'Terör örgütünün arkasından bayrak sallamakla demokrat olunmaz!'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Afrin şehir merkezini bir an önce kuşatıp teröristlerin dışarıyla temasını kestikten sonra yeni bir strateji ile harekatı sürdüreceğiz. Bölgede meskun Arap, Kürt, Türkmen nüfus Türkiye'nin sağladığı huzur ve güven ortamından fevkalade memnundur. Ülkemizin varlığı sadece teröristleri ve terörist sevicileri rahatsız ediyor' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Afrin şehir merkezini bir an önce kuşatıp teröristlerin dışarıyla temasını kestikten sonra yeni bir strateji ile harekatı sürdüreceğiz. Bölgede meskun Arap, Kürt, Türkmen nüfus Türkiye'nin sağladığı huzur ve güven ortamından fevkalade memnundur. Ülkemizin varlığı sadece teröristleri ve terörist sevicileri rahatsız ediyor” dedi.
AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerine ilişkin bilgi verdi. Erdoğan, “Bu düzenlemeyle ittifaklar hukuki bir zemine kavuşturularak milletin karşısına gizli saklı bir şekilde değil, önceden ilan edilerek çıkmış olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ruhunda siyasi partilerin bu tür ittifaklar yapabilmesine imkan sağlanması vardır. Yüzde 50+1 ile seçilecek cumhurbaşkanının mümkün olan en geniş siyasal tabanı kucaklamak için çalışılırken partisini bunun dışında tutması, Mecliste bambaşka bir fotoğraf ortaya konması doğru değildir. Yürütmenin tek başına cumhurbaşkanının sorumluluğunda olması, eski Türkiye'nin, hiçbirimizin hatırlamak dahi istemediği koalisyonlardan kaynaklanan krizlerin bir daha tekerrürüne imkan vermeyecektir, o devir kapanıyor. Mecliste seçim ittifaklarından kaynaklanan iş birliğinin sürmesi ise sadece Türkiye'nin, Türk milletinin hayrına olacaktır. AK Parti olarak ittifaklardan korkmamızı, çekinmemizi gerektirecek hiçbir husus yoktur. Biz milletimize de, kendimize de güveniyoruz. CHP başta olmak üzere kimi muhalefet partilerinin bu konudaki itirazlarına baktığımızda mantıklı, dikkate alınması gereken bir taraf bulunmadığını görüyoruz. Onun için kendi yolumuzda yürüyecek azami müştereklerimiz olan MHP ile başlattığımız bu süreci 2019 seçimlerinde kararlılıkla hayata geçireceğiz. Artık herhangi bir tereddüde bu yolda yer yoktur. Tüm teşkilatlarımızın da içinde bulunduğumuz dönemin nezaketine uygun şekilde bu hususta dikkatli ve yapıcı bir anlayışla hareket edeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin güney sınırlarını terör örgütlerinin tehditlerinden ve tacizlerinden koruma konusundaki kararlılığını her geçen gün daha güçlü bir şekilde tüm dünyaya gösteriyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Suriye ve Irak'ta yaşanan istikrarsızlıkların ülkemizin üzerine yüklediği insani sorumlulukları yıllarca yüksünmeden yerine getirdik. Bu süreçte hep her iki ülkenin de kısa sürede yeniden huzura ve güvene kavuşmasını umut ettik. Bu yönde gayret sarfettik. Ülkemizde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin yeniden kendi yurtlarında hayatlarını sürdürebilecekleri iklimin oluşması için elimizden geleni yaptık. Ancak tüm çabalarımıza rağmen Suriye'de işler yoluna girmek yerine saldırıların ve terörün topraklarımıza kadar ulaştığını gördük. Bu dönemde ülkemizde çok ciddi sınamalardan geçti. Gezi olaylarıyla başlayan, 17-21 Aralık emniyeti, yargı, darbe girişimiyle süren, 2015 Haziran'ındaki seçimlerle süren siyasi istikrarsızlık tehdidine doğru giden, bölücü örgütün çukur eylemleriyle farklı bir boyut kazanan, DEAŞ veya DEAŞ'ın şehirlerimizi tehdit eden canlı bomba saldırılarıyla azgınlaşan, 15 Temmuz darbesiyle de zirveye çıkan süreci hep birlikte yaşadık. Ülkemize yönelik saldırıların altın vuruşu mahiyetindeki 15 Temmuz darbe girişimi tam tersine milletimizin ve devletimizin yeniden şahlanışına vesile teşkil etti. Bu yeni dönemin ilk neticesi Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus, El-Bab; DEAŞ ve PYD terör örgütlerinden temizlenmiş oldu. Burada yaşayan 140 bin insan topraklarına dönmüş oldu. Yıllarca ülkemizi terör örgütleri üzerinden tehdit edenlere, köşeye sıkıştırmaya çalışanlara karşı verdiğimiz bu cevap yeni hamlelerinde önünü açmıştır” diye konuştu.
Afrin'de terör örgütlerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin de konuşan Erdoğan, “Kahraman askerlerimiz büyük bir fedakarlık ve cesaretle bölücü terör örgütünün Türkiye'ye karşı saldırıları için özenle hazırladığı tahkimatları teröristlerin başına geçirerek adım adım Afrin'e doğru ilerliyor. Bu sabah itibariyle bin 873 teröristi etkisiz hale getirerek 415 kilometrekare civarında bir alanı kontrol altına almış bulunuyoruz. Bin köy de bu teröristlerden arındırılmış durumda. Bölgedeki hakim tepeler tabii topografik olarak çok zor bir coğrafya. Bu zor coğrafyada şu anda Mehmedimiz, Özgür Suriye Ordusu çok ciddi bir mücadele veriyor. Derdimiz 3.5 milyon ülkemizde o bölgelerin insanı var. Onları bir an önce kendi topraklarına nasıl döndürebilirinizin hesabı içerisindeyiz. Bütün bu sürecin stratejisi, taktikleri, yol haritası vardır ve bu yol haritasını da uygulamaya koymamızı gerekir. Bölgedeki hakim tepeler askerlerimiz tarafından teröristlerden temizlendiği için harekatın bundan sonraki sürecinin daha hızlı ilerlemesini bekliyoruz. Zaman zaman kar, zaman zaman fırtına, bütün bunlara rağmen sisiyle yürüyen bir mücadele. Bu mücadelede kar, bora, fırtına demeden askerimiz yoluna devam ediyor. Afrin şehir merkezini bir an önce kuşatıp teröristlerin dışarıyla temasını kestikten sonra yeni bir strateji ile harekatı sürdüreceğiz. Bölgede meskun Arap, Kürt, Türkmen nüfus Türkiye'nin sağladığı huzur ve güven ortamından fevkalade memnundur. Ülkemizin varlığı sadece teröristleri ve terörist sevicileri rahatsız ediyor. En kısa sürede Afrin bölgesini teröristlerden temizleyerek ülkemizdeki yüz binlerce bölge sakininin kendi yurtlarına dönebilmesine imkan sağlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'ye de mesaj vererek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu süreçte bizi en çok üzen, müttefikimiz olarak gördüğümüz, siyasi ve askeri alanda çok derin ilişkilerimizin bulunduğu kimi ülkelerin sergilediği riyakarlık ve ciddiyetsizliktir. Dün bu ülkelerden birinin güya Savunma Bakanlığı Sözcüsü çıkıyor yüzü kızarmadan, utanmadan Afrin'de sivillerin öldüğünü, insanların şiddet yüzünden evine dönemediğini söyleyebiliyor. Be vicdansız, be ahlaksız Doğu Guta'da her gün yüzlerce çocuğun, kadının, yaşlının, sivilin alçakça katledilmesinden en küçük bir rahatsızlık duymuyorsun, burada teröristlere karşı verilen bu mücadeleden rahatsızlık duyuyor ve yalan yanlış haberler yayıyorsunuz. Bugüne kadar tek bir sivilin dahi zarar görmemesine dikkat eden bizim ordumuz, bundan dolayı bu süre uzuyor. Eğer biz sivil, terörist ayırt etmeseydik çoktan Afrin bitmişti. Biz Kemal efendinin ağzıyla da hareket etmeyiz. Afrin'e girmeyi doğru bulmuyormuş. Senin zaten nereye girmeyi doğru bulduğunu bu millet anlamadı ki. Öyle bir derdin yok ki. Ne Gabar ile bir derdin var, ne Cudi ile bir derdin var, ne Tendürek ile bir derdin var, ne Kandil ile bir derdin var. Onlarla sadece iş birliğin var, başka bir şeyin yok. Biz Afrin'in böyle takdim edilmesini şiddetle kınıyoruz. Bunu söyleyenler iddialarını ispatla mükelleftir. Kendilerini önce silahlandırdıkları, eğittikleri, oluk oluk para akıttıkları teröristleri katlettiği, evlerini başlarına yıktığı, topraklarından sürdüğü, evlatlarını zorla elinden aldığı sivillere sahip çıkmaya davet ediyoruz. PKK'lı teröristleri kırk kılığa sokup, kırk isim değiştirerek meşrulaştırmaya çalışırken düştükleri acınası durumu yüzlerine vurmaktan biz usandık. Onlar utanmadan, arlanmadan hala aynı şeyleri söylemekten bıkmadılar. Üstelik bir yetkilinin söylediğini öteki yalanlıyor. Buna rağmen kendilerine çeki düzen vermeye çalışmıyorlar. Elimizde Menbiç ile ilgili en tepedeki yetkililerinden başlayarak tüm muhataplarımızın söyledikleri sözlerden oluşan klasörler dolusu bilgi var, video çekimler var. Bunları önlerine koyduğumuzda haklı olduğumuzu söylüyorlar ama arkamızı döndüğümüzde başka ifadelerle işlettikleri yalan çarkına geri dönüyorlar. Yalan makinesi. Türkiye'nin bu yalanlara, oyalama taktiklerine karnı toktur. Biz terör örgütlerinin yanında kimin olduğuna, silahı kimin verdiğine, parayı kimin aktardığına, desteği kimin sağladığına bakıyoruz. Bütçeden kalkıp da 500-550 milyon dolar bunlara destek çıkarsanız ne diyeceğiz; çok hayırlı yoldasınız, iyi yapıyorsunuz mu diyeceğiz. Gördüğümüz simalar da hep aynı. Bu yaz hem terör örgütü için hem de onu destekleyenler için çok sıcak geçecek. Önce Menbiç'i teröristlerden temizleyecek, ardından Fırat'ın doğusunun tamamını kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için güvenli hale getirene kadar hiç durmadan yolumuza devam edeceğiz. İdlib, Halep ortada, rejim kendi topraklarını kurtarma gayreti içinde değil. O göç edenlerle ilgili onlardan kurtulduk diyor. Bütün o binalar zaten yerle yeksan olmuş. Böyle bir dertleri yok. Ama biz bu yola baş koyduk. Varsa başını bu yolda feda etmeye hazır olanlar işte meydan. Terör örgütünün arkasından bayrak sallamakla demokrat olunmaz, özgürlük yanlısı olunmaz, hak ve adalet müdafii hiç olunmaz. Bu şekilde olunsa olunsa terör örgütü yardakçısı olunur. Biz gerçek demokratlarla, gerçek devlet adamlarıyla görüşmeye, konuşmaya her zaman varız. Yeter ki onlar terör örgütü yardakçılığı ile değil, bu vasıflarıyla karşımıza çıksınlar. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”