Yasir Keskin

Çay Var Mı Çay?

Yasir Keskin

Bu hafta deplasmanda Çaykur Rizespor’u 4-0 gibi net bir skorla mağlup eden temsilcimiz Yeni Malatyaspor, ligin bitmesine iki hafta kadar bir süre kala rahat bir nefes aldı. 

Henüz maçın başında yakalamış olduğumuz penaltıyı, kaptan Adem’in vuruşuyla gole çevirerek maça hızlı başladık. Bu penaltının oluşumuna sebebiyet veren Mallan’ın, ilk 11’de başlamasının ilk meyvesini bu şekilde almış olduk. Daha sonrasında yine doğrudan olmasada oyuna ve atılan gollere katkıda bulunan Mallan’ın, İrfan Buz’un vazgeçilmezleri arasına adını yazdırdığını ümit ediyorum. Ofansif anlamda Ahmed Ildız’dan daha verimli olduğunu düşündüğüm Mallan’ın değerinin geçte olsa anlaşılmasına sevindim. 

Maça, son haftalarda olduğu gibi bu hafta da ileri hatta baskılı bir şekilde oynayarak başladık. Rakibi kıskacımız altına alarak, hem orta alanda oyun kurmalarını engellemeye çalıştık hem de kısa yoldan hataya sevk etmeye uğraştık. Sonuç olarak ise istediğimizi başardık ve sahadan farklı bir şekilde galip ayrıldık. İrfan Hoca’nın iki haftadır çok iyi bir şekilde kurguladığı pres oyunu, belkide ligde kalmamızı sağlayan en büyük hamlelerden bir tanesi olacak.

Bulmuş olduğumuz gollerden sonra biraz daha rahat bir futbol oynamaya başladık. Skorun da vermiş olduğu rahatlık ile birlikte kendi sahamıza kapanarak, dinlendik. Biz dinlenirken de rakibi yorduk. Bu sebeptendir ki farklı bir galibiyet almamız bizim için pek de zor olmadı. 

Bugün saha içerisinde, muhteşem bir azim, inanç, hırs ve özellikle altını çizmek istiyorum; bir rahatlık vardı. Ne için oynadığını bilmenin rahatlığı ve en önemlisi nasıl oynadığını bilmenin rahatlığı. 

Sezon boyunca sürekli türlü türlü sistem arayışlarına giren temsilcimiz, an itibariyle bir sisteme tabii oldu. Evet sonunda... Ligin bitimine kalmış 2 hafta, 42 haftalık bir maratonda siz ancak bitime son 4 hafta kala bir oyun sistemini oturtabiliyorsunuz. Tamam, belki bu da öyle ahım şahım bir sistem değil elbette. Fakat en azından şu son 4 haftadır takım nasıl oynadığını ve nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Öyle sahaya çıktıklarında: “Kim forvet? Kim orta saha? Kim defans? Kim kaleci?” tartışmaları yapılmıyor. Belki şaka gibi geliyor olabilir ama gerçekten şu zamana kadar resmen halı saha oyunu oynadık. Bir taktik yok, bir düzen yok, bir alışılmışlık yok. Kim kime dum duma futbolu. Tamam taktik maktik yok bam bam bam dedik de bu kadarını da tahmin edemedik. O yüzden bugün İrfan Hoca’yı tebrik ediyorum. Çünkü takıma bir düzen geldi. Takımda bir ciddiyet havası oluştu. Ne yaptığını ve neyi hedeflediğini tahlil eden bir takım görüntüsü yakalandı. Bunun sonucunda ise puanlar birer ikişer toplandı. 

Eline, koluna ve tabiki aklına sağlık İrfan Hoca...

Yazarın Diğer Yazıları