Mesut Parlak

Beka eğitimde koronavirüs geçer

Mesut Parlak

Gerçekten artık ülkem de olup bitenlere akıl erdirmek mümkün değil. Acı olan da koronavirüs ile her şeyin unutulması. Varsa yoksa Covid-19! Bu virüs tüm dünyayı etkisi altına aldı.

Şüphesiz virüsün öldürücü oluşu belli yaşın üstündeki insanlar için risk. Bu risk genç kuşaklar için az da olsa var. Ancak bu  virüsten sonra dünyada büyük bir ekonomik ve sosyal çöküntü yaşanacak. Bu çöküntüyü en çok bizim gibi gelişmekte olan ülkeler yaşayacak. Bu bir dünya krizi, burada yapılması gereken sıkıntı çeken ülkelere mutlak ekonomik destek verilmesidir.

Eğer destek verilmezse dünyada büyük bir kaos olur. O durmadan demokrasi vurgusu yapan para babaları şunu bilmelilerdir ki, onlar da ülkelerinde pek rahat oturamayacaklar. Derhal Birleşmiş Milletler toplanmalı ve kısa sürede ekonomik bir destek takvimi belirlenmelidir. Bu bile yetmeyebilir, Güvenlik Konseyi de toplanmalıdır.

Burada önemli olan daha çok benim ülkemin yaşayacağı zorluklar olacaktır. Yıllardır ülkeyi yönetenler bugünlere gelinceye kadar ilk yılları dışında büyük hatalar yaptılar. Sonunda da “Kandırıldık, Allah bizi affetsin” diyerek içinden çıkmaya çalıştılar. Ekonomik sıkıntılar, deprem, Suriye, Libya vs. derken hayat koronavirüs ile daha da zorlaştı.

Yönetenler; marketlerde ve pazarlarda, halkın nasıl pahalılıktan yakındıklarını duymazlıktan gelemezsiniz. Maliye Bakanımız kürsüye  çıkıp alay eder gibi, her şey güllük gülistanlıkmış gibi söylemlerde bulunmasın. Allah aşkına TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarına sizin dışınızda kim inanıyor merak ediyorum. Yükseklerde oturup oradan bakarsanız, aşağılarda neler yaşandığını göremezsiniz. Yani buralarda sizin o anlattığınız pembe tablo yok.

Değerli Okurlar; son yıllarda ülkenin yaşadığı olumsuzlukların ancak bir kısmını sizlerle paylaşmaya çalıştım. Sıralasam sayfalar yetmez. Koronavirüs kısa bir süre sonra gidecek! Bugün büyük Türk Ulusu'nun geleceği için çok önemli olan eğitimde yaşananların sadece bir bölümünü sizlerle paylaşacağım. Biz neler yaşıyoruz, sen neden  söz ediyorsun demeyin sakın. Ülkemin şu anda her şeyden daha önemli bir gerçeği tüm açıklığıyla ortada!..

EĞİTİM

Eğitimdir, ülkemi aydınlığa taşıyacak genç beyinleri yetiştiren.
Eğitimdir, yıllardır ülkenin yaşadığı tüm olumsuzlukların ilacı.
Eğitimdir, Demokratik Laik Cumhuriyet'in direği.
Eğitim eksikliğidir, bugünkü geri kalmışlığımızın temel nedeni.

Değerli Okurlar; ülkedeki eğitim kalitesinin  ne durumda olduğu hepimizin malumu. Kamu okullarındaki eğitimin durumu açıkça görülüyor. Mantar gibi özel okullar açılıyor. Bu okulların küçük bir bölümü dışında, diğerlerinde eğitim düzeyi nedir bilen var mı? Denetim var mı?

Yetersizlik nedeniyle dikkat çeken veya kapatılan okul var mı? Gelin görün ki, insanlar dar imkanlarına rağmen, evladım iyi eğitim alsın diyerek boğazlarından keserek çocuklarını özel okullara gönderiyor. Bu göndermelerin temel nedenlerinden biri de imam hatip okullarına gitme zorunluluğudur. Üzülerek söylemeliyim ki kamu okulları, üvey evlat muamelesi görüyor. Eğer aile birlikleri desteği olmasa işleri çok zor.

Nasıl ki temeli olmayan binalar depremle ya yerle bir ya da ağır hasar alıyor, sormak istiyorum, güçlü bir orta eğitim almamış öğrencilerin, üniversite sınavlarında  başarılı olması beklenebilir mi?

Değerli Okurlar; dikkatle  izleyin, YÖK Başkanı bize gerek duymadan eğitimdeki yürekler acısı durumu kendisi açıklıyor!.. Bakın YÖK Başkanı, TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda merkezi sınav sonuçlarını değerlendirirken bakın neler, neler diyor! “Üniversite sınavında, temel matematik testi veya Türkçe testinden 0.5 net yapamayan, ikisinden birinden 1 tane net yapamayan öğrenci sayısı 42 bin kişi, ciddi bir sayı” Devamında daha yürek sızlatan bir sürü sonuç açıklıyor ve  devam ediyor; ”Bu sosyal bir konu. Eğitim öğretimle ilgili radikal kararlar almamız lazım ama o radikal kararların toplumun iktidarı ve muhalefetiyle birlikte arkasında olması lazım” diyor. ”Yine bu başarısızlıklardaki nedenlerden birinin de öğrenci afları olduğu eleştirisini dile getirirken, ”bizim başarıya endeksli bir toplum inşa etmemiz lazım” diyerek konuşmasını bitiriyor.

Sayın Başkan; 2010 yılından beri o kurumda 4 yıl başkan yardımcılığı, 6 yıldır da başkan olarak görev yapıyorsunuz değil mi? Peki 10 yıl boyunca yetkili makamda oturdunuz da eğitimin  bu hale geldiğini yeni mi gördünüz? Eğer yeni gördünüz ise pardon!..

AKP iktidarınızda bugünkü yakınmalarınızı düzeltmek için harekete geçtiniz de Bay Kemal mi engelledi? Öğrenci afları seçim yatırımı olarak dile getirildiğinde, yapmayın etmeyin yanlış yapıyorsunuz dediniz de dinletemediniz mi?

Kim ne derse desin, sadece eğitim atamalarında değil, tüm kurum yöneticileri atanmalarında yapılan yandaş olsun bizden olsun düşüncesi olunca, gelinen nokta farklı olabilir miydi?

İlginç olan da, “iktidarı ve muhalefeti ile birlikte radikal önlemler” diyor, Sayın Başkan sıkışınca mı muhalefet geliyor aklınıza? Yönetici olduğunuz yıllar boyunca hangi konuda muhalefetin desteğini istediniz? Ama yine de muhalefetin desteği demenizi olumlu buluyor ve kutluyorum.

Sayın Başkan, bu acı itiraflarınıza dayanarak, bazı üniversiteleri tenzih ediyorum, rektörleri kim atadı öğrenmek isterim. Kamu, vakıf ve özel üniversitelerin (bazılarını tenzih ederim) bulunduğu durumlara rağmen halen orada oturmak da bir yürek meselesi olsa gerek.

SON SÖZ: BİLİM VE SANAT BİR KUŞUN KANADI GİBİDİR. BU İKİ KANADI KULLANABİLEN TOPLUMLAR UÇAR VE ÖZGÜR OLURLAR. UÇAMAYANLAR İSE TAVUK OLUR. ‘TAVUK TOPLUM' ÖNÜNE ATILAN BİR AVUÇ YEMİ GAGALARKEN, ARKADAN YUMURTALARININ ALINDIĞININ FARKINDA BİLE OLMAZ. (CHARLES DARWIN)

KAYNAK: SÖZCÜ

Yazarın Diğer Yazıları