Malatya'da FETÖ/PDY ana davasına devam edildi
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Malatya'da görülen FETÖ/PDY ana davasında dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı olan Avni Angun esas hakkındaki son savunmasını gerçekleştirdi.
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Malatya'da görülen FETÖ/PDY ana davasında dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı olan Avni Angun esas hakkındaki son savunmasını gerçekleştirdi.
Tutuklu sanık eski Tümgeneral Avni Angun, Sincan F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla esas hakkındaki savunmasını yaptı. 100 sayfadan oluşan uzun bir savunma yapan Avni Angun, 15 Temmuz günü karargahtan ayrılırken sıra dışı bir durumla karşılaşmadığını savundu.
Kalkışmanın duyulmasının ardından bilgi almak için karargah kontrol merkezini aradığını ifade eden Angun, 'Ordu harekat merkezini başka bir bilgi var mı diye aradım. Albay Erkan Varol 'Malatya ve bizim bölgemizde bir şey yok' dedi ve sıkıyönetim mesaj emrinin geldiğinden bahsetmedi. Televizyonda hareketlilik görmem üzerine alay komutanlarını arayıp personele dikkat etmelerini, sağda solda silahlı asker olmaması, hiyerarşinin dışına çıkılmaması ve emir komutada kalmalarını emrettim. Daha sıkıyönetim mesaj emrinden haberim olmadan inisiyatif alarak ilgili alay komutanlarına ulaşıp gerekli önlemlerin alınmasını emrettim. Vekalet bıraktığım Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'yi de aradım ama benimle telefonda görüşmek istemedi. Adem Huduti'yi aradım telefona çıkan kişi ordu komutanın konutta olduğunu ancak meşgul olduğunu söyleyip görüştürmedi. Bir kez daha aradığımda ordu komutanın karargaha gittiği söylendi' ifadelerini kullandı.
Daha sonra ordu komutanının kendisini karargaha çağırması nedeniyle üzerini değiştirip konutundan çıkmak için kapıyı açtığını belirten Angun, bu sırada kapıda olan bir silahlı binbaşının çıkamazsın ikazıyla karşılaştığını iddia etti.
'Silahlı askerler tarafından konutum basılarak vazife yapmam engellenmiştir'
Angun, konutunun önünde yaşadığı diyalogu ise şöyle anlattı:
'Binbaşıya 'kurmay başkanıyım, ordu komutanı emir verdi karargaha gideceğim' dedim binbaşı 'dur, çıkamazsın' ikazını tekrarladı ve elindeki tüfeği bana doğrultup 'seni vururum' dedi. Tekrar konutumdan içeri girmek zorunda kaldım. Binbaşı İbrahim Dede'ye 'ordu komutanının emri var' dememe rağmen Albay Bahadır Erdemli'ye itibar etmesinin mantıklı bir izahı olur. Özel olarak darbeciler tarafından gönderildiği aşikardır. Pencereden baktığımda başka askerler tarafından konutun kuşatıldığını gördüm. Konutumda hürriyetimden yoksun bırakıldığımda, Ordu Komutanı Adem Huduti'den yardım talebinde bulundum. Hürriyetimden yoksun bırakıldığımdan toplam 10 kişinin haberi vardır. Olay doğrudan benim ve ailemin can güvenliğini tehdit eden şok bir gelişmedir. Yardım talebinde bulunduğum Huduti'nin emri doğrultusunda da bu olay sonlandırılmıştır. Karargahtan çıkmam beklenmiş çıkmama müteakip sıkıyönetim mesaj emirlerinin geldiği hakkında bana bilgi verilmemiş. Silahlı askerler tarafından konutum basılarak vazife yapmam engellenmiştir. Tüm yaşanan bu olaylar planın parçası olarak darbeciler tarafından bertaraf edilmeye çalışılıp, karargahtan uzak tutulmaya çalışıldığım ortadadır.'
'Benim olaylara ilişkin ilk bilgiye ulaştığım saat 23.00 civarıdır'
Sözde Sıkıyönetim Komutanlığının mesaj emri ve darbe girişiminden haberinin olmadığını tekrarlayan Angun, 'Televizyondan gördüğüm kadarıyla bilgi sahibiydim. Erkan Varol harekat merkezini aradığımda Malatya'da herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediğimden sınırlı bir bilgiye sahiptim. Yaşanan olaylarla ilgili ne sağlıklı bir değerlendirme yapabilecek ne de başkasıyla paylaşacak bilgiye sahip değildim. Karargaha gidip Huduti ile görüştüğümde sıkıyönetim mesajlarını gördüm. Benim olaylara ilişkin ilk bilgiye ulaştığım saat 23.00 civarıdır. Konutumun İbrahim Dede önderliğinde bir kısım askerlerce basıldığından durumu net bir şekilde anlayacak kadar televizyon izleyemediğim açıktır' iddiasında bulundu.
İddianamede 2. Ordu Karargahına gidişiyle ilgili de suçlandığını hatırlatan Angun, 'Ordu komutanı emir subayı aracılığıyla arayarak ordu karargahına gelmemi emretmiştir. Benim birinci amirimdir. Dolayısıyla karargaha gitmem değil, gitmemem suçtur. Kaldı ki 15 Temmuz gecesi çoğu generaller karargahına gittiği görülmektedir. Darbecilerle hareket ediyor olsaydım darbecilerin rahatlıkla giriş çıkış yaptığı 2 no'lu nizamiyeyi kullanabilirdim' şeklinde konuştu.
'Türkiye'de sıkıyönetim mesaj emrini öğrenen en son kişilerdenim'
Kararlılıkla darbeye karşı mücadele ettiğini ve darbeciler tarafından da karargahta istenmediğini ileri süren Angun, '16 Temmuz'da saat 00.05 civarı güçlükle girebildiğim ordu karargahında sıkıyönetim mesajının geldiğini Adem Huduti ile makamında yaptığım görüşmede gördüm. Benim tüm bu gelişmelerden haberdar edilmeyişimin art niyetli oluşu ortaya çıkmıştır. Türkiye'de sıkıyönetim mesaj emrini öğrenen en son kişilerdenim. İlk görmesi gereken kurmay başkanıyken benden gizlenmesinin izahı yok. Darbecilerle hareket eden kişi olsaydım herhalde sıkıyönetim mesaj emrini en son öğrenen kişi olmazdım' dedi.
Angun, Ordu Komutanı Huduti'nin de gelen sözde mesaj emrine uyulmaması emrini verdiğini ve bu nedenle Huduti'nin de kendisi gibi darbe karşıtı olduğunu düşündüğünden birlikte faaliyetlere devam ettiğini dile getirdi. Sıkıyönetim mesaj emrini gördükten sonra tavrını bozmadığını ve darbeyi önleyici faaliyetlere devam ettiğini belirten Angun, 'Benim bu davranışım sonucu karargahtaki darbecilerle hareket ettiğimi söylemek hayatın olağan akışına uymaz' ifadelerini kullandı.
İddia makamının kendisi hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini de iddia eden Angun, hiçbir zaman FETÖ/PDY ilişkisinin olmadığını söyleyerek beraatini talep etti.
Tutuklu sanık eski Tümgeneral Avni Angun, Sincan F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla esas hakkındaki savunmasını yaptı. 100 sayfadan oluşan uzun bir savunma yapan Avni Angun, 15 Temmuz günü karargahtan ayrılırken sıra dışı bir durumla karşılaşmadığını savundu.
Kalkışmanın duyulmasının ardından bilgi almak için karargah kontrol merkezini aradığını ifade eden Angun, 'Ordu harekat merkezini başka bir bilgi var mı diye aradım. Albay Erkan Varol 'Malatya ve bizim bölgemizde bir şey yok' dedi ve sıkıyönetim mesaj emrinin geldiğinden bahsetmedi. Televizyonda hareketlilik görmem üzerine alay komutanlarını arayıp personele dikkat etmelerini, sağda solda silahlı asker olmaması, hiyerarşinin dışına çıkılmaması ve emir komutada kalmalarını emrettim. Daha sıkıyönetim mesaj emrinden haberim olmadan inisiyatif alarak ilgili alay komutanlarına ulaşıp gerekli önlemlerin alınmasını emrettim. Vekalet bıraktığım Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'yi de aradım ama benimle telefonda görüşmek istemedi. Adem Huduti'yi aradım telefona çıkan kişi ordu komutanın konutta olduğunu ancak meşgul olduğunu söyleyip görüştürmedi. Bir kez daha aradığımda ordu komutanın karargaha gittiği söylendi' ifadelerini kullandı.
Daha sonra ordu komutanının kendisini karargaha çağırması nedeniyle üzerini değiştirip konutundan çıkmak için kapıyı açtığını belirten Angun, bu sırada kapıda olan bir silahlı binbaşının çıkamazsın ikazıyla karşılaştığını iddia etti.
'Silahlı askerler tarafından konutum basılarak vazife yapmam engellenmiştir'
Angun, konutunun önünde yaşadığı diyalogu ise şöyle anlattı:
'Binbaşıya 'kurmay başkanıyım, ordu komutanı emir verdi karargaha gideceğim' dedim binbaşı 'dur, çıkamazsın' ikazını tekrarladı ve elindeki tüfeği bana doğrultup 'seni vururum' dedi. Tekrar konutumdan içeri girmek zorunda kaldım. Binbaşı İbrahim Dede'ye 'ordu komutanının emri var' dememe rağmen Albay Bahadır Erdemli'ye itibar etmesinin mantıklı bir izahı olur. Özel olarak darbeciler tarafından gönderildiği aşikardır. Pencereden baktığımda başka askerler tarafından konutun kuşatıldığını gördüm. Konutumda hürriyetimden yoksun bırakıldığımda, Ordu Komutanı Adem Huduti'den yardım talebinde bulundum. Hürriyetimden yoksun bırakıldığımdan toplam 10 kişinin haberi vardır. Olay doğrudan benim ve ailemin can güvenliğini tehdit eden şok bir gelişmedir. Yardım talebinde bulunduğum Huduti'nin emri doğrultusunda da bu olay sonlandırılmıştır. Karargahtan çıkmam beklenmiş çıkmama müteakip sıkıyönetim mesaj emirlerinin geldiği hakkında bana bilgi verilmemiş. Silahlı askerler tarafından konutum basılarak vazife yapmam engellenmiştir. Tüm yaşanan bu olaylar planın parçası olarak darbeciler tarafından bertaraf edilmeye çalışılıp, karargahtan uzak tutulmaya çalışıldığım ortadadır.'
'Benim olaylara ilişkin ilk bilgiye ulaştığım saat 23.00 civarıdır'
Sözde Sıkıyönetim Komutanlığının mesaj emri ve darbe girişiminden haberinin olmadığını tekrarlayan Angun, 'Televizyondan gördüğüm kadarıyla bilgi sahibiydim. Erkan Varol harekat merkezini aradığımda Malatya'da herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediğimden sınırlı bir bilgiye sahiptim. Yaşanan olaylarla ilgili ne sağlıklı bir değerlendirme yapabilecek ne de başkasıyla paylaşacak bilgiye sahip değildim. Karargaha gidip Huduti ile görüştüğümde sıkıyönetim mesajlarını gördüm. Benim olaylara ilişkin ilk bilgiye ulaştığım saat 23.00 civarıdır. Konutumun İbrahim Dede önderliğinde bir kısım askerlerce basıldığından durumu net bir şekilde anlayacak kadar televizyon izleyemediğim açıktır' iddiasında bulundu.
İddianamede 2. Ordu Karargahına gidişiyle ilgili de suçlandığını hatırlatan Angun, 'Ordu komutanı emir subayı aracılığıyla arayarak ordu karargahına gelmemi emretmiştir. Benim birinci amirimdir. Dolayısıyla karargaha gitmem değil, gitmemem suçtur. Kaldı ki 15 Temmuz gecesi çoğu generaller karargahına gittiği görülmektedir. Darbecilerle hareket ediyor olsaydım darbecilerin rahatlıkla giriş çıkış yaptığı 2 no'lu nizamiyeyi kullanabilirdim' şeklinde konuştu.
'Türkiye'de sıkıyönetim mesaj emrini öğrenen en son kişilerdenim'
Kararlılıkla darbeye karşı mücadele ettiğini ve darbeciler tarafından da karargahta istenmediğini ileri süren Angun, '16 Temmuz'da saat 00.05 civarı güçlükle girebildiğim ordu karargahında sıkıyönetim mesajının geldiğini Adem Huduti ile makamında yaptığım görüşmede gördüm. Benim tüm bu gelişmelerden haberdar edilmeyişimin art niyetli oluşu ortaya çıkmıştır. Türkiye'de sıkıyönetim mesaj emrini öğrenen en son kişilerdenim. İlk görmesi gereken kurmay başkanıyken benden gizlenmesinin izahı yok. Darbecilerle hareket eden kişi olsaydım herhalde sıkıyönetim mesaj emrini en son öğrenen kişi olmazdım' dedi.
Angun, Ordu Komutanı Huduti'nin de gelen sözde mesaj emrine uyulmaması emrini verdiğini ve bu nedenle Huduti'nin de kendisi gibi darbe karşıtı olduğunu düşündüğünden birlikte faaliyetlere devam ettiğini dile getirdi. Sıkıyönetim mesaj emrini gördükten sonra tavrını bozmadığını ve darbeyi önleyici faaliyetlere devam ettiğini belirten Angun, 'Benim bu davranışım sonucu karargahtaki darbecilerle hareket ettiğimi söylemek hayatın olağan akışına uymaz' ifadelerini kullandı.
İddia makamının kendisi hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini de iddia eden Angun, hiçbir zaman FETÖ/PDY ilişkisinin olmadığını söyleyerek beraatini talep etti.