Mesut Parlak

Dindar nesil yaratacağız diye...

Mesut Parlak

Değerli Okurlar; son günlerde ülkenin varolan sorunları yetmezmiş gibi, kadınlara uygulanan şiddet haberleri de üstüne tuz, biber ekti. Toplum büyük bir infial içinde. Ülke genelinde sivil toplum örgütleri ve kadın dernekleri protesto yürüyüşleri yapıyorlar. İnanıyorum ki, yargı en kısa sürede gereğini en ağır biçimde yapacaktır. 
         
Son iki yazım Türkiye’de ki eğitim sistemiyle ilgiliydi. Eğitimin, ülkem için ne denli gerekli olduğunu, eğitim seviyesini yükseltmeyi başaramazsak bizi bekleyen sonuçların neler olacağını sizlerle paylaşmıştım. İddia ediyorum ki; kadına şiddetin temeli de eğitim eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
          
    ◦ Değerli okurlar; bu ülkenin %99’u müslüman olarak kabul edilir. Ulu Önder Atatürk’ün, bu ülkede yaptığı büyük  reformlardan biri de, Yüce İslam’a büyük bir hizmet olarak Kuran’ı Kerim-i, türkçeye çevirtmek olmuştur. Amacı ise islam dininin çok iyi anlaşılmasını sağlamaktı. Ve Cumhuriyet yine her türlü tarikat, cemaat ve hurafelerden Yüce İslam’ı korumak için de Diyanet’i kurmuştu. Ne dedi “LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET”. Yani herkes işini yapacaktı. Peki Türkçe Kuran’ı okuduk mu? Çocukluğumuzda her evde duvara asılı, kılıfında Kuran dururdu, kimse elini değdiremez, ancak yaşlılar cuma akşamları okurlardı. Bu Kuranlar, Arapça idi. Çünkü o kuşak eski yazı okuyabiliyordu. Peki ne diyor kutsal kitap Kuran? Bilen yok. “OKU” diyor. Okunulmadığı için de kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesiliyor. Sormak istiyorum  “dindar bir nesil” yetiştirmekten kasıt, denileni koşulsuz kabul eden bir nesil mi? 

   Bugün Diyanet işleri Başkanlığı’nda ki tüm personel sayısı 110 bin. İddia edildiğine göre büyük çoğunluğu imamlar olduğuna göre bu oranın ancak (Vaiz, imam ,müezzin) bin, bin beşyüzü  okuduğunu anlayabiliyor. Yani diğerleri sadece ezberden okuyor. Cemaat de sadece dinliyor, dinleyenin ne anladığını ise kimse bilmiyor...

 Ülkede, Türkçe eğitimin ne durumda olduğu, yapılan sınav sonuçları ile ortada. Yüzbinler sıfır çekiyor. Eğitimi bu düzeyde olan, Yüce İslam’ı öğrenmek için okumayan bir toplumda, sadece ezberden okuyan din adamları olursa  geleceğimizi düşünemiyorum!.. Anadolu’da derler ki “yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder”.  Bunlar yetmezmiş gibi bir de bazı siyasilerin, kadınlarla ilgili akıl almaz yorumlarını okuyunca, islamı kendi dilinde  okumadığı için anlamayan, yeterli eğitimi olmadığı için dünyayı bilemeyen bireylere, kadını nasıl anlatacaksınız? “Kadın anadır, çocuk doğurur,evde oturur ...emanettir, İtaat etmezse gereği yapılır.” zihniyetini yok etmek için elden ne gelebilir ki?

Ülkemi yönetenler, idari ve cezai tedbirlerle bir dereceye kadar önlem alabilirsiniz. Kesin çözüm, iyi eğitilmiş, donanımlı, sanat ve kültüre aşina bir genç toplum yaratmaktır. Yani Cumhuriyet’in kuruluş değerlerine geri dönmeli ve “LAİK EĞİTİM”’i tekrardan sağlamalıyız. İlkokuldan başlayarak karma bir eğitimle, donanımlı, çok iyi yetişmiş öğretmenlerin başında olduğu ve İslamı, hurafelerden ve din baronlarından temizleyerek kuruluş ayarlarımıza dönebiliriz. İşte bunlar sağlandığında ancak o zaman kutsal varlık “Kadın”’ın değerinin ne olduğunu anlatabiliriz.

SON SÖZ: “DÜŞMANA KARŞI SAVAŞMIŞ DİN ADAMI DA VARDIR, DÜŞMANLA BİR OLUP ATATÜRK’E KARŞI SAVAŞMIŞ DİN ADAMI DA! PROBLEM DİNDE DEĞİL, ADAMDADIR.” 
                                                                    YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Kaynak: Sözcü

Yazarın Diğer Yazıları