Diyanet-Sen'den Mahir Temur'a cevap!

Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, Kayısı Haber'in Genel Yayın Yönetmeni Mahir Temur'un 'Aaa Diyanet-Sen de varmış!' başlıklı yazısına çok sert cevap verdi.

Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, Kayısı Haber'in Genel Yayın Yönetmeni Mahir Temur'un “Aaa Diyanet-Sen de varmış!” başlıklı yazısına çok sert cevap verdi.

Engin, “Kendini gazeteci olarak tanıtan Diyanet-Sen'in ve tüm STK'ların ne iş yaptıkları bilmediklerini iddia edecek kadar cüretkar bir yazı yazmaya kalkan ancak kendisi iki klavye oynatıp internetten araştırma gereği bile duymadan eleştiri yağmuruna tuttuğu Diyanet-Sen'in 16 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanları adına yüzlerce kazanıma imza attığını dahi bilmeyecek kadar Diyanet-Sen'den bihaber gazeteci kardeşimizin bu eleştirilerine doğrusu gülüp geçiyoruz” diye ifade etti.

Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin'in açıklaması şu şekilde:

“Bugün burada Malatya'da internet haberciliği yapan bir sitede yer alan köşe yazısında Diyanet-Sen'in ve ülkemizdeki sendikaların ne iş yaptıklarını bilmedikleri ve hiçbir iş yapmadıkları yönündeki aslı astarı olmayan iddialara cevap vermek amacıyla toplanmış bulunuyoruz.
Diyanet-Sen özelde; Diyanet ve Vakıf Çalışanlarının ortak ekonomik, sosyal, kültürel, özlük, mesleki, hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi genelde ise; ülkemizde cereyan eden her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı temel amaç bilerek yola çıkmış öncülerin ve onlarla gönül birliği yapmış binlerce kamu çalışanının ortak çatısıdır. Bu amaçlarımızı gerçekleştirmek için evrensel insan haklarına ve Anayasaya dayanan demokratik, sosyal adalet ve hukuk devleti anlayışı içerisinde gece gündüz demeden çalışıyoruz.
1998 yılında kurulan ve 2004 yılında Diyanet ve Vakıf hizmet kolunda yetkiyi alan Diyanet-Sen 16 yıldır toplu görüşme, toplu sözleşme ve Kurum İdari Kurul toplantılarında din görevlilerinin ve vakıf çalışanlarının taleplerini kamu işverenine ve kurum yetkililerine iletmiş, onlarla masaya oturmuş ve yüzlerce kazanıma imza atmıştır.
Diyanet-Sen'in yetkili olduğu dönem bu manada din görevlilerinin altın çağı olmuştur. Ücretlerin yükseltilmesinden, özlük haklarının iyileştirilmesine, bayram ve genel tatil günlerinde çalışan din görevlilerinin mesai almasından, Kuran kursu öğreticilerinin öğretim yılına hazırlık ödeneği almasına, ek ders ücreti alınmasından İlahiyat önlisans mezunlarının diplomasındaki şerhlerin kaldırılmasına bir basın açıklamasına kesinlikle sığdıramayacağımız yüzlere kazanıma imza atmıştır.
Geçmiş yıllarda süresiz vekil olarak çalışan din görevlilerinin kadroya alınması, geçici Kur'an kursu öğreticilerinin kadroya alınması ve her yıl personel açığının giderilmesi noktasında genel Diyanet İşleri Başkanlığı ve gerekse hükümet nezdinde dile getirilerek ihtiyaç olan atamaların yapılması için ciddi manada çaba sarf etmektedir.
İnancımıza ve kutsallarımıza yapılan saldırılarla ilgili Türkiye genelinde eşzamanlı olarak basın açıklaması ve suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Din görevlileri şu anda ülkemizde %87 sendikalaşma oranı ile kamu görevlileri karısında sendikalaşma oranı en yüksek kamu kesimidir ve dünyada bunun örneği yoktur. Bu oranda %68 ile Diyanet-Sen büyük bir rekora imza atmıştır.
Peki bu başarının ve din görevlilerinin Diyanet-Sen'e teveccühünün sebebi nedir?
Bunun anlamı, Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a adım adım teşkilatını gezen, onların dertleri ile dertlenen gece gündüz, kar kış, demeden bu dava için, Diyanet-Sen sevdası için ter akıtan Diyanet-Sen'in lider kadrosunun çalışmaları Diyanet ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanları tarafından takdir edilmektedir.

Gelelim bu gün bu açıklamayı yapmamızın sebebine ve kendini gazeteci olarak tanıtan Diyanet-Sen'in ve tüm STK'ların ne iş yaptıkları bilmediklerini iddia edecek kadar cüretkar bir yazı yazmaya kalkan ancak kendisi iki klavye oynatıp internetten araştırma gereği bile duymadan eleştiri yağmuruna tuttuğu Diyanet-Sen'in 16 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanları adına yüzlerce kazanıma imza attığını dahi bilmeyecek kadar Diyanet-Sen'den bihaber gazeteci kardeşimizin bu eleştirilerine doğrusu gülüp geçiyoruz…
Gazeteci olduğunu sanan kardeşimiz demiş ki yazısında en son Diyanet İşleri Başkanlığına ne zaman bir tavsiyede bulundunuz…
Sevgili kardeşim, yetkili sendika olarak kurumumuzla haftada en az bir iki defa görüşülür. Yönetim kurulu üyelerimiz rutin olarak yapılan disiplin kuruluna katılır ve üyelerimizi savunur. Yılda iki kez Kurum İdari Kurulu toplantıları yapılır ve tüm Türkiye genelindeki üyelerimizden kurum çalışanlarından topladığımız teklifler talepler bu toplantılara gündem maddesi olarak getirilir ve mutabık kalınan maddeler imzalanarak hizmet kolundaki diğer sendikalara ve bizlere gönderilir. Bu kararların ve toplu sözleşme ve görüşme kazanımlarının tamamı www. diyanetsen.org.tr web adresimizde yer almaktadır.
Gelelim ikinci sorunuza, Malatya müftülüğü ve diğer il ve ilçe müftülüklerimizin aylık mutat din görevlileri toplantılarına gerek şube başkan ve yönetimleri gerekse genel merkez yönetim kurulu üyelerimiz iştirak ederek sendikal çalışmalar konusunda bilgilendirme yaparlar. Onların istek ve görüşleri alınarak istişare edilir. Yine bunlarla ilgili binlerce haberimize web sitemizden ulaşabilirsiniz.


Din görevlilerinin daha etkin hizmet verebilmesi için bir şey yapılmadığını iddia etmişsiniz. Diyanet-Sen akademisini kuran, panel ve konferanslarla sendikacılığın bilimin ışığında eğitime dayalı bir çalışma olması gerektiği gerçeği ile hareket eden bu manada Din ve Toplum, Vakıf ve Toplum ve Kadın ve Toplum akademik dergileri ile bu alandaki büyük bir eksikliği dolduran ve akademik çevrelerce büyük takdir ve beğeni gören bir sendikadır.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın da Diyanet Akademisi'ni kurması gerektiğini gerek toplu sözleşmelerde gerekse kurum yetkilileri ile görüşmelerimizde dile getiren ve bu konuda somut adımların atılmasını sağlayan da yine Diyanet-Sen'dir.
15 Temmuz hain darbe kalkışmasında ilk andan itibaren kurum ile koordineli bir şekilde hareket eden 85 bin üyesi ile hain darbe girişimine salaları ile dur diyen bir teşkilata FETÖ'ye ses çıkarmıyor demek ise kimsenin haddi değildir.
Doğu Türkistan'da Çin zulmüne maruz kalan kardeşlerimiz için 81 ilin 81'inde eş zamanlı basın açıklamaları ile mazlumun sesi olmaya çalışan, Mısır'da Esmalar şehit edilirken tüm Türkiye'de Rabia selamı ile Esmaların sesi olan, Filistinli kardeşlerimizin, Arakanlı kardeşlerimizin sesini dünyaya duyurmaya çalışan yine Memur-Sendir, Diyanet-Sendir…
Başörtüsünün kamuda serbest bırakılması için 12 milyon 300 bin imza toplayan, müftülere nikah kıyma yetkisinin verilmesini 2007 yılından beri toplu görüşme toplu sözleşme gündemine getiren ve çıkmasının mimarı olan Diyanet-Sen'dir, Memur-Sen'dir.
Bütün bunlar ortadayken hiçbir araştırma yapma gereği duymadan gazetecilik yapıyorum diye birilerini karalamaya kalkışmak sorumlu gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmayan ve kendini gülünç duruma düşüren bir yaklaşımdır.
Bu vesile ile işini en güzel şekilde yapmaya çalışan ve her zaman basın açıklamalarımızı ve haberlerimizi yaparak kamuoyuna duyuran basın emekçisi siz değerli kardeşlerime de bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Mehmet ENGİN -Diyanet- Sen Malatya Şubesi”

Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin'e köşesinden cevap vereceğini söyleyen Mahir Temur, “Demek ki Diyanet-Sen varmış. Cevabım yarın köşemde” dedi.

"Aaa Diyanet- Sen de varmış!" yazısını okumak için tıkla!

Kayısı Haber

Kayısı Haber

Bakmadan Geçme