Erler, 15 Temmuz gecesini anlattı
Malatya'da 15 Temmuz darbe girişiminin en rütbelisi dönemin 2.Ordu eski Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin de yer aldığı 76 sanığın yargılanması sürüyor. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuksuz yargılanan erler 15 Temmuz gecesinde 2. Ordu Komutanlığında yaşananları anlattı.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesine dönüştürülen Yakınca Spor Salonunda yapılan ilk duruşmada öğleden sonraki oturumda tutuksuz yargılanan erlerin savunmaları alındı. 2.Ordu Komutanlığı'nda 15 Temmuz günü er olarak görev yapan Soner Kaya, darbe gecesi erkenden koğuşta uyuduğunu ve gece olduğunda nöbete uyandırıldığını belirterek , “Garaj bölgesine devriye onbaşı ile birlikte 02.30-04.30 nöbetine gittim. Benden sonraki nöbetçi gelmediği için nöbet yerini terk etmedim. Saat 07.00 sıralarına kadar garaj bölgesinde bekledim. Sabah 7'de nizamiyeden bir asker gelerek nizamiye bölgesinden bir albayın emir vererek araç istediğini söyleyince bende ulaştırma takımında olduğum için garajda bulunan transit bir aracı nizamiyeye götürdüm. Orda Kemal Yüzbaşı vardı anahtarlarını benden aldı ve benle birlikte 3-4 kişiyi nizamiye bölgesinde kaldırıma oturttu. Kemal Yüzbaşı havada drone uçarken kemal yüzbaşı emir verdi ateş etmemiz için. Bende ateş ettim 2-3 el. Daha sonra ateş kes emri verdi. Bu sırada nizamiye dışında bize ateş edilmeye başlanıldı ben dışarıdan polislerin ateş ettiğini söyleyince Kemal yüzbaşı onlar bizim düşmanımız bizi öldürmeye çalışıyorlar dedi. Benim kurşunumla ölmek istemiyorsan ateş et şeklinde beyanda bulundu buna rağmen ben nizamiye dışına ateş etmedim. Bir zaman geçtikten sonra karargah binasının olduğu bölgeye kaçtım yanımızda Kemal Yüzbaşı da vardı. Yanımda başka bir askerle daha sonra polisle irtibata geçerek nizamiye dışına çıkarak teslim olduk. Herhangi bir dışarıya karşı ateş etmişliğim yoktur, sadece droneye karşı ateş ettim. Dışarıya asla ateş etmedim” diye konuştu.
Kaya, nizamiyede bulunan Yüzbaşı Kemal Keskin'in kendilerine “Kaçan olursa vatan hainidir, sizde kaçanlar gibi kaçarsanız vatan hainisiniz. Sizi kaçarken görürsem vururum' diye söylediğini ileri sürdü. Ben vatan borcumu ödemeye geldim, şehitlerimize olan borcumu ödemeye Kaya, “Bende askere herkes gibi bu vatanı korumaya geldim. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Tutuksuz yargılanan er Muhlis Tunç da, darbe girişiminden 1,5 ay önce Malatya'ya geldiğini belirterek, “Okuma yazmam yoktur, cahilim. Darbenin ne olduğunu da bilmiyorum” iddiasında bulundu. Darbe girişimi gecesi koğuşta olduğunu ve ismini hatırlamadığı kişiler tarafından uyandırıldıklarını kaydederek, “Uyandıktan sonra aşağı inmemizi söylediler. Herkes silahlansın tatbikat var diye söylediler. Nizamiye bölgesine geldik burada Kemal Yüzbaşı bize tatbikat var mevzi alın dedi. Sonrasında yine Kemal Yüzbaşı bize ‘Halk olsun, polis olsun, kimse içeriye girmeyecek. Girerse ateş açın' dedi hatta ateş açmayana ‘ben sıkarım' diye sözler de söyledi. Ben bu arada havaya 2 el ateş ettim. Sonrada yavaş yavaş ağaçların arkasına kaçtım ve oradan da koğuşlar bölgesine gittim, sonra da polise teslim oldum” dedi.
2. Ordu Komutanlığında görev yapan onbaşı Adem Cangüven de, kendisinin 16 Temmuz günü için izin aldığını hatta otobüs biletini bile aldığını ifade etti. Cangüven, darbe girişimi gecesinde Vali Mustafa Toprak'ın beraberinde Emniyet Müdürü ile birlikte nizamiyeye geldiğini söyleyen Cangüven, “İstirahat etmek için koğuşa gittim, bu sırada Ani Müdahale Mangası (AMM) görevlisi koğuşa gelerek tatbikat olduğunu ve 10 gönüllüye ihtiyaç duyduklarını söyledi. Bende gönüllü olarak kalktım ve 10 kişi ile birlikte nizamiyeye doğru gittik. Bu sırada saat 20.00 sıralarıydı. Orada takım komutanı olan Hüseyin Çakıcı Üsteğmen ile Kemal Yüzbaşı bizi karşıladılar. Yüzbaşı Kemal Keskin bize mevzi emri verince mevzilenip silahları çapraz tutuş şeklinde bir süre bekledik. Daha sonra nizamiyeye Malatya Valisi geldi. Vali ile Kemal Keskin diyalog içerisine girdiler, ben bu sırada Kemal Keskin'in 3-5 adım gerisinde duruyordum konuştuklarını duyabiliyordum. Vali içeriye girmek istediğini söyleyince Yüzbaşı Kemal Keskin emir gelmeden kendisini içeri alamayacağını söyledi hatta Ordu komutanının içeride olduğunu kışlaya giriş çıkışların yasak olduğunu da söyledi” ifadelerini kullandı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Yüzbaşı Kemal Keskin ve üsteğmen Hüseyin Çakıcı'nın jandarma zırhlı aracına karşı silahla iki şarjör kadar mermi sıktıklarını da ileri süren Cangüven, “Tuğgeneral Zeki Karataş ile Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili bu sırada nizamiyeye geldi ve Kemal Yüzbaşıya ‘Başaramayacağız 1. Ordu Komutanı da teslim oldu, teslim olun' şeklinde sözler söyledi. Kemal Yüzbaşı da onlara 'Bu kadar plan bu şekilde yok edilemez. Dışarıdakilerin hepsi AKP'nin polisi bizden hiç kimse yok mu' diyerek cevap verdi. Saat 03.30 ile 04.00'e kadar orada mevzilendik. Bu sırada nizamiye bölgesine gelen zırhlı polis aracının tekerleklerine sıkın diye Kemal Yüzbaşı emir verdi, bende asfalta doğru 2 el ateş açtım. Saat 05.00 sıralarında Hüseyin Üsteğmen ile birlikte koğuşlar bölgesine gittik sonrada karargahın arka kısmında belediye çalışanlarından yardım istedik. Burada yaklaşık 1,5 saat bekledikten sonra polise teslim olduk” diye konuştu.
Onbaşı Cangüven yine Nizamiyede Yüzbaşı Kemal Keskin'in kendilerine, “Bunlar vatan hainleri, kahpe düzeni bozacağız” şeklinde sözler de söylediğini iddia ederek, “Büyük adamların piyonu olduk, kullanıldık” dedi.
Onbaşı Cangüven ayrıca, “Valinin nizamiyeye geldiği sırada yanındakiler Kemal Yüzbaşının kafasına sıksalardı, bizde silahımızı bırakır teslim olurduk” ifadelerini kullandı.
Savunma yapan sanıkların ifadelerinin ardından söz alan sanık avukatları da tutuksuz yargılanan erlere bazı sorular yöneltti. Duruşma erlerin ifade vermelerinin ardından süre yetersizliği nedeniyle yarına ertelendi.