Mesut Parlak

CHP demek, Genel Başkan ve parti yönetimi demek değildir!

Mesut Parlak

Değerli Okurlar; gündem çok yoğun. Gündemi meşgul eden konuların neler olduğunu tek tek anlatmama gerek yok, sizler de benim kadar iyi biliyorsunuz. Ama benim aklımı en çok meşgul eden konu hiç kuşkusuz partimin içindeki ayrışma ve gün geçtikçe kaybettiği kan.

Biliyorsunuz, Cumhuriyet'in kurucu partisi CHP'de kurultay yapıldı. Ama öncesi ve sonrasında parti içinde yaşananlar ve konuşulanlar için tabanın dillendirdiklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü görüyorum ki parti yönetimi, kendi tabanını duymazdan ve görmezden gelmeyi tercih edenlerden olmuş.

Söze Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'ndeki söyleşisi ile başlamak istiyorum.

Kurultayla ilgili soruya, kurultay çok güzel bir atmosferde geçti ve çok da başarılı oldu, dedi!

Sayın Genel Başkan, acaba CHP tarihinde hiç bu kadar sessiz bir kurultay olmuş mudur?

Doğrusu ben hatırlamıyorum. Konuşmanız, delegeyi heyecanlandırmadı bile. Keşke camdan (prompter) okusaydınız. Hem beden dilinizi daha iyi kullanır, hem de diksiyonunuz daha etkileyici olurdu. Sayın Kılıçdaroğlu, her zamanki “Salı Toplantıları” mesajlarınız dışında kurultayda fazla bir şey söylemediniz! Halbuki kurultaya çok  özlediğimiz bir isim koymuştunuz, ne kadar hoştu! “ İKTİDARA YÜRÜYÜŞ”

Kurultaya katılan delegeler bile ertesi gün, yüzlerinde bir gülümsemeyle, bu genel başkana bağlılık kurultayıydı, dediler. Bu tartışmasız, tam anlamıyla bir baskın kurultaydı.

Baskın olduğu da iyi oldu çünkü hem size hem de parti yönetimine örgütten inanılmaz tepkiler ortaya konulacaktı.

Hele ki kurultayda, Ayasofya açılışında kılıçlı imamın hutbeden, şimdi koltuğunda oturduğunuz Ulu Önder Atatürk'e ettiği hakareti dile getirmememiniz ise asla hafızalardan silinmeyecektir!

Söyleşinizde parti içi demokrasiden söz ediyorsunuz. Sayın İnce geçmişte karşınıza aday oldu. Sayın İnce'ye kurultayda imza veren delegeler ve milletvekilleri ilk seçimde çizik yemediler mi? Sayın Genel Başkan, şunu lütfen kabul edin, CHP artık sessiz bir parti olmuştur. Kafayı kaldıran kapı dışarı edilmektedir! CHP, sizin tekelinize alabileceğiniz bir parti değildir!!

Cumhurbaşkanlığı adaylığında adayınız Sayın Gül'dü. “Hani her resmî bayramda rahatsızlanan”… Siz ne kadar inkar etseniz de bunu sağır sultan bile duydu. Hangi akıl size, bu ismi önerdi çok merak ediyorum. Bu isim partinin kurullarında konuşuldu mu? Sayın Kılıçdaroğlu, CHP'nin Genel Başkanı benim her seçimdeki Cumhurbaşkanı adayımdır. Ama siz aday olmadınız. Çünkü kaybetmekten korktunuz! Sizin için”İKTİDAR” kavramı sadece Genel Başkanlık koltuğuyla doğru orantılı çünkü. Biz, işte bu yüzden kurultay adını yanlış değerlendirdik. Sayın İnce'yi aday göstererek her iki olasılıkta da koltuğunuzu garantiye aldınız. Kazansa da, kaybetse de rakip ortadan çekilecekti ve de öyle oldu.

Sayın Genel Başkan; son kurultaydaki sizin hazırladığınız listenin, bir yardımcınız tarafından İstanbul İl Başkanlığı'na getirilerek değiştirildiği iddiası ortada kaldı. Bu gerçekse, hiçbir CHP'li bunu içine sindiremez!!! Anadolu'da bir söz vardır ”davul kimin boynunda, tokmak kimin elinde” diye!!! Yetmedi, CHP tarihinde bir kongre sonrası, bir il başkanının (Kaftancıoğlu) seçim sonrası kongre ile ilgili yorumlar yaptığı görülmüş müdür? Gazeteci, Kılıçdaroğlu'na il başkanı ile ilgili konuyu gündeme getirdiğinde ise ”doğru bulmadım “ diyor!

Peki doğru bulmadınız da ne yaptınız Sayın Genel Başkan? Hal böyle olunca da bu partiyi kim yönetiyor sorusunu taban soruyor?

Sayın Kılıçdaroğlu; 9 seçim kaybetmek bir genel başkan için çok zordur. Muhalefet edilmesi gereken onca gündem varken, hiçbirisini kullanamamak ve oy oranını arttıramamak ise CHP'nin önemini ve ilkelerini hiç anlayamadığınız anlamına gelmektedir. Valla ülkede oturduğu yerden kalkmamak gibi bir alışkanlık olduğu için şaşırmaz hale geldik.

Sayın Genel Başkan, yıllarını bürokrasiyle geçirmiş, sayısız lider tanımış ve en önemlisi bir cumhuriyet çocuğu olarak yetişmiş olan ben,  sizin gazete söyleşinizde tanımladığınız  gibi “sözde solcu ve gardrop Atatürkçülüğü” ile alakası olmayan ben, CHP'nin, kimsenin tekelinde olmadığını size hatırlatmak isterim.

SON SÖZ: “CHP, BİR PARTİNİN DEĞİL ASLA YOK OLMAYACAK BİR GELENEĞİN ADIDIR!” UMUT ORAN

Kaynak: Sözcü

Yorumlar 1
Elazığlı 26 Ağustos 2020 19:26

Benim gördüğüm CHP artık yok olmaya başlamış. Özellikle Z kuşağı hiç ilgilenmiyor. (Gelecek seçimde oy kullanacaklar.) Tek amaçları sosyal medya fenomeni olmak ve youtubedan para kazanmak. Sonrada Amerikada veya Avrupada yaşama hayalleri. Bay bay Türkiye yani. Geri kalan ise Ya devlet başa ya kuzgun leşe fikrinde.

Yazarın Diğer Yazıları