Televizyonun temel misyonu, hoşça vakit geçirtmek, birazda olsa günlük hayatın sıkıntılarından kişiyi uzaklaştırmak ve dünyada olan biten konusunda bilgi vermektir. Eskilerden beri Türk halkı olarak dizi izlemeyi seviyoruz. Günümüzde çok sayıda dizi var ve dizilerdeki ortak konular genellikle aşk, şiddet, cinayet, huzursuzluk, gözyaşı, karşılıksız aşk… Olumlu ve umut verici bir konuya rastlamak çok zor. Bu durum haliyle bu dizileri izleyenlerin psikolojilerini de olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle gençlere yönelik diziler sanal ortamlarda birey olma arayışı, içerisinde kaybolmakta olan gençlerimizin hayal dünyalarını olumsuz şekillendirmektedir.
Bazı diziler, değerlerimizi tahrip ederek ahlaken yozlaşma ve sosyolojik, psikolojik dejenerasyona neden olmaktadır. Aile bağlarını , arkadaş ilişkilerini , toplumsal birlik ve dayanışma ruhunu zedeleyen , sevgi , saygı ,vefa , merhamet , yardımlaşma gibi duyguları yok edip çarpık ilişkileri besleyen hırs , öfke ve intikam duygularını harekete geçirerek şiddeti makul hale getiren senaryolar izleyiciler tarafından giderek içselleştirmektedir.
Diziler yüzde yüz halkın sağlığını bozar diyemeyiz, ancak kişilerin etki altında kalması ve olumsuz eylemlerde bulunmaları mümkündür.
ÇOCUKLAR TELEVİZYONDAKİ OLUMSUZ KARAKTERLERİ NEDEN TAKLİT EDER?
Çocuk büyürken çevresindeki karakterleri, kendisine model alır. Genellikle bu yakın bir aile bireyi olurken; televizyonla çok fazla iç içe büyüyen çocuklarda farklılık gösterebilir. Çocuğun dış dünyayı tanıması ve anlamlandırmasında televizyonun olumlu etkisi vardır. Televizyonun çocuğun toplumsallaşmasına olan etkisinin yanı sıra çocukların zihinsel – duygusal – psikolojik ve fiziksel gelişimlerine olan etkileri belirlidir. Önemli olan televizyonun doğru, bilinçli bir biçimde kullanılmasıdır. Ancak günümüzde çoğu zaman eğitici – öğretici yayınlardan çok, ailelerinin tercih ettiği programları izlemektedirler. Bu bağlamda şiddetin tanımı yapılarak çocukların televizyon kanallarına düşen görevlere de yer verilecektir.
Çocuğu televizyonla buluştururken dikkat edilmesi gereken unsurlar;
Çocuğun yaşı ve duygusal gelişimi dikkate alınarak eğitici ve eğlendirici yapımlar seçilmeli, günlük kullanım özellikle 0-3 yaş aralığında 1,5 saati aşmamalıdır.
Çocuğun ne ve nasıl bir program izlediği ara ara mutlaka kontrol edilmelidir.
Çizgi filmlerde sıklıkla bomba, patlama çekiçle birisine vurma, uçurumdan düşme, üzerinden araba ile geçmek şeklinde şiddet içerikli görüntülere rastlanabilmektedir. Bu görüntülerin gerçekliği çocuklara anlatılmalıdır.
Çocuk için uygunsuz özellik taşıyan programlar çocuğa izlettirilmemeli ve çocuğun yatakta olması gereken saatte olması gereken saatte olması gereken yerde olması sağlanmalıdır.
