Aslında medeniyetin kalbi Battalgazi mi demeliydik, ya da destan şehri Battalgazi mi? Her gelen farklı bir slogan, farklı bir bakış açısıyla karşımıza çıkıyor.
Tabi bizim millet değişikliliği sever...
Taşı toprağı altın Battalgazi...
İnsanı mert Battalgazi...
Suyu berrak, havası keskin Battalgazi...
O kadar çok şey var ki Battalgazi hakkında, hakikaten bazen insan nasıl anlatacağını, hangi özelliğini söyleyeceğini şaşırmıyor da değil yani. Hani şair de diyor ya;
“Seni anlatmaya sayfalar yetmez,
kaya der bu duygu gönlümde gitmez,
Ünlü isimlerin saymakla bitmez,
Seni anlatması zor Battalgazi”
Battalgazi için o kadar çok söylenebilecek vasıf, o kadar çok övgü var ki... hakikaten burada saymakla bitiremeyiz.
Gerek tarihi dokusuyla, gerekse günümüz konumuyla, Malatya’ya renk katan bir yapıya sahip Battalgazi.
Eskimalatya’da bulunan ve günümüz dünyasına ulaşmayı başarabilen,büyük bir titizlikle korunan tarihi kalıntılar, ilçeye büyük bir anlam ve önem yüklüyor. Son zamanlarda dönemin belediye başkanlarının da gayretleri ve çabaları ile kent önemli bir turistik yapıya getirilme yolunda, emin adımlarla ilerliyor. Arslantepe’yle, Ulu Camii’yle, Kanlı Kümbet’le,
Kale Suları’yla, Sevserek Han’ı ile, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı ile,Sıddı Zeynep Kümbeti ile, Hasan Basri Türbesi ile,Zeynel Abidin Türbesi ile,Tarihi Tahtalı Hamam Müzesi ile, Nefise Hatun Kümbeti ile... ve daha adını sayamadığım bir çok tarihi yapıtı ile adete bir Medeniyet otağı olan Battalgazi, hak ettiği konuma doğru koşar adımlarla hareket ediyor.
Sizlerde takdir edersiniz ki, kentimizin büyük bir turizm ağı içerisine girmesi, şehir ekonomisine de ileri derecede bir hız kazandıracaktır. Esnaf kayısı satacak, esnaf çikolata satacak, esnaf sucuk satacak,esnaf lokantalarında şehrimize ait lezzetleri gelen turistlere tattıracak...
Velhasıl şehir kalkınacak, insanımız kazanacak.
Bakınız, işte yığınla saydığım bu güzelliklerin hepsinin tek bir nedeni bulunmakta...
Bizler değerlerimize, kültürümüze, geçmişimize, ecdadımıza, ecdadımızın bize emanet ettiklerine layıkıyla bakar, onları korur, kollar isek; kentimiz de dünya üzerinde hak ettiği konuma biran önce gelir.
O yüzden siz siz olun; benliğinizden, kültürünüzden, gelenek ve göreneklerinizden, kısaca sizi siz yapan değerlerinizden asla vazgeçmeyiniz, aksi takdirde yok olur, kaybolur gidersiniz.
Vesselam...
