları mektubu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdi. Mektubun gönderilmesi sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Ağar, 'Malumunuz üzere, şiddet olaylarında toplum sıhhatimizi etkileyecek düzeyde önemli bir artış söz konusudur. Şu bir gerçektir ki, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet meselesi, hali hazırda eğitim hayatımızın öncelikli ve önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Gün geçmiyor ki, öğretmene dönük bir şiddet hadisesine dair bir haber medyaya yansımamış olsun. Sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalan, darp edilen ve hatta canına kast edilen öğretmenlerimiz yüreklerimizi dağlamaktadır. Durumun can atıcı bir diğer tarafı da öğretmenlerimize yönelik gerçekleşen şiddet vakalarının failleri, büyük oranda öğrenci ya da öğrenci velisidir. Sendikamızın geçen yıl gerçekleştirdiği bir anket çalışması göstermiştir ki, eğitim çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 67'si öğrenci ya da öğrenci velileridir. Bu, üzerinde önemle ve uzun uzun düşünülmesi gereken bir noktadır. Dün, canından parçasını yani evladını okula getirirken 'Eti senin kemiği benim' teslimiyetiyle ve muteber bir tutumla öğretmene yaklaşan bu toplum, ne zaman ve nasıl bu duruma gelmiştir? İşte problemin çözülmesi gereken asıl düğümü buradadır. Artan şiddet olayları, eğitim çalışanlarında can güvenliği endişesine dahi yol açmakta ve motivasyonlarını olumsuz etkileyecek ölçüde tedirgin etmektedir. Yani şu gözden kaçırılmamalıdır ki; öğretmene şiddet, sadece adli boyutu olan bir sosyal problem değil, aynı zamanda bir eğitim sorunu halini almıştır.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı bilincinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır. Cumhurbaşkanım, ifade ettiğimiz gibi, artık bir eğitim sorunu haline gelmiş olan eğitim çalışanlarına şiddet konusunda ilgili süreçleri harekete geçirmenizi istirham ediyoruz. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu olan öğretmenlerimizin saygınlığının artırılması, güvenli çalışma ortamlarına kavuşmaları, daha verimli eğitim hizmetini getirecek ve dolayısıyla toplumun sağlıklı geleceğini inşa edecektir. Toplumsal meselelere ve özellikle eğitim sorunlarına duyarlı yaklaştığını bildiğimiz zat-ı alinizin, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi anlamında gerekli adımların atılması hususunda irade ortaya koyacağına inanıyoruz. Daha fazla canın yitip gitmemesi, mirasçısı olduğumuz medeniyetimize yakışmayan öğretmene şiddetin önlenmesi anlamında yasal düzenlemenin bir an önce yapılması bizleri ziyadesiyle memnun edecektir. Biz inanıyoruz ki, öğretmenle birlikte kaybettiğimiz, esasında toplumun ve Türkiye'nin geleceğidir' diye konuştu.