'Madem Büyükşehir'in araç sayısı tamdı niye 106 araç aldı?'
Mahir Temur yine çok konuşulacak bir röportaj yaptı. Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile Mahir Temur'un söyleşisi yayında.
Çoktandır yapmak istediğim ama bir türlü yapamadığım Mehmet Çınar röportajını sonunda yapabildim. Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile çok konuşulacak bir söyleşi gerçekleştirdik. Paris'te alınan ödülü, tasarruf tedbirlerini, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'ın Yeşilyurt Belediyesi ile ilgili tavrını, araçları, başkan yardımcılarını ve daha birçok soru sordum.
Röportajı Yeşilyurt Belediyesi'nin serasında yaptık. Biraz uzun ama sıkılmadan okuyacağınıza eminim.
Hadi başlayalım…
MAHİR TEMUR: Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. İlk sorum şu olsun: Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden geldiniz. 31 Mart seçimlerinden sonra Yeşilyurt'un Belediye Başkanı seçildiniz. Seçildikten sonraki dönemi sormak istiyorum. Çünkü seçimden önce proje açıklayan tek AK Partili adaydınız. 15 ayda neler yaptınız?
MEHMET ÇINAR: Seçimden önce 45 tane proje açıkladık. Malatya'nın yeni yüzü, en büyük ilçesi ve en fazla tercih edilir bölgesi olarak bu açıkladığımız 45 projenin 27'sini nisan ayında tamamlamıştık. 3 projeye daha başladık. Sera, Gündüzbey ve Şahin Tepesi projelerine de başladık. Şu an 30 diyebiliriz.
SORU: Bu açıkladığınız 45 projenin kaçı eski dönemden kalma projelerdi?
MEHMET ÇINAR: Tamamen bizim açıkladığımız ve yeniydi. Emanet Çarşısı mesela önceden bina olarak düşünülüyordu. Temeli atılmıştı ama biz onu şekillendirdik. Ya da Ambalaj Atığı projesini imalata başlamıştık ama biz bitirdik. Mesela Gedik'te Çoban Müzesi yoktu ama biz onu ekledik. Cezaevi Müzesi'ndeki çoğu alanları biz eklettirdik. Bunlar belki taslak halinde önce düşünülüyordu ama zaten eski dönemde de bu işlere baktığımız için bunları planlayan da bizdik. Biz onları detaylı bir ayrım yapmadık. Dedik ki, reel olarak bunların hangilerini yaparız? Çünkü hayalci de davranmamamız lazım. Belediyenin ekonomik şartları, fiziki imkânları ve öngörülebilir gelir kaynaklarına göre de hareket etmek durumundaydık. Bu kapsamda projeler hazırladık. Mesela Belediye Hizmet Binası başlı başına bir proje ve çok önem verdiğimiz bir proje. Birkaç yıldır uğraştığımız bir türlü yer ve ekonomik anlamda netleştiremediğimiz bir projemizdi.
SORU: Yeri tam olarak neredeydi?
MEHMET ÇINAR: Şu anda eski SSK Hastanesi dediğimiz Beydağı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin olduğu yerin köşe kısmı.
SORU: Kaç metrekare alan?
MEHMET ÇINAR: 10,5 dönümü bize ait, geriye kalanı TOKİ'ye ait.
SORU: Kısaca Yeşilyurt Belediyesi'nin yeni binasından biraz bahseder misiniz?
MEHMET ÇINAR: 6 katlı ve 2 katı da bodrumu olan toplamda 8 katlı ve 21 bin 500 metrekareden oluşan bir hizmet binası yapıyoruz. Şu anda en büyük belediye Battalgazi Belediyesi metrekare olarak ama ondan da 4 bin metrekare daha büyük bir belediyesi binası olacak.
SORU: Kaç yılında hizmete açılacak?
MEHMET ÇINAR: Hedefimiz 2 yılda taşınmak.
SORU: Röportajımızı Yeşilyurt Belediyesi'nin Seracılık alanında yapıyoruz. Bu projeniz sanırım Malatya'da ilk defa yapılıyor.
MEHMET ÇINAR: Türkiye'de de belki azdır.
SORU: Bir de Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünüz var. Bu da daha önce görmediğimiz bir gelişme. Demin seraları gezdik. Burada tam olarak neyi hedefliyorsunuz?
MEHMET ÇINAR: Yeşilyurt ile ilgili öngörülerimizi kendimize hedef olarak belirlememiz gerekiyordu. Bunun için de birtakım standartların ve bu bölgeye ait birtakım objelerin olması gerekiyordu. Birincisi artık kendini kanıtlamış olan Organize Bölgesi ilçemiz sınırlarında. Yeşilyurt dışarıdan bakıldığı zaman bir sanayi şehri diyebiliriz. Ama öbür tarafta bakıldığında Malatya'da coğrafi tescil işareti alan 4 ürün var. Bunların üçü Yeşilyurt ilçemizde. Kayısımız zaten Malatya geneline hitap ediyor ama bizim ilçemizde kayısıdan ayrı bir ilçe değil. Yeşilyurt dalbastı kirazımız ve Banazı Karası üzümümüz var. Bunlar tescil edilen üç ürünümüz ama dünya kadar tescil aşamasında ve tescil bekleyen ürünlerimiz var. Yeşilyurt'a has Kızılcığımız var. Kozluk vişnemiz var ve bölgede örneği olmayan bir ürünümüz. Aromasıyla lezzetiyle özel bir ürün. Ama kimse bilmiyor. Biz sanayide iyiyiz ama aslında tarımda da iyiyiz. Bunu bizim öne çıkartmamız lazım.
SORU: Üreticiyi özendirmek mi istiyorsunuz?
MEHMET ÇINAR: Şimdi ne kadar çok çeşitli alanda çalışılırsa şehir o kadar dinamik olur ve hızlı gelişir. Ben buna inanıyorum. Bunun gelişmesi için de bizim alan açmamız lazım ve ortam oluşturmamamız lazım. Seracılığı Malatya'da yapan yok. Belediye olarak da yapan yok şahıs olarak da yapan yok. Bu iş bir Rusya'da yapılıyorsa, soğuk memleketlerde yapılıyorsa biz niye yapmayalım. Bizim güzelim güneşimiz var, havamız güzel, toprağımız güzel, suyumuz bol. Biz niye yapmayalım, dedik. Bu kapsamda Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünü kurduk. Burası işin bir ayağı...
SORU: Burada çıkan ürünleri nerede kullanıyorsunuz?
MEHMET ÇINAR: Şu anda burası 12 bin metrekarelik bir alan. Hali hazırda 6 tane sosyal tesisimiz çalışıyor. Yemek fabrikamız çalışıyor. Bir marketimiz çalışıyor. Yöresel Ürünlerimiz çalışıyor. Bir de yeni bir market çalışmamız var. Çıkan ürünleri burada kullanıyoruz. Amacımız tamamen doğal, temiz ve ata tohumundan üretilmiş ürünleri bulundurmak ama biz sadece kendimiz için yapmıyoruz. Mesela bu yıl biz 100 bin fide dağıttık. Bu fidelerin 70 binini belirlediğimiz çiftçilere verdik. Yaklaşık 40 çiftçimize dedik ki, bu ürünleri yetiştireceksiniz ve belirlediğimiz pazar alanlarında satacaksınız. 11 pazar alanımızda bunları satarken belediyemiz tarafında ata tohumlarımızın kontrollü bir şekilde üretilen ürünlerimizdir, diyeceksiniz vatandaşa. Onlara iş öğretiyoruz, istihdam alanı oluşturuyoruz ve doğal temiz ürünlerimizi halkımızla paylaşmış oluyoruz. Bu şekilde birkaç faydayı birlikte oluşturuyoruz. Bunun yanında Meyvecilik Araştırma Enstitüsü'nden almış olduğumuz 200 dönüm alanda nohut, fasulye ve kendi yeşil alan ihtiyacımız için rulo çim ekimini gerçekleştirdik. Bu ürünleri de yine halkımızla buluşturacağız. İleride bu ürünlerimizi hem yurtiçinde hem de yurt dışında kuracağımız internet siteleri üzerinden satışını yapacağız.
SORU: Başkan'ım 31 Mart seçimlerinden sonra "tasarruf tedbirleri" kavramı tüm Türkiye'ye ve Malatya'ya yerleşti. Herkes aşina oldu bu kavrama. Önce araçları sormak istiyorum. Seçimlerden sonra Yeşilyurt Belediyesi'nin kiralık araçlarını nasıl değerlendirdiniz?
MEHMET ÇINAR: Biz göreve geldiğimiz zaman yaklaşık 250 kiralık ve belediyemize ait araçlarımız vardı. Süresi dolan 50-55 kiralık aracın yeni sözleşmesini yapmadık. Yanlış hatırlamıyorsam kiralık ve satın alınan araçlar yarı yarıyaydı. Atıl durumda olan özellikle geçmiş Belde Belediyelerinden ne kadar araç varsa ihaleye çıkartıp sattık. Lüks araçlarda vardı hizmet araçları da vardı. Onların hepsini sattık. Şu anda kiralık dâhil 190 civarı aracımız var. Yaklaşık 60 aracımızı pasivize ettik.
SORU: Yeşilyurt Belediyesi'nin şu an kiralık dâhil 190 aracı mı var?
MEHMET ÇINAR: Şu an kiralıklar da dâhil. Bu kiralıkların da 40 tanesi bizim Belediye şirketi Yeşilyurt İnşaat'tan kiraladığımız araçlardır. Onların da süresi bu ay itibariyle doldu.
SORU: Yenileyecek misiniz?
MEHMET ÇINAR: Biz şöyle düşündük. Belediye şirketimiz şu an güçlendi. Şu anda ciddi işler yapıyor. Bu araçlar 5-6 yaşındaki araçlar. Hizmet alanında kullanılan araçlar. Aslında satın almayı planlıyorduk. Bu pandemi süreci ile beraber dünya genelindeki ekonomik daralma ile birlikte bugün sıfır araç temin etme şansı yok.
SORU: Kurumsal şirketlerin de kiralık araca döndüğü bir dünyada sizce satın alma mı yoksa kiralık araç mı mantıklı?
MEHMET ÇINAR: Mahir Bey ben şöyle ifade edeyim. Geçen yıl satın almak daha mantıklıydı. Şimdi dinamik bir ekonomik yapı var. Şu an dersen kiralık araç daha mantıklı. Birincisi araç yok. İkincisi, şu anda araç çok pahalı. Şu an bir galeriye gittiğinizde 4 ay sonra size araç vereceklerini söyleyecekler. Şimdi siz hizmetin bir gün aksatabilir misiniz? Geçen yıl 100 bin lira olan bir araç bugün 150 bin lira. Geçen yıl kirası 3 lira olan bir araç bu yıl 4 lira olmuş ama fiyatı yüzde 50 artmış. Bugünkü şartlarda yapmış olduğum araştırmada kiralamak daha mantıklı. Bir de kamu aracı olunca insanlar kendi özel aracı gibi davranmıyorlar. Bizim mantığımız kamu aracı olunca sıfır alınmak zorunda. 3-4 yıl sonra masrafa gelince elden çıkartmak gerekir. Yoksa rantabl olmuyor.
SORU: Geçen hafta Yeşilyurt Belediyesi'ni 90 milyon borçla devraldığınızı açıkladınız. Şu anda Yeşilyurt Belediyesi'nin net borcu kaç milyon?
MEHMET ÇINAR: Biz bu dönemde 90 milyonun yaklaşık 30-35 milyonu piyasa borcuydu. Geriye kalan borç kamu borcuydu. Şu anda piyasaya bir kuruş borcumuz kalmadı.
SORU: 15 ayda 35 milyon piyasa borcunu ödedik diyorsunuz. 60-65 milyon borcumuz mu var diyorsunuz?
MEHMET ÇINAR: Piyasaya bir kuruş borcumuz kalmadı. Yani 60 milyondan da aşağıdır. Tabii Kamu borcunu biz totalde şöyle hesaplıyoruz. Kurumlarda olan alacağımızı ve borcumuzu karşılıklı dengeliyoruz ve bu dengeleme yapıldıktan sonra 50-60 milyon civarı kamu borcumuz kaldı. Çok borcumuz kalmadı. Onu da toparlayacağız.
SORU: Bu süre içinde Yeşilyurt Belediyesi'nin iki şirketi vardı. Yeşilyurt İnşaat'ı kapattınız. Zarar mı ediyordu yoksa İŞGEM ile birleştirdiniz mi?
MEHMET ÇINAR: Şirket evliliği diye bir tabir var. Birleştirip daha güçlendirdik. Muhasebesi tek, genel müdürü tek, idari binası tek, hizmet araçları tek... Bu birleşme olunca kar marjı arttı. Ciddi tasarrufta yaptık.
SORU: Zarar eden bir sosyal tesisiniz var mı?
MEHMET ÇINAR: Şu anda yok. Ama geçmişte vardı.
SORU: Emanet Çarşısı'nı sormak istiyorum. Hayırsever bulmakta zorlanıyor musunuz?
MEHMET ÇINAR: Gerçekten bu kadar sahipleneceğini düşünmüyorduk. Orada bu kadar verimli çalışacağımızı gerçekten düşünmüyorduk. Ama sistemi sağlam kurduk. Bizim orada yaptığımız tamamen kontrollü bir şekilde ve sistematik bir şekilde ihtiyaç sahibi ailenin gözetilmesidir.
SORU: Şu anda kaç ihtiyaç sahibi var?
MEHMET ÇINAR: Şu anda Emanet Çarşısı'ndan direkt yararlanan ve vermiş olduğumuz puanlarla düzenli yardım alan bin 300 kişi var. Ama bunun dışında da ramazan ayında, deprem günlerinde ve pandemi sürecinde 10 bin civarında paket dağıttık. Bu birkaç ay içinde. Kaymakamlıkla da Kızılay'la da beraber çalışıyoruz. Önceki yıllara göre yardım miktarımız 100 katı artmıştır.
SORU: Seçildikten sonra ekip noktasında bazı değişiklikler yaptınız. Ama Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nü şefliğe düşürdünüz. Sonra direkt kendinize bağladınız. Basın birimini müdürlükten niye düşürdünüz?
MEHMET ÇINAR: Aslında basını müdürlükten düşürmedik. Geçen yıl yeni geldiğimiz zaman piyasaya 30-40 milyonluk borcumuz vardı ama bizi bunaltan borçlardı. Her gün üç kişiyle görüşüyorsak bunun biri alacaklıydı. İşle ilgili bir kuruma gelince o kurumu kontrol altına almak lazım. Kontrol nasıl alınır? Bir kere bütçe ile alınır. Organizasyonla alınır. Yanında güvenebileceğin, senin fikriyatını, çalışma sistemini ve seni anlayabilecek dinamik bir ekiple yeni bir yapılanmaya gittik. Yapılanmaya giderken birleştirip güçlendirelim mantığıyla hareket ettik. O kapsamda da birbiriyle ilgili Bilgi İşlem, İnsan Kaynakları ve Basın Müdürlüğü'nü güçlendirelim diye birleştirdik. İnsanoğlu bir şekilde deneme yapar diyeyim ama bir şekilde risk almak durumunda kalıyor.
SORU: Üç birimi bir birime bağladınız.
MEHMET ÇINAR: Üç birimi bir birim olarak güçlendirmek istedik. Çünkü üçü de çok çok büyük birimler değildi. Ama sonradan verim alamadığımızı görünce yeniden düzenledik.
SORU: Basın birimi şu anda direkt size bağlı?
MEHMET ÇINAR: Basın önemli çünkü ben süreç içerisinde şunu gördüm. Siz Malatya'da yaşıyorsunuz. Burası 15 aydır açılmış ama ilk defa geliyorsunuz. Ben de fırsat bulup anlatamadım. Siz de talep edip inceleyemediniz.
SORU: Ben talep ettim Başkan'ım…
MEHMET ÇINAR: Şimdi şehrin merkezinde aslında ve Belediye'mize 200 metre uzaklıkta bir yerde. Yapılana anlatamadıktan sonra yapılmış olmanın hiçbir anlamı yok. Bu kapsamda bizde birimlerimizi çek ettik. Ben özel sektörden gelen biriyim. Kurumlarda ister istemez hantallığı… Belediyenin hantallığı, yarına bırakılması ya da bürokrasinin klasik ötelemeleri bize göre değil. Biz sabırlı insanlar değiliz yani. Bi iş ya olur ya olmaz yani. Bu kapsamda yaptığımız değişikliklerde bu şekilde bir değişiklik yaptık. Zabıta Müdürlüğü hem Zabıta işlerine bakıyor hem de ruhsat denetim işlerine bakıyor. Ruhsatı ayrı gönderiyorduk Zabıtayı ayrı gönderiyorduk. İki ayrı araç iki ayrı ekip iki ayrı mesai… Bizi zorluyordu. Zabıta ile Ruhsat Denetimi birleştirdik. Tek müdürlük yaptık. Yine Çevre birimimiz vardı. Onu da birleştirdik. Burada da üç birimimizi birleştirmiş olduk. Yanlış bilmiyorsam 23-24 müdürlüğü 18 müdürlüğe indirmiş olduk. Biz gelişen, ufku olan ve gelecek vaat eden bir belediyeyiz. Bunun için ne yapmamız lazım. Sürekli araştıran, geliştiren ve bölgeye yenilikler katan bir ekibimizin olması lazım. Bunlar kim? Bunlar da AR-GE Müdürlüğü kapsamında olabilir, dedik ve bu birimi kurduk.
SORU: Bu yeni bir birim mi?
MEHMET ÇINAR: Tabii tabii geçen sene kurduk.
SORU: Malatya'da olan bir birim mi?
MEHMET ÇINAR: Başka belediyelerde yok. Belki Büyükşehir'de vardır ama ilçe belediyelerinde yok. AR-GE yok, Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü yok, Etüt Proje Müdürlüğü yok, Gençlik Spor Müdürlüğü yok, Halkla İlişkiler yok. Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü… Sadece bizde var. Toplam müdürlüğümüzün üçte biri diğer belediyelerde olmayan, ufuklarının olmadığı, kendilerinin ulaşamadığı ya da bu şekilde becerilerinin olmadığı bir müdürlük… Yok diye ben yapmayacak mıyım?
SORU: Ekibi konuşuyorken kısa zaman önce dört başkan yardımcınız ile ilgili bir tasarrufunuz olmuş. Görev ve sorumluluklarda bir değişim yapmışsınız. Niye bir değişikliğe gitme kararı aldınız?
MEHMET ÇINAR: İdareciyiz. Her şeyi görüyoruz. Bir birim başta nasılsa ondan sonra da aynı şekilde gidiyor. Bir de ilk 6-7 ayın heyecanı hiçbir zaman yakalanmıyor. O heyecanla, birimle ilgili sorumlu arasında iletişim birliği yakalandığı zaman orada çok güzel başarı elde ediliyor. Bazen birimler arası iletişimde kopukluk olmuyor ama yeni bir değişikliğin yeni bir hareketlenmeye de fırsat vereceğini düşünüyorum. Belediyeye dinamizm getiriyor bu tür değişiklikler.
SORU: Yaklaşık 3 yıl önce Fen Lisesi ile ilgili bir projeniz vardı. Başkan Yardımcılığınız döneminde başlayan ama sizin başkanlığınızda devam eden bir projeniz vardı. Bu 3 yıldır mücadele verdiğiniz proje sizin de olmadığınız bir zaman diliminde Malatya Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri tarafından red edildi. Niye bu proje kabul edilmedi? Başkan Gürkan'a sordunuz mu?
MEHMET ÇINAR: Biz 5 dakika ile geciktik. O gün Bakan Bey buradaydı. Bakan Bey'in programındaydık. Meclis salonuna girdiğimiz zaman kabul edilmemişti. Sebebini sorduk tabii. Sebebi ile ilgili, bilgisi dâhilinde olmadığı ile ilgili bir açıklama yapıldı.
SORU: Tatmin oldunuz mu?
MEHMET ÇINAR: Biz Yeşilyurt Belediyesi'ndeyiz ve altüstü Meclis'e 30 tane gündem geliyor. Bunların içinde de önemli olan 3-5 tane gündem var. Bunlardan da bir belediye başkanının haberi yoksa o başkanlığın bir anlamı yok. Ben belediye başkanı olacağım ama benim Meclis'teki gündemden haberim olmayacak.
SORU: Peki konu ile ilgili bunu düzelteceğine dair bir konuşma oldu mu? Israrcı oldunuz mu?
MEHMET ÇINAR: Biz ısrarcı olduk. Defaten de görüştük. Oradan inşallah olumlu bir dönüş bekliyoruz. Basiretli bir yönetici oranın Malatya için faydalı bir proje olduğunun bilincinde olmalı diye düşünüyorum.
SORU: Bu sorumla paralel Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile ilgili durumunuzu sormak istiyorum. Son yağan kar yağışından sonra Başkan Gürkan alenen “Yeşilyurt Belediyesi'nin galiba araçları yetersiz” tarzı bir cümlesi olmuştu. Araçlarınız yetersiz mi?
MEHMET ÇINAR: Bizim araçlarımız eksik değil. Kendileri yeni araç aldığına göre kendilerininki eksikmiş. Böyle bir açıklama yapıldı. O da akla ziyan gereksiz bir açıklamaydı. Zaten eksiğimiz olan 6-7 tane kiralamıştık. Kendilerinin o da yoktu. Zaten ana arterler açık değildi. Ara sokaklarda çok sıkıntı yoktu.
SORU: Bu tür durumlarda bir koordinasyon içerisine giriyor musunuz?
MEHMET ÇINAR: Tabii tabii… Karla mücadelede Büyükşehir Belediyesi'nin AYKOME birimi var.
SORU: Paslaşıyor musunuz?
MEHMET ÇINAR: O anlamda paslaşıyoruz. Paslaşıyoruz ama araç sayısı yetersiz olunca… Geçmişte Büyükşehir'de çok ciddi kiralık araçlar vardı. Bunların hepsini geri iptal edince haliyle araç yetişmedi. Bizim zaten standardımız belli, araç sayımız belli… Değişmedi hatta arttı. Biz bu yıl 6-7 araç kattık envanterimize. Madem Büyükşehir Belediyesi'nin araç sayısı tamdı niye 106 tane araç aldı? Onu sormak lazım.
SORU: Geçtiğimiz ocak ayında bir ödül olayı patlak verdi. Belli bir program halinde ilerliyorsunuz. Bazı durumlarda hızlı kararlar alıyorsunuz. Bu ödül olayını bir hata olarak görüyor musunuz?
MEHMET ÇINAR: Ben hata olarak görmüyorum. Kent Araştırma Enstitüsü'nün Türkiye geneli hatta dünyada da bazı belediyelerin katıldığı bir yarışması vardı. Biz de Belediye'mizde kendi emek verdiğimiz, dünyanın parasını harcadığımız milletin parasını Çırmıhtı'da yerler satın aldık. Kendi paramızla satın almadık. Kurumumuzun parasıyla satı aldık. Bu yerleri restore ettik. Şu anda orayı inşallah kurmuş olduğumuz Lezzet Caddesi, Gastronomi Merkezi, müzelerle, geçmiş kültürümüze ait objelerle çekim merkezi yapacağız. Böyle bir projenin sunulması ve bu projenin de Cumhurbaşkanı'mızın baş danışmanı Yerel Yönetimlerden Sorumlu Şükrü Karatepe'nin de himayesinde olması gerçekten çok güzel ve güzide bir organizasyondu. Bizde buna katıldık.
SORU: Bu ödül için Yeşilyurt Belediyesi bir para harcadı mı?
MEHMET ÇINAR: Belediye bir para vermedi. Sadece bunlar ile ilgili ödül töreni UNESCO'da yapıldığı için...
SORU: Aslında UNESCO binasında ödül verildiği için farklı bir algı oluştu.
MEHMET ÇINAR: Tabii… İsmi UNESCO olduğu için… Tabii prestij bir bina. Dünya tarafından önemsenen bir bina… Zaten biz açıklama yaptığımızda Fransa'nın başkenti Paris'te UNESCO binasında yapılan ödül töreni dedik. Yani ödülün içeriği de tabii ki kıymetli ama yerinin UNESCO olması bazılarına battı. Bazılarının hoşuna gitmedi.
SORU: Başkan'ım açık konuşmak gerekirse şu şekilde bir algı oluştu. Siz belediye olarak bir para harcayarak ödül aldınız algısı oluştu.
MEHMET ÇINAR: Mahir Bey siz gazetecisiniz. Şu anda ulusal kanalda bir belediye başkanının veya bir siyasetçinin reklamının yapıldığını düşünün. 10 dakikalık bir reklam için en az 50 bin lira almazlar mı? Şimdi NTV veya CNN Türk'ü çağırdık. Gelin Yeşilyurt'umuzu anlatın. Anlatırken de bunun gidiş-geliş yol parası, buradaki konaklama parası… Bunların atıyorum 20 bin lira veya 50 bin lira gibi giderleri var. Kurumlar gidip bunları yapmıyor mu? Yanımda CHP İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün vardı. 20 yıllık belediye başkanı… Dedim Başkan'ım siz hangi alanda ödül aldınız? Dedi ki Bilgi İşlem dalında ödül aldım. Bilgi İşlem dalında güzel bir proje hazırlamış. Gerçekten de nitelikli. Bu tarafımda da genç bir arkadaş oturuyordu. Belediye başkanı olduğunu da bilmiyordum. 31 yaşında Tokat'ın bir ilçesinde belediye başkanıymış. Üzüm yaprağı meşhurmuş oranın. Bu üzüm yaprağını nitelikli hale getirmiş. Ambalajlamış. Salamurasını, tuzlusunu, biberlisini gibi nitelikli hale getirmiş. Bundan 15 milyon lira gelir elde etmiş. Nüfus olarak Akçadağ kadar bir ilçeymiş. 15 milyon kar bir ilçeye dünya kadar yatırım yaptırtır. Ben bu genç belediye başkanını tebrik ettim.
SORU: Herhâlde gidiş-geliş, konaklama gibi masraflarınız olmuş anladığım kadarıyla.
MEHMET ÇINAR: Tabii tabii. Adamlar diyor ki ödülü UNESCO gibi bir binada vereceğiz. Burası prestijli bir yer olduğu için ve reklam ve tanıtım noktasında daha çok ses getireceği için gidiş-geliş masrafları size ait dediler. En düşük bir yurtdışı uçak bileti 2-3 bin Eura'dan aşağı değil. Bizde zaten iki kişi gittik.
SORU: Bunun üzerine sizin de dahlinizin olmadığı bir durumda ödül dönüşü Malatya Havalimanı'nda bir karşılama töreni yapıldı. Dahliniz yoktu değil mi?
MEHMET ÇINAR: Biz göz önünde insanlarız. 320 bin nüfuslu bir ilçenin ödül alması bazı insanların duygularını kabarttı ve kendini motive etti. Bu kapsamda başkanımız ilçemize bu güzel ödülü getirdi ama bizde gidelim başkanımızı onore edelim yaklaşımı olmuş. Böyle şeyler olabilir. Basit bir organizasyondu. Keşke olmasaydı. İsrafa gerek yok.
SORU: Sizin dahlinizde değildi.
MEHMET ÇINAR: Ben niye isteyeyim ki? Ben kendi projemi anlatamıyorum. Niye kalkıp basit şeylerle uğraşayım ki?
SORU: Başkan'ım özel bir soru sormak istiyorum. Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Özel bir hayatınız var mı?
MEHMET ÇINAR: Benim özel bir hayatım yok. Spor yapmam. Sadece doktora çalışmam için fırsat buldukça ders çalışıyorum. Bazen kitap okuyorum. Bazen de İngilizce çalışıyorum. Aslında zaman bulamıyorum.
SORU: Eşinizle, çocuklarınızla dışarıda bir yemek yiyebiliyor musunuz?
MEHMET ÇINAR: Çok olmuyor maalesef. Zaman bulamıyoruz. Fırsat buldukça ailemize zaman ayırmaya çalışıyoruz ama çok yoğun çalışıyoruz.
SORU: Siyasette başka hedefleriniz var mı?
MEHMET ÇINAR: Siyasette hiçbir zaman hedefimiz olmadı. Kendimi siyasetçi olarak da görmüyorum. Biz hizmetkârız. Hamallık yapıyoruz. Şehrimizin gelişmesinin hamalıyız. Bir şeyler yaptığımıza da inanıyoruz. Özgüvenimiz yüksek. Ekibimiz gerçekten iş bilir. Kaliteli ve kafası çalışır insanlardan oluşur. Proje üreten, bilgisini arttıran, yeni alanlar açan, kendisini geliştiren, topluma örnek olan bir ekiple çalışıyoruz. Bu da bizi gururlandırıyor, mutlu ediyor.
SORU: Son sorum yerel basın ile ilgili… Yerel basını takip edebiliyor musunuz? Nasıl buluyorsunuz?
MEHMET ÇINAR: Ben İstanbul, Ankara'daki belediye başkanları ile görüştüğümde diyorlar ki bizim yerel basın ile bir işimiz yok. Bizde de tam tersi. Nedense ulusal basınla işimiz yok gibi bir algı oluşmuş Malatya özelinde.
SORU: Malatya halkına direkt hitap ettiğiniz için… Ankara ve İstanbul daha genel olabilir.
MEHMET ÇINAR: Şimdi Yeşilyurt 320 bin nüfuslu ama bakıyorsun Ankara ve İstanbul ilçe belediyelerine, aynı şekilde 300-320 bin nüfusları var. Onlar Türkiye'ye hitap ediyor, Türkiye'ye örnek oluyor. Bizim de aynı nüfusumuz var ama Doğu'da olduğumuz için…
SORU: Aslında bu yerel basının sorunu değil mi? Bizden çıkıp ulusal basına gitmesi lazım haberlerin.
MEHMET ÇINAR: Sizden de çıkmıyor. (Burada gülüyoruz) Maalesef yerel basın işini daha iyi yapabilir. Daha özverili çalışabilir. Ama keşke daha oturaklı, nitelikli ve üretken olabilse… Daha özverili olabilse… Yerel basın iyi değil demeyeyim ama her zaman daha iyisi vardı. Ben inşaat mühendisiyim. İnşaatta ben iyi biliyorum derim ama benden daha iyi bilen mutlaka vardır. Bir sürü insan vardır. Bilenden daha iyi bilen vardır. Biz bilgiyi zaten keşfetmedik.
SORU: İçerden biri olarak söyleyeyim ki buradaki sıkıntı bana göre gazeteciler ile siyasiler arasında mesafenin korunamaması galiba.
MEHMET ÇINAR: Hem mesafe korunamaması var hem çok fazla var. Sayının çok olması ister istemez kaliteyi etkiliyor. Maalesef bazı basındaki arkadaşlar, sizi tenzih ederim ama kendini çok yetiştirmeden bu piyasanın içerisine giriyor. Böyle ben nerden ne koparırımın hesabına düşünce haliyle ister istemez küçük dedikoduların içerisine düşüveriyor. Net olmak lazım. Biz belediyecilik yapıyoruz. Belediye hizmetleri yürütüyoruz. Ya iyi yaparız ya yapamayız. Ortası yoktur. Ben ortasına kesinlikle karşıyım. Ya hedefin en iyi olacak ya da yapmayacaksın. Seracılık mesela… İyi yapmayacaksan yapma kardeşim.
SORU: Bu tür gazetecileri de yine siyasetçiler var etmiyor mu?
MEHMET ÇINAR: Gazetecilerin en çok gidip muhatap olduğu haliyle belediyeler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri… Mutlaka etkisi olabilir ama daha iyi niye olmasın ki?
SORU: Başkan'ım çok teşekkür ederim tekrar. Röportajımız bitti. Son sözleriniz varsa alabilirim.
MEHMET ÇINAR: Ben teşekkür ediyorum. Yeşilyurt'umuz her geçen gün büyüyor, ilerliyor, güzelleşiyor. Bizim de hedefimiz Türkiye'de Yeşilyurt Belediyesi'ni marka belediyeler arasına ulaştırmaktır. Bu alanda en iyiler arasına yerleştirmek. Bunun için de ekibiz ile birlikte özverili bir şekilde gece-gündüz çalışıyoruz. Yeniliğe açık, genç, dinamik, üretken bir belediyeciliği önemsiyoruz. İnşallah bu yapmış olduğumuz çalışmalarla da artık biz yereli toparladık diyebilirim. Artık uluslararası arenada da kendimizi göstermek gerektiğine inanıyorum. Bu kapsamda arkadaşlarıma bu telkinde bulunuyorum. Gelecek günlerimiz inşallah geçmiş günlerimizden çok çok daha iyi olacak. Bu güzel sohbet için de ben tekrardan teşekkür ediyorum. İşlerinizde başarılar diliyorum.
Röportaj: Mahir Temur - mahirtemur@gmail.com