Dr. Şükrü Gürbüz'den zehirlenmelerle ilgili önemli açıklamalar
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr Şükrü Gürbüz, 'Zehirlenmelerin önüne geçmek için bilinçsiz ilaç tüketilmemeli, doktorların tavsiye ettiği dozların dışına çıkılmamalı, şofben ve soba kullanımında çok dikkatli olunmalıdır' dedi.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr Şükrü Gürbüz, “Zehirlenmelerin önüne geçmek için bilinçsiz ilaç tüketilmemeli, doktorların tavsiye ettiği dozların dışına çıkılmamalı, şofben ve soba kullanımında çok dikkatli olunmalıdır” dedi.
Yrd. Doç. Dr Şükrü Gürbüz, ölümlere bile neden olabilen zehirlenmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Zehirlenmeyi tanımlayan Gürbüz, “Zehirlenme kimyasal, organik ya da fiziksel bir zehirli ya da zehirlenme meydana getirecek miktarda alınan zehirli olmayan bir maddenin insan vücudunda meydana getirdiği zararlı, istenmeyen etki durumunu tanımlayan genel bir terimdir. Türkiye genelinde de en sık görülen zehirlenme etkenleri arasında ilk beş sırayı beşeri ilaçlar, tarım ilaçları, böcek öldürücüler, ev içi kimyasal temizlik malzemeleri ve zehirli gazlar almaktadır” diye konuştu.
Zehirlenme çeşitleri hakkında da bilgiler veren Gürbüz, ”Zehirlenmeler intihar amaçlı olabileceği gibi kazaen de görülebilir. Çocukluk çağında olan zehirlenmeler daha çok kaza eseri olmalarına karşın erişkinlerde görülen zehirlenmeler daha çok intihar amaçlıdır. Zehirlenme vakalarını biz de tüm dünyada olduğu gibi gençlerde ve kadın cinsiyette daha sık görüyoruz. Kaza eseri olan zehirlenmelere örnek olarak da dikkatsizlik, önemsizlik, ilaçların yanlış dozda kullanılmaları veya koruyucu önlemler alınmadan zehirli maddeye maruz kalınması şeklinde nedenleri sıralayabiliriz” dedi.
Zehirlenme durumunun nasıl anlaşılacağı hakkında konuşan Gürbüz, “Zehirler vücuda çoğunlukla akciğerler, sindirim sistemi veya deri yolu ile girer. Daha sonrasında vücudumuzun bir bölümünü ya da tamamını etkileyebilirler. Bu yüzden birinin zehirlendiğinden şüphe ediyorsak sadece yediğini içtiğini sorumlu tutmamamız gerekiyor. Zehirlenme cilt yoluyla da oluşmuş olabilir. Bunun yanında yöremizde uygun olmayan şekilde soba ve şofben kullanımına bağlı olarak görülen karbonmonoksit zehirlenmesi şeklinde solunum yolu ile de oluşabilir” ifadelerini kullandı.
Zehirlenen kişiye müdahalede yapılması gerekenler
Zehirlenme konusunda önerilerde bulunan Gürbüz, “Zehirlenen şahsın bulunduğu ortamın detayları, örneğin; ilaç şişeleri veya boş kutular, özel ilaç malzemeleri, farklı koku veya intihar notu zehrin tanımlanması için ipucu vermesi nedeniyle önemlidir. Bu nedenle hasta yakınlarına büyük görev düşmektedir. Hasta yakınlarının zehirlenmiş şahıs ve bulunduğu ortam, o anki durumu, daha önceki hastalıkları, kullandığı ilaçları ile ilgili bilgileri doğru ve eksiksiz bir şekilde öncelikle 112 ekiplerine ve acil servis çalışanlarına vermeleri gerekmektedir. Bu hastaya doğru ve gerekli müdahale açısından yol gösterici en önemli basamaktır. Şüphelenilen maddelerin kutuları sağlık kuruluşuna mutlaka getirilmelidir. Doğru ve güvenilir bilgi biz acil servis hekimlerini doğrudan tanıya götürebilir. Fakat bunun yanında yetersiz veya yanlış bilgilendirme durumunda hekimler zor durumda kalabilirler” dedi.
İnönü üniversitesi Acil Tıp Ana bilim dalı olarak hastanenin son beş yıllık verilerini inceleyerek yapılan araştırmalar sonucunda, son 5 yılda Turgut Özal Tıp Merkezi Acil Servisine 480 zehirlenme hastası başvurduğunu ve bu hastaların 466'sının yoğun bakıma alındığını, 4 hastanın da yaşamını yitirdiğini belirten Gürbüz, “Bu verilerde bize zehirlenmiş hastaların ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu hastalar hem kendi sağlıklarını ciddi tehlikeye atmaktadır hem de bu hastaların tedavi masrafları ülke ekonomimize ciddi bir kayıp oluşturmaktadır. Zehirlenmelerin önüne geçmek için bilinçsiz ilaç tüketilmemeli, doktorların tavsiye ettiği dozların dışına çıkılmamalı, şofben ve soba kullanımında çok dikkatli olunmalıdır. Ayrıca çocuk zehirlenmelerinin önüne geçmek için evlerde bulunan ilaçları çocukların erişemeyeceği yerlerde saklamak gerekmektedir” şeklinde konuştu.